Buradasınız
Yirmi Liralık Defter İçin Bir Saat Yol Yürümek ve Siyaset
Esenyurt’tan emekçi kadınlar
Çalışıyoruz, üretiyoruz, emek veriyoruz. Çok çalıştığımız halde temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamıyoruz, nice sıkıntıyla boğuşuyoruz. Elbette bu kadar sorun kendiliğinden çözülmeyecek. Artık her sorunumuz bir mücadele konusu oldu. Yani hayatımızın her alanında haksızlıklara karşı, taleplerimiz için mücadele etmek zorundayız. Bu mücadeleyi hakkıyla verip sonuç almak için de biz işçi sınıfının siyasetini yapmalıyız. Bizi siyasetten uzak tutmaya çalışan egemenlere inat bulunduğumuz her yerde sınıfımızın siyasetini yapacağız. Yani işçi sınıfının taleplerini ve çıkarlarını gözeteceğiz, öne çıkaracağız, bunun için birlik olacağız. Bu amaçla Esenyurtlu emekçi kadınlar olarak bir araya gelip İşçi Dayanışması gazetemizin 173. sayısının başyazısını okuyup üzerine sohbet ettik. Tabi yazının da bizi yönlendirdiği gibi sohbetimizde sadece yoksulluğumuzu değil işçi sınıfının içinden geçtiği süreci ve yapabileceklerimizi de konuştuk. İşçi sınıfı siyasetinin ne demek olduğunu konuştuk. Çünkü işçi sınıfının gözünden bakmazsak, kapitalizmi anlamazsak bu süreci de anlayamayız, sömürü çarklarını, bu çarklar dönerken her şeyin bizim sırtımıza nasıl yıkıldığını çözemeyiz. Bu cendereden kurtulamayız.
Gıda işçisi bir kadın arkadaşımız söze şöyle başladı: “Bal gibi de siyaset yapacağız. Siyaset o kodamanların tekelinde değil. Bize ‘ölün’ diyorlar resmen, oysa biz yaşıyoruz. Kanlı canlı yaşıyoruz. Tabi ki konuşacağız. Bugüne kadar sustuk da ne oldu! Her gün ‘acaba bugün ne olacak?’ diye düşünmeye başladık. Markete gidiyoruz, fiyatlar sürekli değişiyor, hatta fiyat etiketi yapıştırılmıyor. Sürekli ucuz bir şeylerin peşinde koşuyoruz. Benim kızım öğrenci. Defterler çok pahalandı. Geçenlerde 20 liralık defter almak için 1 saatlik yol yürümüş. Bu bize reva mı? Çalıştığım fabrikada kadınların hepsi aynı durumda. Yatıyoruz zam, kalkıyoruz zam. Gülmeyin ama önceden kadınlar arasında iki dedikodu yapılırdı artık o da yapılmıyor. İnsanlar kaygılı fakat büyük bir sorun var; bunca yapılanları iktidara bağlamıyorlar. İnanın ben de UİD-DER’e gelmeseydim işçi arkadaşlarımdan farklı düşünmeyecektim. Şimdi onlara anlatıyorum, bu yaşananlar patronlar sınıfının ve bizi yönetenlerin yüzünden diyorum.”
Eğitim işçisi bir arkadaşımız da “okulda hocalarla sürekli geçinemediğimizi konuşuyoruz. Toplumda bizim yani öğretmenlerin maaşlarının yüksek olduğu zannediliyor, oysa aynı durumdayız. Ne kadar ücret alacağımızı patronlar sınıfının siyasetçileri belirliyor. Siyasetin dışında kalmamız, siyasete ilgisiz kalmamız mümkün değil. Zaten yok sayılan sorunlarımızı konuşmamız, tepkimizi ortaya koymamız bile siyaset değil midir? Geçen 300 lira aldım yanıma. 200 lira harcarım, 100 lira da fazladan bulunsun diye düşündüm. Ama yetmediği gibi 50 lira da borçlanarak döndüm. Yani biz işçiler soframıza ne kadar ekmek geldiğinin hesabını elbette yapacağız. İşçi kendi siyasetini yapmalı” dedi.
Tekstil işçisi bir kadınsa şöyle dedi: “Emekçinin siyaseti yalan, dolan, rant siyaseti değildir, haklı bir siyasettir. Siyasetin dışında olmak mümkün değil. Sen istemesen de iktidar seni kendi siyasetine yani kendi çıkarlarına alet ediyor. Hatta bunu öyle bir yapıyor ki kendi sorununa yabancı hale geliyorsun. İşçiler arasında ‘fakirim’ demek ayıp sayılıyor. Fakirliği yüceltelim demiyorum ama fakir olmak utanılacak bir şey değil. Biz neden utanalım? Biz yönetmiyoruz ki bu ülkeyi, utanalım. Biz sömürmüyoruz ki utanalım. Alnımızın teriyle çalışıyoruz. Allahtan bilinçli işçileriz de egemenlerin pisliğini anlayabiliyoruz. O kadar öfkeliyim ki bu sisteme, yaşamımızı elimizden alıyor. Her şeyi kısıyoruz. Sofralarımızdan eksilen eksilene… İnsanlar evine misafir bile kabul edemiyor artık. Önceden misafir gelince önüne iyi şeyleri indirirdik, ama şimdi gelmesin diye bakıyoruz. Yani emekçi kadınlar olarak süreci iyi anlamalıyız, birlik ve mücadele bizim için hayati bir zorunluluk artık!”
Yaşamımızı kimin zehir ettiğini kavramamız için örgütlü olmaktan başka çaremiz yok. Emekçi kadınlar olarak bir araya gelelim. UİD-DER çalışmalarına katılmaktan geri durmayalım. Çocuklarımızın şu acımasız düzende heba olmasına izin vermeyelim. Günden güne artan çürümüşlüğe, zulme boyun eğmeyelim. Biz işçi sınıfıyız, her şey bizim ellerimizde. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
Son Eklenenler
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...