Buradasınız
Portföy Yöneticisi Olmaya Ne Dersiniz?!
Ataşehir’den bir ofis işçisi

Bu yazıyı sizinle paylaşmadan önce interneti şöyle bir güzel dolaştım. Konuyu sizlere daha iyi anlatmak için… Neden mi? Çünkü ileride her birimiz bir portföy yöneticisi olacağız ya! Yoksa bundan haberi olmayanlar mı var? Eğer öyleyse kıdem tazminatı “müjde”sinden haberiniz yok sanırım. Gerçi şimdi “portföy yöneticisi ne ki?” diye soranlar vardır. Ben de haberi okuyunca sordum, sonra araştırdım ve şu cümleyi buldum.
Portföy Yöneticiliği: Kıymetli madenlere dayalı olanlar dâhil olmak üzere sermaye piyasası araçlarından oluşturulan portföylerin müşteriler hesabına vekil sıfatıyla yönetilmesidir.
Cümleyi birkaç kere okudum. Kelimelerin yerlerini değiştirdim ve yine okudum ama biz işçilerle bir bağını kuramadım. Şimdi gelelim en önemli soruya. Bunları size neden anlatıyorum? Malumunuz hükümet kıdem tazminatının bir fona devredilmesi ile ilgili yasa tasarısını hazırladı. Yapılacak değişikliği biz işçilere güzel ve olumlu göstermek için türlü dalavereler çeviriyor, renkli ve süslü yalanlar söylüyor. Medyada bu yalanları ballandıra ballandıra yansıtıyor. Bu yalan haberleri yapanların başında gelen Sabah gazetesinin 16 Nisan tarihli internet sitesindeki bir madde aynen şöyle:
“Hesaptaki para her ay yatırılan ödenekle artmaya devam ederken, ayrıca yatırım araçlarında da değerlendirilecek. Her çalışan portföy yöneticisi gibi düşünecek. Çalışanlara yatırım seçenekleri sunulacak. Kıdem birikimini çalışanlar tahvil, döviz, hisse senedi, altın başta olmak üzere istediği yatırım araçlarında değerlendirebilecek.” (http://www.sabah.com.tr/fotohaber/ekonomi/kidem-tazminati-her-ay-artacak 16/05/2017)
Bu habere inanırsak, meğer işçiler birer yatırımcı olacakmış! Bunlar bizimle utanmadan nasıl böyle dalga geçiyorlar? Neymiş her çalışan portföy yöneticisi gibi düşünecekmiş! Oysa kıdem tazminatı fonu üzerinde biz işçilerin hiç bir söz hakkı olmayacak! Ayrıca işçinin kıdem hesabında birikecek üç kuruşun yatırıma dönüştürülecek bir yanı da olmayacak. Fondaki paranın bölünmemesi için hükümet azami dikkat gösterecektir. Çünkü fonun bölünüp parçalanmasını istemiyor. Çünkü fonu kendi hesapları temelinde kullanmak istiyor. Biz işçilerin emeğiyle birikmiş hakkı olan işsizlik fonunu patronlar için nasıl yönetiyorsa, kıdem tazminatı fonunu da yine patronların çıkarına yönetecek!
Eğer hükümet işçileri bu kadar çok düşünüyorsa fona gerek duymadan işçilerin kıdem tazminatı almasını sağlayabilir. Tazminat vermeyen patronlara gerekli yaptırımları uygulayabilir, onları denetleyebilir ya da taşeronluğu kaldırabilir. Ama bunların hiç birini yapmıyor ve yapmayacak da.
Bu nedenle bu süslü cümlelere inanıp haklarımızın elimizden alınmasına izin vermeyelim. Kıdem tazminatı bizlerin iş güvencesidir. Kıdem tazminatımıza sahip çıkalım.
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...