Buradasınız
İşten Ayrılmak Yerine Kalıp Mücadele Etmeliyiz!
Gezer Deri’den bir işçi
Selam dostlar. Ben Gezer Deri’den yeni ayrılmış bir işçiyim. Çoğu işçi yaşadığı sorunların kendi işyerinden ibaret olduğunu zanneder. Ben de Gezer Deri’ye girmeden önce “burası daha iyidir” diye düşünmüştüm, sonra da belki daha iyisini bulurum diye işten ayrıldım. İşyerinde kalıp örgütlenmek ve mücadele etmek yerine işyeri değiştirmekle hata yaptığımı şimdi daha iyi anlıyorum.
Gezer Deri’de 12’şer saatlik iki vardiya halinde çalışılıyor. Pazar günleri de dâhil olmak üzere tüm hafta çalışıyoruz. Ama bu kadar yoğun mesai yetmezmiş gibi bir de fazla mesailerimiz sigortalarımıza yansıtılmıyor. Haliyle tazminatlarımız ve sigorta primlerimiz de düşük oluyor. Yetmiyor, 12 saatte 1 saat olan yemek ve çay molalarımız da maaşımızdan kesiliyor. Vardiyalı çalışmak zaten hepimizi yıpratıyor, sinir ve sindirim sistemimiz bozuluyor, uyku dengesi diye bir şey kalmıyor, sosyal hayat yok denilecek kadar az. Bir şey yapmak istesen uykundan fedakârlık etmek zorundasın, bazen rüyamda bile çalışıyorum ve uykudan bir şey anlamıyorum. Gece uykusunun tadını gündüz alamıyoruz ve geceleri iş kazası riski daha yüksek oluyor. İşçi arkadaşlarımız uykusuz oldukları için hem gergin hem de dikkatsiz oluyorlar, haliyle kazalar da daha çok meydana geliyor. İşin bir başka kötü tarafı ise, iş kazalarında yaralanan arkadaşlarımızın özel hastaneye götürülmeleri ve iş kazası raporu tutulmaması.
Gezer Deri patronunun sahip olduğu iki fabrikada yaklaşık 1500 kişi çalışıyor. Binlerce metre deri üretiyoruz, binlerce terlik, ayakkabı, koltuk kılıfı vs. üretiyoruz, ama çalışanların tamamı asgari ücret alıyor. Düşük ücret temel sorunlarımızdan sadece bir tanesi. İşçilere öyle kötü yemek veriliyor ki, yemek demeye bin şahit lazım. Patron, işçiler kendi işlettiği kantinden alış-veriş etsinler diye yemeklerin kötü çıkmasına kasıtlı olarak göz yumuyor. Kısacası, insana yuh dedirtecek türden koşullarda çalışıyoruz. İşçilerin örgütsüz ve dağınık durumda olması yüzünden başımıza gelmeyen kalmıyor.
İşçi arkadaşlarımızın çoğu yasal haklarını bile bilmiyor, bilenler ise işten atılma korkusu ile sesini çıkaramıyor. Oysa biz işçiler nereye kadar korkacağız, korkmak, susmak çözüm mü? Gereksiz bir sürü şeye kafa yorarken neden kendi haklarımızı korumak ve geliştirmek için kafa yormuyoruz? 12 saat çalışan biz, aç kalan parasız kalan biz, eşek gibi çalışan biz, uykusuz kalan biz, hakkı yenilen biz, elini kolunu kaptıran biz, üstüne üstlük bir de korkan biziz. Bence bizler birlik olup mücadele edersek, asıl korkması gerekenler korkacaktır.
Dünya yerinden oynar işçiler birlik olsa!
Sistem Çöktü!
Brillant’ta İşten Atmalar Devam Ediyor!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...