Buradasınız
Tek Tek İşçiler ve İşçi Sınıfı
Büyük şair Nâzım Hikmet işçi sınıfını ve genel olarak emekçileri “Büyük İnsanlık” olarak tanımlar. Fakat bu büyük insanlığın bir parçası olduğunun farkında olmayan işçiler, “bu işçilerden bir şey olmaz” düşüncesini dile getirirler. Örgütsüz ve bilinçsiz durumdaki işçiler yaşama, olaylara ve kendilerine kendi sınıflarının penceresinden bakamazlar. Tüm toplumsal ve siyasal gelişmeler karşısında kendilerini tek bir kişi olarak konumlandırır, kendi bireysel eksikliklerine ve güçsüzlüklerine bakarak akıl yürütürler. İşte “bir şey olmaz” güvensizliğinin temelinde bu akıl yürütme vardır. Bu şekilde düşünmek, aslında ağaca bakıp ormanı görmemek, ya da koca bir ekosistem olan ormanı tek bir ağaç üzerinden anlayıp tarif etmeye çalışmak gibidir.
Tüm toplumsal hayatın temelinde üretim vardır. Üretim olmadan, yani yiyecek, giyecek, barınak, günlük kullanım için sayısız eşya; sosyal, kültürel, toplumsal ihtiyaçlar için sayısız hizmet üretilmeden hayat akmaz, durur. Peki üretenler, yani hayatın kesintisiz sürüp gitmesini sağlayanlar kimlerdir? Elbette işçiler. Tarihte üretimi kölelerin, serflerin, köylülerin, zanaatçıların yaptığı dönemler oldu. Fakat o dönemler modern sanayi toplumundan farklı olarak, teknoloji ve bilimin tüm insanlığı refah ve bolluk içinde yaşatacak boyutlara ulaşmadığı, üretimin bu denli toplumsallaşmadığı, uluslararası hale gelmediği dönemlerdi.
İçinde bulunduğumuz modern sanayi toplumunda yeryüzündeki toplam üretimin tamamını işçiler ve köylüler gerçekleştiriyor. Tarlalarda, çiftliklerde, fabrikalarda, atölyelerde, bürolarda, madenlerde, deniz, kara, demir yollarında, mağazalarda, okullarda, laboratuvarlarda, hastanelerde, inşaatlarda, kısacası her yerde işçiler var. Üretimi yapan veya hizmet sağlayan işçiler, toplumsal bir sınıf oluştururlar ve işçi sınıfı dediğimiz de budur. İşçi sınıfı aynı zamanda sayısal olarak toplumda çok büyük bir ağırlığa sahiptir. Dolayısıyla işçi sınıfının kitleselliğinden, üretim ve çalışmadan gelen devasa bir gücü olduğu tartışmasızdır.
Tek tek işçiler farklı farklı parça işler yaparlar, farklı farklı ürün ya da hizmetler üretirler. Ama tek tek işçilerin yaptığı parça işin ya da eşyanın tek başına hiçbir anlamı yoktur. Dünya toplumu ancak işçilerin tümünün gerçekleştirdiği toplam üretim faaliyeti sayesinde varlığını sürdürebilir. İşte tıpkı bunun gibi, tek tek işçiler farklı kişilik ve davranış özellikleri gösterebilirler. Hatta bilinçsizliğin bir sonucu olarak kendilerini dar kalıplara hapsedebilir, kötü çalışma koşullarına boyun eğebilir, örgütlenmekten kaçınabilir, zaaflı davranabilir, arkadaşlarını ispiyonlayabilir, amirlerine, patronlarına yalakalık yapabilirler... Fakat tüm bunlardan “bu işçilerden bir şey olmaz” düşüncesinin doğru olduğu sonucu çıkmaz. Çünkü tek tek işçiler başka bir şeydir, işçi sınıfı başka bir şey.
Tek başına bir su damlasını düşünelim. Toprak onu emer, güneş buharlaştırır, rüzgâr kurutur. Ama sayılamayacak kadar çok damladan oluşan nehirler binlerce kilometre yol kat edebilir. Toprağı, kayaları aşındırıp yataklar açabilir; toprağı sulayabilir; oyuklar, platolar, şelaleler oluşturabilir; değirmenleri döndürebilir, barajlara dolup elektrik üretebilir. Yani su aynı su olsa da bir damla ile bir nehir bambaşka fiziksel davranışlar sergilerler. İşte tıpkı bunun gibi, tek tek işçilerin hareket tarzıyla işçi sınıfının hareket tarzı başkadır. Sermaye sınıfının saldırıları karşısında tek tek işçilerin kişilik ve davranış biçimleri çoğu kez önemsizdir. Çünkü işçiler sermaye sınıfı karşısında çıkarları ve talepleri aynı olan bir sınıf teşkil ederler. Birlikte disiplin içinde üretim yaptıkları gibi, haklarının ellerinden alınmasına birlikte tepki verme, haklarını ilerletmek için birleşme eğilimi gösterirler. Sermaye sınıfının saldırıları karşısında uzun yıllar sessiz kalsalar bile eninde sonunda birleşmeye yönelirler. İşte işçileri güçlü kılan ve işçi sınıfı yapan budur: Birlik olmak!
Tek tek işçilerin sahip olmadığı bir kudret vardır işçi sınıfında. İşçi sınıfı üretimin şalterlerini indirdiğinde hayatın akışını durdurabilir. Uluslararası düzeyde örgütlendiğinde ve siyasal mücadeleye atıldığında sermaye sınıfının el koyduğu üretim araçlarını elinden alabilir, tüm toplumun hizmetine verebilir. Kapitalizmi yıkıp, sınıfların, sömürünün olmadığı sosyalist topluma giden yolu açabilir. İşte işçi sınıfının böylesine büyük ve önemli bir tarihsel rolü vardır. Esas can alıcı soru şudur: İşçi sınıfının bu muazzam kuvveti nasıl açığa çıkacak, işçi sınıfı tarihsel rolünü nasıl gerçekleştirebilecektir?
Hak Verilmez Alınır!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...