Buradasınız
Sıradaki?
Aydınlı’dan bir eğitim işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Eğitim sektöründe taşeron öğretmen (ücretli öğretmen) olmanın birçok kötü tarafı var. Bir süredir bu işi yapıyorum. Gittikçe de daha fazla kötü tarafını görüyorum tabii. Örneğin, sürekli farklı yerlerde çalışıyorum. Nerde açık varsa yeni işyerim orası oluyor. Hatta bazı arkadaşlarım iki farklı okulda çalışıyor. Çünkü haftalık otuz saat olan ders limitini doldurmalı ki geçinebilsin. Yani iki farklı işyeri oluyor böylece.
Sürekli değişen bir boşluğu doldurduğumuz için kadrolu olan çoğu arkadaşımızda da genel bir yargı oluşuyor: “Zaten gelip geçici, bu gün gelir yarın gider, yerine başkası gelir.” Bu yüzden, bir iş arkadaşlığı bağı oluşturmak da zorlaşıyor. Zaten on dakikalık teneffüslerin yarısı merdiven inip çıkmakla geçiyor. Sohbetlerimiz bir yudum çayda kalıyor. Okul idaresi deseniz geçici olduğunuzu her fırsatta hatırlatıyor. Bir gün ders bitiminde müdür beni yanına çağırdı: “Hocam başka hoca gelecek yarın. Buraya kadar. Sabahtan söylemedim ki motivasyonunuz düşmesin” dedi.
Motivasyon mu kalır? Nereden iş bulacağım kış ortasında? Biz işten ayrılacağımız zaman önceden haber vermek zorundayız. Ama ya onlar? Sorular kafamda biriktikçe birikti. Önce öfkemden sürekli müdüre kızdım. Hatta beddualar savurdum. O da kovulsun buradan inşallah vs. diye. “Görsün bakalım işsiz kalmak ne demek” diye düşündüm. Sonra sakinleşince tabii, sorunun kaynağı müdür değil dedim. Hep derler ya: “Yahu bir tek sen misin işsiz kalan? Git yenisini bul.” Aslında bir yanı doğru. İşten kovulan ya da bu sorunları yaşayan bir tek ben değilim. Çok basitti aslında durum: Demek ki bir sürü müdür bir sürü arkadaşıma aynısını yapıyor. Yani eğitim sisteminin çarpıklığı nedeniyle binlerce ücretli öğretmen aynı sorunları yaşıyor. Çünkü onlar için önemli değil, ben giderim başkası gelir. Ama ya benim için?
Benim için, benim gibi bu sorunları yaşayan binlerce kişi için çok önemli. Ve ancak çözüm için bir araya gelerek, hep birlikte mücadele ederek bu sorunların üstesinden gelebiliriz.
3. Yılında Ostim-İvedik Anması
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...