Buradasınız
Patronun Köpekleri Somon Balığı, İşçiler Simit Yemeli
Beylikdüzü’nden bir kadın işçi
Biz işçiler sabahın erken saatlerinde işe gidiyoruz. Ne güneşin doğuşunu ne de güneşin batışını görüyoruz. Gece gündüz çalışmamıza rağmen bir ayın sonunda aldığımız ücretle temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamıyoruz. İşçi arkadaşlarla ara ara sohbetimizde hep şunları söylüyoruz: “Bizler ne kadar çalışırsak çalışalım patronların gözünde hiçbir kıymetimiz yok. Ne kadar çok çalışsak o kadar kıymetsizleşiyoruz. Kapıdaki köpeğin bile bizden daha fazla değeri var.” Bizim fabrikanın üç tane “kıymetli” köpeği var. Üçüne de isimleriyle hitap ediliyor. Onların bakımıyla ilgilenen işçi arkadaş yemeklerden artan kemikleri toplayınca biz de “köpeklere mi vereceksin” diye sorduk. O da “bu kemikleri vereyim de patron kemiklerimi mi kırsın, bunları sokak köpekleri için topladım” dedi. Biz de güldük “vay be! Nasıl yani bu kemikleri artık diye vermiyorlar mı? Peki, ne yiyor bu köpekler?” Arkadaş cevapladı: “Bunlar artık yiyecek, veremeyiz. Onların özel maması var. Somon balıklarıyla, biftekle besleniyorlar, çok pahalı yiyecekleri.” Bir kadın arkadaş kafasını sallayarak “biftek he! Ulan bizim evimize biftek-somon hiç girmiyor. Nasıl bir şey olduğunu unuttuk. Şuraya bak, bizler her gün kaldığımız mesaide simit-poğaça yiyoruz. Gerçekten de patronun köpeği kadar değerimiz yok” dedi.
Ben de şunları söyledim: “Arkadaşlar bugün patronların yaşamıyla biz işçilerin yaşamı bir değil. İşçilerin beslediği kediler, köpekler ucuz mamalar ya da sahibi ne yiyorsa onu yiyor. Ama zenginlerin beslediği hayvanlar da sahipleri gibi lüks içinde yaşıyorlar. Bugün biz parka ya da sahil kenarına gidemezken patronun köpeği otele gidiyor. Sosyalleşmeye ihtiyacı varmış! Bizlerin neye ihtiyacı olduğu kimsenin umurunda değil. O nedenle bilelim ki bu düzen adaletsizliğin üzerine kurulmuş. Adaletsiz bir düzende de bazı şeyler mantık dışıdır. Aslında patronlar bizlerin birleşmesi için zemin yaratıyor. Çelişkiler ortada fakat biz görmemekte ısrar ediyoruz. Biz birleşmemekte ısrar ettikçe onlar insanın insanlıktan çıktığı bir durum yaratıyorlar. Bu böyle gitmemeli! Bu dünyada insan insan gibi yaşamalı, bütün canlıların yaşama hakkı olmalı. Bu yaşam hakkını bu düzen biz işçilere vermeyecek, yaşam hakkını ancak ve ancak baktığımız şeyleri gördüğümüz zaman alacağız.”
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...