Buradasınız
Sıcak Çok Sıcak Daha da Sıcak Olacak!
Gebze’den bir metal işçisi

Yazın gelmesiyle birçok fabrikada biz işçilerin sıcakla derdi artmaya başladı. Bizim fabrikadaki hava durumundan sizlere bahsetmek istiyorum.
Sabah işe başladığımızda bizleri hafif serin bir hava karşılıyor. Mesai başladıktan hemen birkaç saat sonra sıcaklar etkisini arttırmaya başlıyor. Tabii ki makinelerin çalışmasıyla da sıcaklık yükselmeye devam ediyor. Fabrikada döküm yapılması nedeniyle sıcaklık mevsim normallerinin üstünde seyrediyor. Ve tempolu çalışmak da bunun cabası. Biz işçiler olarak bu durumdan şikâyetçiyiz. Bu durumu fabrika yöneticilerine ve şeflere ilettiğimizde aldığımız cevaplar; “burada klima olmaz, ortam çok yağlı, tozlu ve pis, buraya klima dayanmaz, bozulur” oluyor. Peki, klima bozuluyor da bizlerin sağlığı bozulmuyor mu? Bunu umursayan yok. Aman patronun cebinden üç kuruş çıkmasın, bütün dertleri bu. Biz işçilerin sağlıkları hiç umurlarında değil. Bizler de öneri yaptığımızda sürekli o olamaz, bu olamaz diyerek geçiştiriliyoruz. Kendileri klimalı odalarında otururlarken biz işçiler neden umurlarında olalım ki. Ben biliyorum ki bu sorun sadece bizim fabrikada olan bir sorun değil. Bu sorunu bizim gibi birçok işçi yaşıyor. Sıcak dolayısıyla yorgunluk ve bitkinlik üzerimize çöküyor. Bu sorun iş kazalarına da sebep oluyor. Yorgunluk ve bitkinlik beraberinde dikkat dağınıklığına da yol açıyor.
İşçiler olarak birleşip örgütlenip sorunlarımıza sahip çıkmazsak eğer ne sorunlarımızı çözebiliriz ne de bir adım öteye geçebiliriz. Patronlar sınıfı, işçi sınıfının örgütlü bir güç haline gelmesinden ölesiye korkuyor. Bunun en yakın örneği metal fırtına sürecinde yaşandı. İşçilerin taleplerine yıllarca kulaklarını tıkayanlar söz konusu işçilerin birliğini dağıtmak olduğunda nasıl kesenin ağzını açtılar. Ancak tüm bunların işçilerin bir araya gelmesinin önüne geçmek için yapıldığını bilmeliyiz. İşte tam da bu nedenle işçi sınıfı olarak gerçek kazanımlar elde etmek için tek yumruk olmaktan başka çıkar yolumuz yoktur. Bizler de birlik olursak eğer, sorunlarımızı en ufağından en büyüğüne kadar kazanımla sonuçlandırabiliriz. Bunun yolu mücadele etmekten geçiyor.
Büyüdük
Yaşam Yaptıklarımızın Yansımasıdır
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...