Buradasınız
UİD-DER’le Yeniden Doğmak
Gebze’den kadın metal işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Çocuk yaşta işçiliğe başladım. İçimde duyduğum sadece aileme karşı bir sorumluluk duygusuydu. Çünkü babam ne kadar çok çalışsa da geçinmekte zorlanıyorduk. Neden böyle olduğunu bilmiyordum. Mahallemizdeki tüm komşularımız da aynı durumdaydı. Kıt kanaat geçinen insanlardı. Bu hayatta bize biçilen rolün bu olduğuna inanıyordum. Elimizdekiyle yetinmek ve daha fazlasını istememek, çünkü daha fazlasını istemek açgözlülüktü. Ama yine de içimde bu hayata karşı bir öfke ve değişime karşı bir istek vardı. Ne kadar zor durumda olsak da yardıma ihtiyacı olan bir insan görsem bir an bile tereddüt etmeden koşardım. Bu bazen bir komşumuzun hasta bir çocuğu, bazen sokakta yaşlı bir teyze, bazen okuldaki sıra arkadaşım olurdu. Yıllar geçtikten sonra anlayacaktım bütün bu sorunların gerçek nedenini.
Okul bitmeden fabrikada çalışmaya başladım. 2008’de fabrikalar krizle çalkalanmaya başladığında bir bir arkadaşlarımızı işten atmaya başladılar. Hepimizin içinde acaba ‘bugün sıra bende mi?’ korkusu vardı. Aylarca maaşlarımız yatmadı, yine de işsiz kalmaktansa maaşımızın elbet bir gün yatacağı umuduyla gece gündüz çalışmak daha mantıklı geliyordu. Ve bir gün en yakın arkadaşımı işten çıkardılar, arkasından yaptığım tek şey ağlamaktı. Pek çok arkadaşımız daha işten atıldı, düğününe bir hafta kalan mı dersin, üç çocuğuna tek başına bakan mı dersin, hasta annesinin ilaçlarını almak için çalışan mı dersin… Sonra bir gün sıra bana da geldi. Ben de atıldım. En üretken zamanında işsiz kalmak insanın iç dünyasında değersizlik hissi yaratıyor. Kapı kapı dolaşıp iş aradım, ama yok. Her yer aynı şeyi söylüyordu, kriz. Neydi kriz bilmiyordum ki, neden vardı? Ben mi yaratmıştım krizi, biz mi yaratmıştık? Hayır, gece gündüz çalışıyorduk, ne üret diyorlarsa onu üretiyorduk. Sorgulamadan kabulleniyorduk sonuçları.
Nihayet yeniden bir fabrikaya girdim. Yine haksızlıkların diz boyu olduğu bir yerdi. O zamanlarda Soma katliamı yaşanmıştı. İlk haberleri gördüğümde içim kan ağladı. Yüzlerce işçi feci bir şekilde can vermişti. Ertesi günlerde fabrikadan bir arkadaşla bu konu üzerine konuşurken üzüntümü dile getirmiştim. Fakat o bana üzüntüsünden ziyade bu kazanın nedenlerini, sorumluların kim olduğunu, önlemler alınmış olsaydı onca işçinin hayatını kaybetmeyeceğini anlatmıştı. Düşündüm kader miydi yoksa sorumsuzluk mu? Soma katliamından sonraydı, İşçi Dayanışması okumaya başladım. Sonra da UİD-DER’le tanıştım.
UİD-DER’in fikirlerini anladıktan sonra bambaşka bir dünyaya adım attım, yeniden doğmak gibi. Yıkıldı kafamdaki bu güne kadar öğretilen yanlışlar. En başta işçi sınıfını, benim de onun bir parçası olduğumu öğrendim. Emeğiyle, onuruyla yaşamanın ne denli önemli olduğunu anladım. İş kazalarının kader değil patronlar sınıfının kâr hırsı olduğunu öğrendim. Ve yaşadığımız bütün sorunların tek nedeninin kapitalist kâr düzeni olduğunu. Dayanışmanın, paylaşmanın, örgütlü olmanın işçiler için aldığımız nefes kadar zorunlu olduğunu öğrendim. Sonra sınıfımızın tarihi ile tanıştım, işçi sınıfının destanlarını duydu kulaklarım. Çaresizliği değil tek çarenin işçi sınıfının örgütlü gücü olduğunu benimsedim. 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişini öğrendiğimde tüylerim diken diken olmuştu. Çünkü bu tarihi bizim sınıfımız yazmıştı.
Ben de bugün bu mücadeleyi sahiplenen, kuruluşunu 15-16 Haziran’ın yıldönümünde gerçekleştirerek tarzını ortaya koyan UİD-DER’in bir parçası olmaktan onur duyuyorum. Ve artık yalnızca beni dünyaya getiren emektar aileme karşı değil bunun yanında dünya işçi sınıfına karşı da sorumluluk duyuyorum. Mücadele UİD-DER’le, UİD-DER işçi sınıfının örgütlü gücüyle büyüyor.
- İşçi Dayanışması Kaynağından Çağlayarak Büyüyor
- İşçi Dayanışması Bültenini Birlikte Okuyoruz
- Hepsi Seninle İlgili!
- “Bu Gazete Hayat Kurtarır, Zihin Açar, Bilinç Geliştirir!”
- Gıda Siyasetin Dışında mı?
- İşçi Dayanışması’yla Geçmişimizi Öğreniyor, Geleceğimizi Örmeye Devam Ediyoruz
- “Beynimizi Kim Yıkamalı?”
- “Anne Bak, Köfte Yazıyor”
- Yeter Demenin Vakti Geldi!
- İşçi Dayanışması’nın Kıymetini Bilelim
- İşçi Dayanışması, Emekçi Kadınların Pusulası
- İşçi Dayanışması'nın 151. Sayısı Çıktı!
- İşçi Dayanışması Gözlerimdeki Bağı Açtı
- İşçi Sınıfının Rehberi 150. Sayısında Yol Göstermeye Devam Ediyor
- İşçiden İşçiye, İşçi Dayanışması!
- Kutup Yıldızımız İşçi Dayanışmamız!
- 150. Sayısıyla İşçilere Temiz Bir Nefestir İşçi Dayanışması
- İşçi Dayanışması İşçi Sınıfının Hafızası
- Gençlerin Gazetemize Mesajları
- Sınıf Bilinci Oluşturma ve Koruma Kalkanı
Son Eklenenler
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali işçileri, özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı 10 Şubatta Ankara’ya yürüyüş başlattı.
- ABD merkezli Yum Brands şirketinin KFC ve Pizza Hut restoranlarının Türkiye’deki işletmecisi olan İş Gıda'nın konkordato ilan etmesinin ardından 7 bin işçi Ocak ayı maaşlarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını, izin paralarını alamadı. İşçiler şirketin...
- Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde otomotiv parçaları üreten Chinatool Otomotiv’de işçiler 10 Şubat sabahı greve çıktı.
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...