Buradasınız
“Uçuyoruz, Yukarıya Doğru Pik Yapıyoruz, Hamdolsun”
İzmir’den emekli bir işçi

İktidar ve avenesi yediklerini, içtiklerini canlı yayınlarda gözümüze sokuyorlar. Ahali, gördüğü yemekler karşısında yutkunadursun kendi saraylarına, malikânelerine, villalarına krizin gölgesi bile uğramaz. Kendileri tok olduğundan “uçuyoruz, aşağıya doğru değil, yukarıya doğru pik yapıyoruz, hamdolsun. Ne krizi ya, kriz bizi teğet geçti” derler tok mideleriyle. Hem de ne yemek! “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek davetlileri ile vur patlasın, çal oynasın yer içerler, hamdolsun derler. Sarayın çukur dilli medyası da onların borazanlığını yapar. Şirazeleri o kadar yamulmuş ki, ahaliye markete gittiklerinde nasıl davranmaları gerektiği konusunda “akıl” veren koca manşetler atabiliyorlar. Milyonlarca yoksulu aptal yerine koyuyorlar akıllarınca. Oysa son zamanlarda iş cinayetlerinde yakınlarını yitirenler, çöp konteynerleri kenarına asılan ekmekleri evine götürenler, pazarlarda ezik, çürük sebze meyve toplayanlar, içinde bulundukları durumu, acılarını, öfkelerini yüzlerine tükürür gibi haykırıyorlar.
Gelin haberi bir de bizim mahallelerden verelim. Evden çıkmaya hazırlandığım sırada kapının zili çaldı. Camdan baktım. Ayazdan ve soğuktan yüzü morarmış genç bir kadın. Kucağında bebeği vardı. “Bir parça ekmek” dedi, sustu. Evde olan ekmeği, poşete koyduğum peynir, zeytin ve bebeği için de dolaptaki açılmamış sütle birlikte verdim. Maaş günüme iki gün kalmıştı. Cebimde üç liranın dışında başka param yoktu. O üç lirayı da genç kadına verdim. Kadının, özellikle de minnacık bebeğinin açlığı beni hem ezmiş hem de insanlığa bu akıl almaz zulmü yaşatan sömürücü düzene karşı hıncım, kinim, öfkem bin kat daha artmıştı.
Zihnimde o minnacık bebek dolanıp duruyordu. Durağa gittim. Bir süre sonra gelen otobüse bindim. Yaklaşık yarım saatlik yolculuğum sırasında yol kenarında, otobüs duraklarında, cami ve hastane önünde dilenen 37 insan gördüm. 11’i yaşlı erkek, 6’sı yaşlı kadın, 10’u çocuk, 10’u ise bebekli genç kadın. Bu insanların yaşlı olanlarının ya hiçbir geliri yok ya da çok düşük bir geliri var. Zaten yeterli geliri olsa bebekli genç kadınlar kimsesiz, çaresiz, işsiz kalmadan o körpe bebesi kucağında tozun, pisliğin içindeki yol kenarına oturup dilenir mi?
Sarayın ağzı salyalı medyası dilenen insanları karalamak için hep aynı kirli hikâyeyi tekrarlıyorlar. Bilmem kaç evleri, bankada tomar tomar paraları olduğunu yazıyor ve söylüyorlar. Eskiden bugünün saraylılarının dilinde, “komşusu açken, tok yatan bizden değildir” sözü eksik olmazdı. Artık tok oldukları, hatta tokluk ne kelime, sonradan görmelerin görgüsüyle musluğun altından olanını, çantanın timsah derisinden olanını kullanıp caka satarak gözümüze sokuyorlar.
Bu sonradan görmeler, bir yandan yeni laflar icat ederek “bizim ülkemizde yoksulluk yoktur, hele ki mutlak yoksulluk hiç yoktur” diyorlar. Yoksulun kursağına kuru ekmek giriyorsa “aç değildir” diyecek kadar yukarıdan bakıyorlar. Diğer yandansa, yakında “açız” diyenlere karşı “açlık terör örgütü” derlerse şaşırmamamız lazım. Çünkü hakkını arayanlar onlara göre “terörist”, köylerinin suyunu kirletilmesin diye köylerini maden şirketlerinden korumak isteyen köylüler “terörist”, okuluna sahip çıkan öğrenciler, hocalar “terörist”, alacağı için mücadele eden işçi “terörist”, yani sözün özü, iktidarın saldırılarına karşı çıkan, çocuk da olsa, doksanlık nine de olsa, hakkını arayan işçi de olsa “teröristtir”.
Ahaliden bu denli korkmakta hiç haksız değiller. İşini geri isteyen ve direnen işçiler ki sendikaya üye olmuş olsalar da henüz ne sendikalar hakkında ne de işçi sınıfının şanlı mücadele geçmişi hakkında bir bilgileri var, fakat dillerinden gün yüzü görmemiş öfkeli sözler dökülüyor. Topraklarını geçmiş kuşaklardan devralmış ve gelecek kuşaklara devretmek isteyen köylü kadınlardan da böyle değme sözler işitmiştik. Kütahya’da topraklarını kirletip altın çıkartmaya gelen zebaniye, “bizim köyümüzün toprağı, suyu kirlenmesin. Altın tabağa konup da yenmez, biz altın, para istemiyoruz, doğamızı istiyoruz” demişti yaşlı bir köylü kadın. Köyünde toprağını koruyan, kentlerde işi aşı için gece-gündüz direnen işçiler, hem herkese güç ve cesaret veriyorlar hem de güzel yarınların yolunu döşüyorlar.
Açlık Ordusu Geliyor
Şaşaalı AVM’lerin İç Dünyası
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....
- Pakistan’da binlerce tekstil işçisi, hakları için haftalardır mücadele ediyor. Arjantin’de emekliler her Çarşamba günü düzenledikleri protestolar devam ediyor. Tunus’un en büyük işçi sendikası Tunus Genel İşçi Birliği (UGTT) üyesi toplu taşıma...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair, Kamu İşveren Heyeti teklifinin açıklanmasının ardından, 13 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’nin pek çok kentinde ortak basın...
- Artık ben de anlıyorum ki; bir işçi hayata bu pencereden bakmaya başlar, işçi sınıfının bir ferdi olduğunu kavrar, hayatını buna göre dizayn etmeye çalışır, örgütlü davranır, mücadelenin ve dayanışmanın gücünden beslenirse gözleri hakikati görmeye...
- Egemenler zenginlik, güç ve iktidar uğruna kavga ederken bunun bedelini hep işçilere ödettikleri için oyunlarında, şiirlerinde işçileri emperyalist savaşa karşı çıkmaya çağırıyordu Brecht. Kendisi 1898’de doğmuştu ve çocukluğu dünyanın da Almanya’...
- 12 Ağustos gece saatlerinde Evrensel Gazetesinin İzmir/Alsancak’ta bulunan bürosuna silahlı saldırı gerçekleştirildi. Gazetenin tabelası hedef alınarak 7 kurşun sıkıldı. Saldırının ortaya çıkmasının ardından bir kişi gözaltına alındı.
- Trendyol Go işçileri, artan iş yükü, düşen kazançlar ve şirketin aldığı tek taraflı kararlar nedeniyle 11 Ağustos’ta Bursa’da eylem gerçekleştirdi. HepsiJet işçileri işyerindeki ağır çalışma koşulları, sendikal örgütlenmeye yönelik baskılar, ücret...
- Kamu İşveren Heyeti 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde ilk zam teklifini 12 Ağustosta açıkladı. İktidar 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6, 2027...