Buradasınız
Salgın Bitti Ama “Karantina” Sürüyor!
Kocaeli/Gebze’den bir kadın işçi

Ekonomik krize denk gelen Covid-19 salgınını fırsat bilen egemenler tüm dünyada bir korku atmosferi yarattılar. Salgını bahane ederek krizin gerçek nedenlerinin üstünü örttüler. İşyerinde çalışmak hariç insanların sokağa çıkmasını engellediler, karantina bahanesiyle herkesi eve hapsettiler. Salgının etkisi geçtikçe gerçekler daha anlaşılır oldu. Şimdilerde sokağa çıkma yasakları, eve kapanmalar, sosyal mesafe kuralları yok. Peki, bugünlerde evden çıkabilen var mı?
Covid-19 salgını boyunca önlem adı altında sosyal mesafe kuralları, sokağa çıkma yasakları gibi uygulamaların halk sağlığıyla hiçbir alakasının olmadığını biliyorduk. Çünkü bizler o dönem tıkış tıkış servislerde, kalabalık yemekhanelerde, yan yana tezgâhlarda, hiçbir önlem alınmayan işyerlerinde çalışmaya devam ettik. Ekmek almak için, parkta yürüyüş yapmak için bile sokağa çıkamazken çarklar durmasın diye gece gündüz fabrika kapıları açık tutuldu.
Şimdilerde salgın geçti, önlemler kaldırıldı, eve kapanmak için hiçbir baskı görmüyoruz. Fakat salgın dönemindekine benzer bir kapanmayla karşı karşıyayız. Üstelik kendi rızamızla kendimizi eve kapatıyoruz. Hiçbirimiz bu durumu istemesek de ne yazık ki buna mecburuz. Salgın döneminde hepimiz çok zorlandık. Özgürce sokakta dolaşmak bile ne kadar kıymetliymiş anladık. Sevdiğimiz eş, dost, arkadaşlarla birlikte içeceğimiz bir bardak çayın hayaliyle atlattık o günleri. Peki, o günler geride kalmışken bütün bunları, özlediğimiz şeyleri yapabiliyor muyuz? Tabi ki hayır! Ne sinemaya gidebiliyoruz, ne tiyatroya ne konsere. Dışarıda oturup bir bardak çay içmek, yemek yemek bile neredeyse imkânsız. Temel ihtiyaçlarımıza yetişemiyorken bütün bunlara ayıracak bütçemiz yok. Dışarıya çıkamıyoruz, hayat pahalı evde görüşelim desek maalesef o da olmuyor. Çünkü ne misafirliğe gidecek ne de misafir kabul edecek bütçeye sahibiz. Çünkü yoksulluğumuzu daha da büyüttüler, derinleştirdiler. Ne kadar acı ki bu kadar küçük hayallerimizi bile kursağımızda bıraktılar. İstediğimiz hayat yerine, bizi kendi istedikleri hayata mecbur bırakanlara karşı ne yapmalıyız?
Hızına yetişemediğimiz hayat pahalılığı karşısında biz de “ARTIK YETER!” diyelim. Bu düzen böyle devam edemez, etmemeli! Bize sürekli yetinmemizi söyleyenlere, sınıf dayanışmamızı güçlendirerek cevap vermeliyiz. Bütün sınıf kardeşlerimizi UİD-DER’le birlikte mücadeleye davet ediyoruz. Kendimizi ancak kendimiz kurtarabiliriz, bize bizden başkasından fayda yok.
Nasıl Bir Kutuplaşma?
- Kuru Ekmek
- Yoksulluğundan Utanmak!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Çocuklarımız İçin
- 3 İşçi Kadın, 3 Hayat, 3 Talep!
- Bu Düzen Değişmeli!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Emekçi Kadınlar: Mahalleyi UİD-DER’e, UİD-DER’i Mahallemize Taşıyoruz!
- Market Raflarından Sınıf Siyasetine
- Emekliyiz, Adana Arçelik İşçileriyle Dayanışma İçindeyiz
- Yüksek Kiralar, UİD-DER’in Kampanyası ve İşçi Dayanışması
- Çocuklar Bayılmasın Diye Kampanyamıza Sahip Çıkalım!
- UİD-DER’in Kampanyasının Eyüp’ten Yansımaları
- Yapılan Zamlar Geri Alınsın!
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- Israr Ettik ve Kazandık
- “Tost Günü” ya da “Birlik ve Mücadele Günü”
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Okul Öncesi Eğitimde Ücretsiz Yemek Hakkı Kazanıldı
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...