Buradasınız
Zamansız Kullanılan Yıllık İzinler
Gebze’den bir metal işçisi
Yaz ayının gelmesi ve havanın iyice ısınmasıyla birlikte pek çok kişinin gündeminde tatil yapma planları var. Türk Metal’in örgütlü olduğu bir fabrikada çalışan bir metal işçisiyim. Tatil planları, senelik izin konusu doğal olarak bizim de gündemimizde.
Ancak işçi senelik izniyle ilgili planlar yaparken patron da üretimi arttırma planları yapıyor, üstelik işçiye de hiç bir şey sorulmuyor. Maalesef ki sendikalı olmamıza rağmen bizde durum bu şekilde ilerliyor. Patronun çıkarı neyse izinler tamamen ona göre belirleniyor. Yaz olmuş veya kış olmuş hiç fark etmiyor. Biz işçiler hiç bir zaman istediğimiz bir tarihte iznimize çıkamıyoruz. Kışın ortasında mecburi bir izine çıkıyoruz patronun dayatmasıyla. Sendika buna ses çıkarmıyor. Aksine temsilci eline kâğıt-kalem alıyor, izne çıkalım veya çıkmayalım diye görüş ve imza alıyor. Sonuç hayır bile olsa o izne çıkılıyor.
Prosedür işlesin diye böyle bir şey yapılıyor. Sonra itiraz olursa “biz imza topladık, çoğunluk bunu istiyor” diyorlar. Patronun çıkarları söz konusu olduğunda yasalar önümüze çıkarılıyor. Ama biz işçilerin çıkarı söz konusu olduğunda ise yasalar hak getire. Kimse bundan bahsetmiyor bile. Sendikanın işi biz işçilerin haklarını ileri taşımak iken patronla saf tutup bizlerin var olan haklarını geriletmesi düşündürücüdür kuşkusuz. Biz işçilerin örgütsüzlüğünden faydalanan sendika yöneticileri, patronu güçlü gördüğü için ondan yana saf tutuyorlar. Yine biz işçilerin örgütsüzlüğünden dolayı sendika ağaları sendikalarımızın başına çörekleniyor. Sanki bizleri düşünüyormuşçasına anket yapıyorlar ama bizlerin fikri alınmadan kendi başlarına buyruk hareket ediyorlar.
Biz işçiler haklarımızı bilmezsek eğer bu dayatmalar böyle sürüp gidecek. Bizler haklarımızı öğrenmeli, örgütlenmeli ve bu dayatmalara karşı çıkmalıyız. İşçiler olarak örgütlü ve bilinçli olursak haklarımızı biz patrona ve onun koltuk değnekliğini yapan sendikacılara dayatırız. Yeter ki birlik olalım. Tek çıkar yol budur.
Kemal Türkler Mezarı Başında Anıldı
Günden Güne Eriyen Alım Gücü
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...