Buradasınız
Sanat, Sermayenin Ruhu ve İşçiye Sıkılan Plastik Mermi

“Şehirdeki her şey mükemmel, caddelerdeki sesler mukaddes, müziğin ve caddelerin sahibi yok…” Bu sözler İskoç bir sanatçının tasarladığı bir sanat eserinin üzerindeki şiirin Türkçe çevirisi. Bu eser bir müzede ya da sanat galerisinde değil Gebze Taysad Organize Sanayi Bölgesindeki Farplas fabrikasında bulunuyor. Farplas patronları sahip oldukları pahalı sanat koleksiyonlarını fabrikalarında, ofislerinde “cömertçe” sergiliyorlar. Farplas binasının bu bölümündeyseniz, etrafınızdaki her şey gerçekten de mükemmel. Yaratıcılık sınırlarını zorlayan, insanın tüm duyularına hitap eden, ruhunu doyuran, paha biçilmez sanat eserlerinden gözlerinizi alamazsınız.
Ama bu güzelliklerle aralarında sadece birkaç duvar olan Farplas işçileri 19 Ocakta üretimi durdurduklarında, amaçlarısergilenen sanat eserlerini izlemek değildi. Öfkeliydiler, seslerini duyurmak istiyorlardı. Kendilerinin ve evlatlarının karnını doyurabilecek, faturalarını ödeyebilecek bir ücret talep ediyorlardı. Fakat Farplas patronları ücretleri asgari ücret düzeyine çekip bunun üzerine 50 lirayı aşmayan zamlar yapmayı reva görmüşlerdi onlara. İşçiler eylem yapınca Farplas patronları, taleplerini değerlendireceklerini söylediler ama gerçekte onları oyalamak ve bölmek için taktikler uyguladılar. Kara kışın ortasında yüzlerce işçiyi işten attılar. Polisi çağırıp biber gazı, cop ve plastik kurşunlarla işçilere ve destekçilerine saldırttılar.
Tek tek sermaye sahipleri sanatsever, zevk sahibi, kültürlü, duyarlı, bilgili olabilirler. Pek çok dil öğrenip dünyanın dört bir yanını tanıyabilir, sanatın tüm dallarını, dünya sanatçılarını yakından takip edebilirler. Geleceğe uzanacak koleksiyonlara çuvallar dolusu para ve zaman harcayabilirler. Hatta kendileri bir sanat dalıyla uğraşıp olağanüstü eserler üretebilirler. Ama bu, onların ruhunun sermayenin ruhu olduğu gerçeğini değiştirmez. Sermaye sınıfı ve işçi sınıfı iki karşıt sınıftır. Çıkarları, talepleri birbirine taban tabana zıttır. Sermaye sahipleri işçi sınıfı karşısında daima kendi sınıf çıkarları temelinde tutum alırlar. İşçileri sömürerek elde ettikleri artı-değer (kâr) sayesinde sermayelerini büyütür, sömürüyü arttırmak için işçilere insanlık dışı çalışma koşullarını dayatır, ücretleri düşürdükçe düşürürler. İşçiler haklarını istediklerindeyse baskı ve yalanlarla onları sindirmeye, susturmaya çalışırlar.
Onlar temelinde emek hırsızlığı ve doğanın talan edilmesi olan, adaletsizlik ve eşitsizlik olan bir sistemin sahibidirler. Milyarlarca insanı yoksulluğa sürükleyen sömürü düzeninin temsilcileridirler. Kendi çıkarları uğruna milyarlarca insan için yaşamı çoraklaştırır, çirkinleştirir, zehir ederler. Sömürü düzenlerini aklamak için en pespaye yalanları söylerler; yalancıdırlar. Ama işçilerin ürettiği zenginliklere el koyarak sahip oldukları para sayesinde kendilerini en güzel, en gösterişli kılıflarla örterler. Güzelliği, onuru, kültürü, bilgiyi, saygınlığı, her şeyi satın alırlar. “Sosyal sorumluluk projeleri”yle iyilik meleği pozları keserler. Kendilerine yarattıkları vitrinlerle medyaya, aydınlara, sanat çevrelerine etki eder, gösteriş yapar, kendilerini birikimli insanlar olarak pazarlarlar.
İşçi sınıfının büyük önderi Marx, sömürü düzeninde zengin aile fertlerinin para sayesinde nasıl “üstün” kişiler haline geldiklerini şöyle anlatıyordu: “Ben çirkinim ama kendime dünyanın en güzel kadınını satın alabilirim. O halde çirkin değilim, çünkü çirkinliğin etkisi paraca sıfıra indirilmiştir. (…) Ben kötü, namussuz, vicdansız, aptalın biriyim; ama para saygındır, öyleyse sahibi de. Para, en yüksek iyiliktir, o halde sahibi de iyidir. Para, ayrıca beni namussuz olma derdinden kurtarır: O yüzden namuslu da sayılırım. Ben beyinsizim, ama her şeyin gerçek beyni paradır, nasıl olur da sahibi beyinsiz olabilir?”
Sermaye sahipleri işçileri sömürerek elde ettikleri paranın sağladığı ayrıcalıkları kendi hakları, yetenekleri, başarıları olarak görürler. Emeğin ürünü olan muazzam zenginliği sanki kendileri yaratmış, sanki kendileri üstün varlıklarmış vehmine kapılırlar. Bu vehimle işçileri aşağılayıp küçümserler. Oysa marifet onlarda değildir ve aslında emekçiler açısından bir asalak konumundadırlar. Parası olanı üstün ve ayrıcalıklı, hırsızı onurlu, yağmacıyı hayırsever, namussuzu namuslu yapan bu düzen ayakta kalmayı hak etmiyor. Bir gün ayağa kalkan işçi sınıfı bu düzeni yıktığında; sömürünün, paranın, ayrıcalıkların olmadığı, eşitlik ve özgürlük dolu bir dünya kuracak.
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- Komşunun Evi Yanarken…
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Kim Bu Herkes?
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
Son Eklenenler
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....
- Pakistan’da binlerce tekstil işçisi, hakları için haftalardır mücadele ediyor. Arjantin’de emekliler her Çarşamba günü düzenledikleri protestolar devam ediyor. Tunus’un en büyük işçi sendikası Tunus Genel İşçi Birliği (UGTT) üyesi toplu taşıma...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair, Kamu İşveren Heyeti teklifinin açıklanmasının ardından, 13 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’nin pek çok kentinde ortak basın...