Buradasınız
Sağlıkta Dönüşüm Sağlığımızı Bozdu
Gebze’den işsiz bir kadın işçi
İşsiz olduğum için gelir tespiti için başvurmak zorundaydım. Ne tür evraklar hazırlamam gerektiğini öğrenmek için, daha önce gelir testine başvurmuş bir arkadaşımı aradım. Önce muhtara gitmem ve FORM-5 kâğıdı almam gerektiğini, hanede kaç kişi varsa onların kimlik fotokopilerini çektirmemi söyledi.
İşkence başlıyordu. Muhtara gittim. Muhtar, hanede kaç kişi olduğumuzu, evin kime ait olduğunu, evin kaçıncı katında oturduğumu sordu. Sorularını yanıtladıktan sonra FORM-5 kâğıdını 5 lira karşılığında aldım. Aynı evde yaşayan aile fertlerinin kimlik fotokopilerini çektirerek, oturduğum eve yakın olan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na gittim. Vakfa gittiğimde oradaki görevli benden “Genel Sağlık Sigortası Başvuru Formu” istedi. Ben tesadüfen bir tane buldum ama sırada bekleyen yüzlerce insan vardı. “Bu formu nereden alıyoruz?” diye sorduğumuzda “bitti” diyorlardı. Üstelik bu uygulama çok yeni olduğu halde insanlara yardımcı olacak bir danışman yoktu. Herkes birbirine soruyor, kimse ne yapacağını bilemiyordu. Şansa bak ki binanın karşı tarafında arzuhâlciler varmış, oradan 1 lira karşılığında form alabiliyormuşuz! Üstelik bu formu, arzuhâlciler 4 lira karşılığında dolduruyorlarmış! Sıra formu cevaplamaya gelmişti. Dikkatle okumaya başladım.
- 2022 Özürlü ve yaşlılık maaşı alanların başvurmalarına gerek yoktur.
- 3 ayda bir 65 yaş üstü yaşlılık maaşı alanların başvurmasına gerek yoktur.
- Yeşil kartının vizesi dolmamış olanların başvurmasına gerek yoktur.
- 25 yaşından küçük kız çocukları eğer babalarının sağlık güvencesinden faydalanıyorsa başvurmalarına gerek yoktur.
- 25 yaşından küçük üniversite öğrencilerinin babalarının güvencesinden faydalanmaları halinde 25 yaşından gün alana kadar başvurmalarına gerek yoktur.
Formu doldurmaya başladım. Başvuracak kişinin adı, soyadı, TC kimlik numarası, cep telefonu gibi bilgiler için doldurulacak yığınla kutucuk var:
Oturduğunuz konutun türü: 1- Gecekondu, 2- Apartman Dairesi, 3- Bodrum Kat
Oturduğunuz evin mülkiyeti: 1- Kendi evimiz, 2- Kira ödemeden kullanıyoruz, 3- Kira
Evinizin kirası ne kadardır?
Eviniz kaç odalıdır?
Evinizin ısınma şekli nedir? 1- Soba, 2- Kombi doğalgaz, 3- Elektrikli
Hanenin toplam aylık geliri nedir? (Hanenin çalışan, emekli maaşı, kira geliri vs, hepsini toplam yazınız)
Kaç yıldır bu evde oturuyorsunuz?
Hanede kronik hastalığı olan veya özürlülerin isimlerini yazınız: 1- Adı soyadı 2- Rahatsızlığı
Hanede çalışan kişileri ve nerede çalıştıklarını yazınız. 1- Adı soyadı 2- Çalıştığı yer
Yıllık ortalama gıda gideriniz kaç TL’dir?
Yıllık ortalama giyim gideriniz kaç TL’dir?
Yıllık ortalama yakacak gideriniz kaç TL’dir?
Yıllık ortalama su-elektrik-gaz gideriniz kaç TL’dir?
Borcunuz veya taksitiniz varsa yazınız: 1- Nereye? 2- Ne kadar? 3- Ne için?
Bu soruları cevaplarken insan içinden “o kadar da değil” diyor. Soruları cevaplarken “size ne” diye haykırmak istiyorsunuz. Bu formla “beni sorgulamanıza, evime gelmenize, yoksul olup olmadığıma karar vermek için eşyalarımı kurcalamanıza izin veriyorum” demek zorundasınız! İmzalamazsanız işleminiz yapılmıyor, sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorsunuz. Ceza olarak en yüksek primi, yani 212 lirayı ödemek zorunda kalıyorsunuz.
Formu doldurduktan sonra sırama baktım, daha 250 kişi vardı önümde. Birçok insanla konuşma fırsatı buldum. Kimileri evraklarını eksik getirmiş. Onca zaman sıra bekledikten sonra geri gönderildiler. Kimilerine, evraklarını yaptırmazlarsa eşlerine hastanede bakılmayacağını söylediler, kimileri hükümetin bu uygulamasının yanlış olduğunu söyledi, kimileri “hayırlısı olsun diyelim ama sonumuz hiç iyi görünmüyor” dedi. Yani konuştuğum herkes bu duruma tepkiliydi. Sıra bekleme süresi boyunca, yeni gelenlerin formlarını doldurmalarına bildiğim kadarıyla yardım ettim. Çok şükür, 4 saat bekledikten sonra sıra bana geldi! Evraklarımı verdikten sonra yine sorular peşi sıra geldi. “Nerede çalışıyordun? Ne zaman çıktın? Tazminat aldın mı? İşsizlik sigortasından yararlanıyor musun?” Bu soruları da cevapladıktan sonra, ben de birkaç soru sorma fırsatı buldum. “İş bulunca tekrar başvurmaya gerek var mı?” Görevli “hayır” dedi. “Peki, gelir tespiti (sorgulama) yaptırmak için bir daha gelecek miyim?” Görevli, “inanın bilmiyorum” dedi. Yasa yeni olduğu için hiç kimsenin uygulama konusunda bilgisi yoktu. Tamamen bir kargaşa hâkim, kimse neyi, niçin yaptığını bile bilmiyor. Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in “sosyal devlet”i bu kadar olurdu zaten. O gün yaşadıklarım sosyal devletin göstergesiymiş, vay be!
Biz işçilerin ihtiyacı “satın alınabilecek bir sağlık hizmeti” değil, nitelikli ve parasız sağlık hizmetidir. Tıpkı diğerleri gibi, sağlık “sektörü” de inanılmaz kârların döndüğü bir rant kapısıdır. Hal böyle olunca, patronlar bu pastadan en iyi şekilde nemalanma azmiyle hareket ediyorlar. Kıdem tazminatlarımıza göz diken patronlar sınıfı, GSS yasası ile sömürüyü arttırıyor. Saldırılar, işçi sınıfı cephesinden anlamlı bir yanıt bulmalıdır.
17 Yaşındaki Esra’nın Kolu
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...
- Yeni eğitim yılı başlarken çocuklarımız heyecanlı. Bizlerse düşünceliyiz. Çocukların heveslenip istedikleri rengârenk çantalar, kalemler, defterler ne yazık ki el yakıyor. Daha çocuklarımız okul çantalarını sırtlarına takamadan, bizim sırtımıza okul...
- Bir grup UİD-DER’li işçi olarak Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesindeki MKB Rondo grevini ziyaret ettik. Duymayan işçi kardeşlerimize MKB Rondo grevini duyurmak, grev yerine dayanışmaya davet etmek için bu mektubu yazmak istedik. Grevci işçiler bizi...
- 6 Eylül 2014’te İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlar Center inşaatında meydana gelen işçi katliamının üzerinden tam 10 yıl geçti. Asansörün otuz ikinci kattan yere çakılması sonucu 10 işçi feci şekilde can vermişti. İşçiler asansörün bozuk olduğunu...
- İktidarın her türlü desteğini arkasına almanın rahatlığı ve pervasızlığı içindeki sermaye sınıfı insanların üzerine ateş açarak katledecek kadar gemi azıya almış durumda. Bugün doğasını savunduğu için Reşit Kibar’ı katleden, İliç’te işçileri toprak...
- İstatistikler, rakamlar, raporlar Türkiye tarihinin en büyük yoksullaşma dalgasının yaşandığını gösteriyor. Yoksullaşmayı iliklerinde hisseden, hayat pahalılığı, geçim derdi altında ezilen işçi ve emekçiler düze çıkmayı, sorunlarının çözülmesini...
- İşten atma saldırısına, sendika düşmanlığına, kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere karşı Bağımsız Maden-iş Sendikası öncülüğünde direnen Fernas Madencilik işçileri, 4 Eylülde maden önünde aileleriyle birlikte kitlesel bir eylem gerçekleştirdi....
- İsrail devletinin 7 Ekimden bu yana Filistin halkına yönelik sürdürdüğü katliam dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler tarafından protesto ediliyor, meydanlarda barış talebi yankılanıyor. İşçi ve emekçiler İsrail devletine, savaşı körükleyen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, ben de ustalarımızın söylediklerini yani umutlu olmak ve umut tohumları ekmek gerektiğini her daim aklımda tutarım. Bu mektupta sizlerle paylaşacağım hikâye şimdi 23 yaşında olan 2 çocuk annesi genç bir kadının hikâyesi. Bu...
- Fabrikadaki işçi arkadaşlarımızla kimi zaman dışarıda bir araya gelip sohbet ediyoruz. Birlikte bir iş yapmak, buluşmalar, geziler organize etmek bizleri keyiflendiriyor. Fabrikanın stresinden biraz uzaklaşıp birlikte bir şeyler yapmak bizlere iyi...
- Merhaba dostlar. Ben daha önce Mersin Liman işçisiydim. Limanda çalıştığım dönemde zor koşullarda çalışıp haksızlığa uğrayan işçiler olarak bir araya geldik ve sendikalı olduk. Evet, haksızlığa karşı anayasal hakkımızı kullanarak sendikalı olduk ama...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Türkiye’de onlarca kentte yapılan eylemlerde İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırım ve emperyalist devletlerin İsrail’e verdiği destek protesto edildi. Yapılan açıklamalarda emperyalist savaşın alevlerinin...
- Bugün 1 Eylül, bugün Dünya Barış Günü… Bugün sadece Türkiye’de veya yaşadığımız coğrafyada değil, dünyanın dört bucağında ezilenlerin yüreği barış özlemiyle atıyor. Emekçiler, ölümlerin son bulduğu, acı ve gözyaşının dindiği, yaraların sarıldığı bir...