Buradasınız
Tek Başına Bir Hiçiz
Tuzla’dan bir kadın işçi

Tuzla’da özel sektörde çalışan bir kadın işçiyim. Geçenlerde benimle aynı bölgede, noterde çalışan bir işçi arkadaşımla sohbet ederken, işyerinde yaşadığı sorunlardan bahsetti. Daha önce de o işyeriyle ilgili duyduğum şeylerdi işçi arkadaştan dinlediklerim: Maaşları düşük, belli bir mesai saatleri yok, iş bitene kadar çalışıyor, işin bitmediyse eve gitmek diye bir şey yok. Öğlen yemeğini sırayla yiyorlar, yemek saati diye bir ara yok! Kendisi de müşterilerle ilgilenen patron kendine yasak etmediği yiyecekleri, çalışanlara, müşterileri rahatsız eder gerekçesiyle yasaklıyor. Haftanın 5 gününü işyerinde geçiren işçi arkadaşlar, vücut için faydalı gıdaları patronun kârı için tüketemiyorlar. Herkes bu durumdan şikâyetçi ama sorunlarını çözemiyorlar. Neden? Çünkü ne zaman biri şikâyet edip, bu sorunların çözülmesi gerektiğini söylese, “bunlarla yola çıkılmaz” deniyor. İşte örgütsüzlük ve güvensizlik bu olsa gerek!
İşçilerin her şeyine karışan patron, işçilere sağlıkçılık, diyetisyenlik hevesine de kapılmış sanki. Patronu, biraz kilolu olan arkadaşıma her gün 2 saat yürüyerek kilolarını verebileceğini önermiş. Buna çok sinirlenen arkadaşım “bütün gün iş yoğunluğundan dolayı eve zor gidiyorum. Zaten ayakta duracak halim kalmıyor. Ama patron için demesi kolay. O, işe 12’de gelip 5’te çıkıyor” derken işçilerle patronların yaşam şeklini de net bir şekilde ortaya koymuş oluyor aslında!
Yani diyeceğim şu ki, gerek fabrikalarda olsun, gerek özel şirketlerde masa başında olsun, ister üniversite mezunu olsun, ister hiç okumamış olsun biz işçiler patronlar tarafından sömürülüyoruz. Hayatlarımız, en doğal haklarımız hiç farkında olmadan gasp ediliyor. Biz işçi ve emekçiler bu oyuna gelmemeliyiz. Aynı sıkıntıları yaşadığımızı bilmeli, birbirimize güvenerek örgütlenmeliyiz. Ancak o zaman hayatlarımızın elimizden alınmasına engel oluruz. Tek başına bir hiçiz, birlik içindeysek güçlüyüz!
Sesli Yorumlar Sayfası Yayında
Haklarımızı Bilelim, Savunalım!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...