Buradasınız
Sermayenin Parolası: Paran Yoksa Öl!
Ankara’dan bir sağlık işçisi
Geçtiğimiz günlerde çalıştığım hastaneye 6 yaşında bir çocuk ateş, iştahsızlık, halsizlik şikâyetleriyle ailesi tarafından getirildi. Tahliller için örnekler alındı, ateşini düşürmek için serum takıldı. Kan sonuçlarına bakan ve çocuğu muayene eden doktor, çocuğun yüksek ihtimalle menenjit olabileceğini söyledi. Menenjit beyin zarlarının iltihaplanmasıyla oluşan bulaşıcı ve ağır bir hastalık. Tedavi edilmezse beyin hasarı ve ölüm riski taşıyor. Çocuğun tedavi edilebilmesi ve mikropların çevredekilere bulaşmasının önlenmesi için izole edilmiş yoğun bakımı olan başka bir hastaneye sevk edilmesi gerekti. Doktor; 112 komuta merkezini aradı, şartlara uygun bir hastanede çocuk için yer arandı.
Yaklaşık iki saat sonra komuta merkezi bir özel hastanede yer olduğunu, çocuğu kabul ettiklerini bildirdi. Böyle durumlarda genelde hastaların ve yakınlarının uygun hastaneyi reddetme şansları olmuyor. Çünkü daha uzun saatler beklemek zorunda kalabiliyorlar. Bekleyiş sonucunda başka bir hastane de kabul etmeyebilir. Durum bu şekilde anlatılınca çocuğun babasının gözleri doldu ve utanarak ağlamaya başladı: “Ya ücret çıkarırlarsa, onu nasıl karşılarız? Özel hastane olmasa olmaz mı?” Aslında acil servislerde hastadan ücret alınamaz (sözde böyle!). Bir hastanenin acil servisinden başka bir hastaneye, ileri tetkik ve tedavi yetersizliği yüzünden sevk edilirseniz, isterseniz çok ağır ve kapsamlı bir ameliyata girin, yine de ücret ödememelisiniz. Ancak özel hastanelerde türlü numaralar işletilerek hastaya ücret çıkarılabiliyor. Kimisi girer girmez bir senet imzalatıyor, kimisi durumun acil olmadığına kanaat getirerek ücret talep ediyor, kimisi de acil müdahaleden sonra gerekli-gereksiz işlem veya yatış yaparak işlem ücreti, yatak ücreti vb. istiyor. Karşılaştığımız aile, çocukları bakıma alınmazsa onu kaybedebilecekleri endişesiyle sevki kabul etmek zorunda kaldı.
Sağlık Bakanı, her konuşmasında sağlıkta gerçekleştirdikleri dönüşümlerden bahsederken, çocukları acil durumda olan bir aile hastane ücretini düşünmek zorunda kalıyor. Çocuklarının hastalığından duydukları endişenin üstüne bir de hastanede ücret ödeme korkusu biniyor. Bu durum karşısında insanın gözlerinin önüne bir terazi geliyor: “Bir tarafta çaresiz bir bekleyiş içinde olan hasta bir çocuk ve ailesi, diğer tarafta destelerce para. Hangisi daha ağır?” İnsan yaşamının söz konusu olduğu bir durumda akla ilk gelen para olmamalı. Oysa işçiler böyle bir çaresizliğe itilmiş durumda. Kapitalist sömürü düzeninin geldiği evrede bulunduğumuz nokta işte budur! Vicdan ve sağlıktan uzak, parayı verenin düdüğü çaldığı sağlık sistemi. Parası olmayanlar kara kara düşünebilir ancak. Sağlık sistemi kapitalist devletlere, ilaç tekellerine ve sermayedarlara para kazandırmak için işliyor, bizlerin sağlığı ve iyiliği için değil. Milyonlarca işçi ve emekçi bu temel hakka ancak birlikte mücadele ederek sahip olabilir.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Fernas madencilik ve Akcanlar Tekstil işçileri günlerdir seslerini duymayan Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Polonez işçilerine bir kez daha saldıran çevik kuvvet polisi işçileri ters kelepçeyle gözaltına aldı. Ankara...
- Diyarbakır’a bağlı Merkez Bağlar ilçesinde 21 Ağustos Çarşamba günü kaybolan 8 yaşındaki kız çocuğu Narin Güran’ın cansız bedeni 8 Eylülde dere kenarında bir torbanın içinde bulundu. Türkiye’nin çeşitli illerinde Narin’in katledilmesine karşı...
- Sakarya Hendek’te faaliyet gösteren Oba Makarna fabrikasında 15 Eylül Pazar günü yem silolarının yakınında patlama gerçekleşti. Patlama sırasında ve patlamanın etkisiyle çıkan yangında aralarında itfaiye işçileri de olmak üzere 30 işçi yaralanırken...
- İşçi sınıfının sömürüye, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı mücadelesinin sembolü haline gelmiş şarkılar vardır. O şarkıları üreten ve söyleyen ozanlar vardır işçilerin unutmadığı, kuşaklar boyu saygı ve sevgiyle andığı. Onlardan biridir Şilili ozan...
- ABD’nin Boston ve Connecticut eyaletlerinde binlerce otel çalışanı toplu sözleşme görüşmelerindeki anlaşmazlık nedeniyle grevler düzenledi. 1 Eylülde Massachusetts Park Plaza Hotel’in önünde gece yarısı eylem başlatan işçilere, ülkenin çeşitli...
- Topraktan başını güneşe uzatan filiz, meyve veren dal, ana rahminden kopup emekle, sabırla büyütülen çocuk… Yeşeren, serpilip gelişen, bugünden yarına geleceğe dönüşen yaşam… Biz emekçi kadınlar yaşam zahmetsiz, kahırsız, mutlulukla aksın isteriz....
- Burjuva partilerin vekil adayları seçim zamanı bizdenmiş gibi görünüp türlü vaatlerle oyumuzu almaya çalışırlar. Seçim biter bitmez sonraki seçime dek bizi umursamazlar. İşçi ve emekçilerin haklarına saldırı, sermaye sahiplerine kıyak anlamına gelen...
- 57 gündür direnişte olan Polonez işçileri gece ve gündüz fabrika önünde direnerek, polisin baskısına boyun eğmeyerek mücadele ediyor, sendikal haklarının tanınmasını istiyor. Antep’te bulunan Akcanlar Tekstil işçileri de 7’li vardiya sistemi...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 13 Eylülde Mersin’de Özgecan Aslan Barış Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu,...
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...