Buradasınız
Taşeronlaştırmaya ve Kölelik Bürolarına Karşı Birleşelim!
İşçilerin haklarını ortadan kaldıran neredeyse her yasa işçilere “müjde” olarak sunuluyor. Hükümet ne zaman müjde verse haklarımızın bir kısmı elden gidiyor.
İşçi kardeşler, kazanılmış haklarımızı elimizden almaya ve bizleri köle gibi çalıştırmaya dönük yasal düzenlemelere devam ediliyor. Şimdi gündemde, taşeronluğu ana çalışma biçimi haline getirecek ve kölelik bürolarını devreye sokacak yeni bir yasa tasarısı var.
Peki, kim yapıyor bu düzenlemeleri? Elbette AKP hükümeti.
Patronlar ne istediklerini söylüyorlar, AKP hükümeti de hiç zaman kaybetmeden yerine getiriyor.
Bugün iktidarda AKP hükümeti var, o işçilerin haklarına saldırıyor. Dün iktidarda CHP ve MHP vardı, onlar işçilerin haklarına saldırıyorlardı.
Fakat hakkını yemeyelim; AKP, diğer patron partilerinden daha yaman, daha örgütlü ve sistematik saldırıyor.Şu hale bir bakın: İşçilerin haklarını ortadan kaldıran neredeyse her yasa işçilere “müjde” olarak sunuluyor. Bu işçilerle alay etmek değil de nedir?
AKP hükümeti ne zaman müjde verse, haklarımızın bir kısmı elden gidiyor.
Çalışma Bakanlığı, taşeronluk (alt-işverenlik) sistemini yaygınlaştıran ve istihdam bürolarını (kölelik büroları) getiren yasa tasarısını patron örgütlerine ve sendikalara sundu. Çalışma Bakanı Faruk Çelik ve medya, artık taşeron işçilerinin de yıllık izin hakkı olacağını ve kıdem tazminatı alabileceğini söylüyor. Taşeron işçileri korunacakmış!
İnsan, “bu işte bir iş var” demeden edemiyor.
Edemiyor, çünkü yıllık izin ve kıdem tazminatı tüm işçilerin zaten yasal hakları arasındadır. Ama taşeron patronları, işçilerle bir yıldan daha kısa sürelerle sözleşme yaparak yıllık izinlerin üzerine yatıyorlar. Aynı şekilde, işçiler bir yılı dolduramadıkları için kıdem tazminatı da alamıyorlar. Özetle, sözleşme kumpasıyla işçilerin hakları gasp ediliyor.
Peki, getirilmek istenen taşeronluk yasası işçilerin bir seneden kısa sürelerle çalıştırılmasını yasaklıyor mu? Hayır!
O halde “taşeron işçisine koruma” bu yasa tasarısının neresinde?
Koruma yok, tersine hak gaspı var.
Taşeronluk yasa tasarısıyla, kamuda çalışan taşeron işçileri için kıdem tazminatı fonu oluşturulacak; bu fon, aynı zamanda pilot uygulama işlevi görecek ve “tutarsa” tüm işçiler için geçerli hale gelecek.
Buna “müjde” ve “koruma” diyorlar!
AKP hükümeti, patronların arzusu doğrultusunda uzun bir süredir kıdem tazminatını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Çünkü patronlar, kârlarını arttırmak için işgücü maliyetlerini azaltmak ve ayrıca işçileri rahatça işten çıkartmak istiyorlar.
Ama gel gör ki AKP, işçilerin tepkisinden korkuyor ve kıdem tazminatını bir gecede ortadan kaldıramıyor. Nitekim bu nedenle, ara bir yol bulmuştu: Kıdem tazminatının bir fona devredilmesi. Aynı diğer fonlar gibi “yürümüyor” denerek bu fon da zamanla ortadan kaldırılacak, işçilerin paralarının üzerine yatılacaktı.
İşçilerin bilincini bulandırmaya dönük bu formül oldukça işlevli görünüyordu. Ancak olmadı.
Çünkü UİD-DER ve sendikalar tepki gösterdiler ve AKP hükümeti geçici de olsa planından geri adım attı. İşte şimdi, taşeron işçilerinin durumu kullanılarak plan hayata geçirilmek istiyor. Yani doğrudan fon oluşturmayı göze alamadı, tırtıklayarak aşama aşama gitmeyi önüne koydu.
Buradan soralım: Madem AKP taşeron işçilerinin kıdem tazminatı almasını istiyor, o halde neden kısa süreli sözleşmeyle işçi çalıştırılmasını yasaklamıyor? Neden işçilere kıdem tazminatı vermeyen patronlara ağır cezalar getirmiyor? İşçilere kıdem tazminatı vermeyen patronların, kalkıp kıdem tazminatının fona devredilmesini savunmalarında bir gariplik yok mu?
Taşeron işçilerini düşündüğünü söyleyen AKP’nin amacı, bu yasayla kıdem tazminatını dolaylı bir şekilde ortadan kaldırmaktır.
Madem AKP taşeron işçilerinin kıdem tazminatı almasını istiyor, o halde neden kısa süreli sözleşmeyle işçi çalıştırılmasını yasaklamıyor? Neden işçilere kıdem tazminatı vermeyen patronlara ağır cezalar getirmiyor? İşçilere kıdem tazminatı vermeyen patronların, kalkıp kıdem tazminatının fona devredilmesini savunmalarında bir gariplik yok mu?
Meselâ, tasarıya göre taşeronlar artık tüm işleri yapabilecekler. Oysa şu anda, teknoloji ve uzmanlık gerektiren işlerin alt-işveren (taşeron) tarafından yapılması yasaktır. İş Kanunu’ndaki bu ibare değiştiriliyor ve taşeronların her türlü işi yapabilmesinin önü açılıyor.
Bu demektir ki, artık ana işverenler işlerin yalnızca bir bölümünü değil tamamını taşeronlara verebilecekler. Bu değişiklikle birlikte ana işverenler, özellikle işçilerin tek bir işyerinde kayıtlı gözükmemesi ve sendikalaşmanın zorlaştırılması için tüm işçileri taşerona böleceklerdir.
Kısa süreli sözleşmeli işçilik demek olan taşeronluğun çalışma hayatında egemen olmasıyla hem kadrolu işçilik hem kıdem tazminatı fiilen ortadan kalkacaktır.
Şimdi bir kere daha soralım: “Müjde” bu mu?
Tasarının bir başka ayağı ise, kölelik bürolarının kurulmasıdır. Özel İstihdam Büroları, iş bulma kurumları gibi işlemeyecek. Bu bürolar işçileri işe alacak ve ihtiyaç duyan patronlar bu işçileri kiralayacaklar!
AKP’nin asıl müjdesi bu olmalı!
Tüm bunlar neden yapılıyor?
Çünkü AKP ve patronlar, ne pahasına olursa olsun ekonominin büyümesini istiyorlar. Ekonominin büyümesi demek, sermayenin de büyümesi demektir. Türkiye egemenleri, büyüyen ekonomi üzerine basarak bölgede ve dünya siyasetinde söz sahibi olmak istiyorlar. Böylece patronlar için pazar ve kârlı yatırım alanlarının önü açılmış olacaktır.
Biz işçiler ekonominin büyümesine karşı değiliz. Fakat şu soruyu sormadan geçemeyiz: Ekonomi kimler için büyüyor? İşçilerin payına ne düşüyor?
İşçilerin alım gücü düşerken, çalışma saatleri uzayıp çalışma temposu hızlanırken, işçilerin sosyal yaşamı ortadan kalkarken, iş kazalarında her ay ortalama 100 işçi ölüp daha fazlası sakat kalırken birilerinin kalkıp “ekonomi herkes için büyüyor” demesi inandırıcı olabilir mi? Ekonomi işçilerin canı, kanı ve gözyaşı sayesinde büyüyor.
Biz işçiler ve toplumun çoğunluğunu oluşturan emekçiler neden bunu kabul edelim? Gerçek şu ki, işçilerin iktidarda olmadığı bir düzende ekonominin büyümesi bizler açısından hiçbir şey ifade etmiyor.
Şimdi yapmamız gereken şu: Tüm bu haksızlıklara, yalana, sömürüye, taşeronluk sistemine ve kölelik bürolarına karşı bir araya gelmek, bilinçlenmek ve mücadele etmek! İşçiler için başka çıkış yolu yoktur!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
Son Eklenenler
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...