Buradasınız
Sıradaki?
Aydınlı’dan bir eğitim işçisi
Eğitim sektöründe taşeron öğretmen (ücretli öğretmen) olmanın birçok kötü tarafı var. Bir süredir bu işi yapıyorum. Gittikçe de daha fazla kötü tarafını görüyorum tabii. Örneğin, sürekli farklı yerlerde çalışıyorum. Nerde açık varsa yeni işyerim orası oluyor. Hatta bazı arkadaşlarım iki farklı okulda çalışıyor. Çünkü haftalık otuz saat olan ders limitini doldurmalı ki geçinebilsin. Yani iki farklı işyeri oluyor böylece.
Sürekli değişen bir boşluğu doldurduğumuz için kadrolu olan çoğu arkadaşımızda da genel bir yargı oluşuyor: “Zaten gelip geçici, bu gün gelir yarın gider, yerine başkası gelir.” Bu yüzden, bir iş arkadaşlığı bağı oluşturmak da zorlaşıyor. Zaten on dakikalık teneffüslerin yarısı merdiven inip çıkmakla geçiyor. Sohbetlerimiz bir yudum çayda kalıyor. Okul idaresi deseniz geçici olduğunuzu her fırsatta hatırlatıyor. Bir gün ders bitiminde müdür beni yanına çağırdı: “Hocam başka hoca gelecek yarın. Buraya kadar. Sabahtan söylemedim ki motivasyonunuz düşmesin” dedi.
Motivasyon mu kalır? Nereden iş bulacağım kış ortasında? Biz işten ayrılacağımız zaman önceden haber vermek zorundayız. Ama ya onlar? Sorular kafamda biriktikçe birikti. Önce öfkemden sürekli müdüre kızdım. Hatta beddualar savurdum. O da kovulsun buradan inşallah vs. diye. “Görsün bakalım işsiz kalmak ne demek” diye düşündüm. Sonra sakinleşince tabii, sorunun kaynağı müdür değil dedim. Hep derler ya: “Yahu bir tek sen misin işsiz kalan? Git yenisini bul.” Aslında bir yanı doğru. İşten kovulan ya da bu sorunları yaşayan bir tek ben değilim. Çok basitti aslında durum: Demek ki bir sürü müdür bir sürü arkadaşıma aynısını yapıyor. Yani eğitim sisteminin çarpıklığı nedeniyle binlerce ücretli öğretmen aynı sorunları yaşıyor. Çünkü onlar için önemli değil, ben giderim başkası gelir. Ama ya benim için?
Benim için, benim gibi bu sorunları yaşayan binlerce kişi için çok önemli. Ve ancak çözüm için bir araya gelerek, hep birlikte mücadele ederek bu sorunların üstesinden gelebiliriz.
Rüzgarlarım Konuşuyor
3. Yılında Ostim-İvedik Anması
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...
- 1 Mayıs’a gitmeden önce egemenlerin yarattığı algı yüzünden benim de endişelerim vardı. Fakat “Ben hakkımı savunmalıyım” diye düşünerek, arkadaşlarımın ısrarlı daveti sayesinde UİD-DER’le birlikte Bursa’da 1 Mayıs’a katıldım. İlk 1 Mayıs’ımdı, iyi...
- Ağır sorunlar altında bunalan işçi sınıfının bu sorunlar karşısında bir çıkış yolu bulabilmesi için sendikalarına sahip çıkması, sermayenin ve sendika bürokratlarının planlarını, niyetlerini boşa düşürmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle siyasi...
- Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde 14 Ekim 2022’de patlama meydana gelmiş, 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Patlamaya ilişkin 7’si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına 8...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen mitinglere yüzbinlerce sendikalı sendikasız işçi, işsiz, emekli, emekçi kadın, genç katıldı. İşçi ve...
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.