Buradasınız
Robottan Farkımız Ne?
Tuzla’dan bir kadın işçi
Ben bir fabrikada beyaz yakalı bir işçi olarak çalışıyorum ve ilk işim. Neredeyse tüm gün ayakta, koşturmacayla geçiyor. Geçenlerde iki gün boyunca üretimde, ayakta çalıştım. Bu iki gün sonunda ayaklarımda dayanılmaz bir ağrı vardı. Sebebini düşündüğümde sonradan aklıma tüm gün ayakta çalıştığım geldi. Sonra üretimde tüm gün ayakta çalışan arkadaşlar gözümün önünden geçti. Üstelik çoğu kadın işçi. Yani eve gittiklerinde ayaklarını şöyle bir güzel uzatıp derin derin nefes alıp dinlenme şansı olmayan kadın işçiler… Yaklaşık 10 saat, mesai olursa en az 12 saat, fabrikada ayakta çalış, sonra bir de eve git çalış…
Özellikle kadın işçilerin durumunu gözümde canlandırdığımda hayatımızın kurulu bir robotunkinden farksız olduğunu düşündüm. Sabah kalk işe git, akşam eve gel; yemek yap, çocuklarla ilgilen, uyu sonra tekrar işe git. Hayat böyle akıp giderken durup düşünmeye nasıl fırsat olacak diye düşündüm sonra. İşte bu ağır çalışma koşulları biz işçilere nefes aldırmıyor. Haklarımızın, çıkarlarımızın ne olduğunu düşünmeye fırsat bırakmıyor. Bu sömürü düzeni bize vakit bırakmıyor; ne düşünmeye, ne de yaşamaya!
Daha önce bu kadar haksızlıklar, adaletsizlikler karşısında neden işçiler mücadeleye destek vermiyor diye yargılıyordum. Ama şimdi bu yaşam ve çalışma koşullarının ağırlığı karşısında işçilerin kendiliğinden sorgulamasını ve kendi çıkarları için örgütlenmesini beklemenin haksızlık olacağını düşünüyorum. İşçiler bir yandan kendi yaşadıkları olaylardan dersler çıkarıp öğrenirlerken, mücadelede yer alan diğer işçilerin de yol gösterici olması gerektiğini öğrendim UİD-DER’den. Bizler robot değiliz, kadınıyla erkeğiyle etten kemikten insanız ve daha sağlıklı koşullarda çalışmayı ve yaşamayı hak ediyoruz. Mesailer yerine ücretlerimizin yükseltilmesini, iş saatlerinin kısaltılmasını istiyoruz. Ama istemekle olmuyor tek başına, bunu kazanmak için emek harcamalıyız.
Kıdem Tazminatında Bir Karşılaştırma
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 44 yıl geçti. Darbeyle hesaplaşamayan Türkiye işçi sınıfı uğradığı hak kayıplarını telafi edemediği gibi yeni kayıplar yaşadı, yaşıyor. Sınıfsal hafızaya vurulan ağır darbe yüzünden 1980 sonrası işçi...
- 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle egemenler geçmişle gelecek arasındaki köprüleri yıkmak, işçilerin mücadele deneyimlerini unutturmak istediler. Toplumu baskı ve şiddetle susturdular, yıllarca sürecek bir karanlığa hapsettiler. Çekilen tüm...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 10 Eylülde Gebze Kent Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu, DİSK Birleşik Metal...
- Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustostan beri kayıp olan 8 yaşındaki Narin, 19 gün sonra yapılan bir ihbar sonucunda, öldürülmüş ve cansız bedeni bir torba içinde dere kenarına bırakılmış olarak bulundu. Narin’in...
- Polisin saldırılarına, Emniyet Müdürünün tehdidine boyun eğmeyen direnişçi Polonez işçileri halaylarla, türkülerle, sloganlarla, dayanışmayla direnişlerini sürdürüyorlar. Tüm emek dostlarını direnişleriyle dayanışmaya çağırıyorlar.
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi işçilerin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Siyasi iktidarın ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesen ekonomi programları ise sorunlarımızı katlanarak büyütüyor. Bu...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı. Hem su sarfiyatını azaltacak hem de aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerilerini sıraladı. Aşırı kurak bir dönem...
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...