Buradasınız
Yaşam Yaptıklarımızın Yansımasıdır
Gebze’den bir metal işçisi
Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış. Birden çocuğun ayağı takılıp düşer ve canı yanıp “ahh” diye bağırır. İleride bir dağın tepesinden “ahhh” diye bir ses duyar ve şaşırır. Merak eder ve “sen kimsin?” diye bağırır. Aldığı cevap “sen kimsin?” olur. Aldığı cevaba kızıp “sen bir korkaksın!” diye bağırır. Dağdan gelen ses “sen bir korkaksın!” diye cevap verir. Çocuk babasına dönüp “baba ne oluyor böyle?” diye sorar. “Oğlum” der babası, “dinle ve öğren!” Ve dağa dönüp “sana hayranım!” diye bağırır. Gelen cevap “sana hayranım!” olur. Baba tekrar bağırır, “sen muhteşemsin!” Gelen cevap; “sen muhteşemsin!” olur yine. Çocuk çok şaşırır, ama neler olduğunu anlayamaz. Babası durumu açıklar: “İnsanlar buna yankı derler, ama aslında bu yaşamdır. Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir.”
Bu hikâyenin kıssadan hissesi şudur; ne ekersen onu biçersin! Hayattan beklentilerimiz vardır. Bu beklentiler karşılığını bulsun isteriz. Aslına bakarsanız çok bir şey de istemeyiz bu hayattan. Gece gündüz çalışırken emeğimizin hakkını almak isteriz. İsteriz çünkü anamızın ak sütü gibi helaldir bize. Ailemiz çoluk çocuğumuz rahat bir hayat sürsün isteriz. İsteriz çünkü hayatımızın anlamıdır onlar. Ama maalesef bu isteklerimizin hiçbiri karşılığını bulamıyor şimdilik. Türkiye’de ve dünyada süren savaş koşulları, anti demokratik yasalar ve işçi sınıfının haklarına dönük saldırılar hız kesmeden devam ediyor. Ediyor etmesine de biz buna karşı ne yapıyoruz. Ya susuyoruz, ya da başkalarından çözüm bekliyoruz. Milyonlarca işçi olarak aynı sorunlar ile boğuşuyoruz. Fabrikalarda gece gündüz çalışıp emeğimizin hakkını alamadığımız yetmezmiş gibi elimizde kalan son hak kırıntıları da bir bir elimizden alınıyor. Sadece senin, benim, onun değil hepimizin yaşadığı sorunlar bunlar.
Hepimizin yaşadığı sorunlara karşı bir bir değil toplu bir şekilde karşı çıkabiliriz ancak. Çalıştığımız fabrikalarda yaşadığımız mahallelerde bu sorunlara karşı “ben ne yapabilirim ki!” demek veya “ben mi yapacağım?”, “bu köyün delisi ben miyim?” demek sadece bizi geriye çeker. Sen senin gibilerle bir araya gelip mücadele edersen çok şey başarırsın. Başkalarına bırakmak da çözüm değil. Herkes birilerinden beklerse ne olur? En iyi ihtimalle ölene kadar aynı sorunlarla tek başımıza boğuşup dururuz. Yok, eğer bu sorunlarla boğuşmak istemiyorsak bu düzene ve yaşadığımız sorunlara karşı illa ki benim de yapacağım bir şeyler vardır diyerek yanı başımızda bizimle aynı sorunları yaşayanlarla birlikte mücadele tohumlarını ekmekten başka bir çıkarımız yoktur. Şunu unutmayalım, yaşam bir tesadüf değil yaptıklarımızın yansımasıdır. İstemek yetmez isteklerimiz için mücadele etmek de gerekir.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...