Buradasınız
Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Gününde Çocuk İşçiliği Tablosu
Sermaye sınıfı ve siyasi iktidar çocukların toplumun geleceği olduğundan dem vurur. Fakat çocukların hangi sınıftan olduğunu gözetirler. Söz konusu olan işçi sınıfının çocukları olduğunda onların yaşam şartları hiç de önemli değildir. Çocukların en temel ihtiyaçları bile geçim sıkıntısı içindeki ailelerin sahip olabildiği kısıtlı imkânlar ölçüsünde karşılanmaya çalışılır. Yoksullukla büyüyen çocuklar eğitimlerini genelde yarıda keser, aile bütçesine katkı olsun diye bir işe girerek sömürü çarkının dişlileri arasında ezilmeye başlar. Çocuk işçiler iliklerine kadar sermaye düzeni tarafından sömürülür.
12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Günü nedeniyle CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi tarafından hazırlanan AKP iktidarında iş cinayetleri ve çocuk işçiler raporu, çalışmak zorunda bırakılan çocukların özellikle AKP iktidarı döneminde iş kazalarına daha fazla maruz kaldığını gözler önüne seriyor. Rapor çocuk işçiliğe dair çarpıcı veriler içeriyor. 2003-2017 yıllarını kapsayan rapora göre iş kazalarında 5 kat artış meydana geldi, saatte 16 kişi yaralandı, bu yıllar arasında gerçekleşen iş cinayetlerinde 119 çocuk işçi ve 18 bin 558 sigortalı işçi hayatını kaybetti.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun verileriyle oluşturulan raporda yer alan bilgiler şöyle:
- 2003-2017 yılları arasında 2 milyon 38 bin 803 işçi iş kazası geçirdi. Bu işçilerin yüzde 2’si çocuk işçiydi.
- 18 yaşından küçük 37 bin 445 çocuk iş kazalarında yaralandı. Bu sürede iş kazası geçiren çocuk işçi sayısında yüzde 2747 artış meydana geldi.
- 119 çocuk işçi iş cinayetine kurban gitti. Bu çocuklardan 3’ü 14 yaşından küçüktü. 116’sı ise 15-17 yaş grubundaydı.
- İş kazalarında 5 kat artış meydana geldi. Saatte 16 işçi yaralandı. 2003’teki iş kazalarında 76 bin 667 işçi yaralanırken, 2017’de yüzde 369 artışla 359 bin 653 işçi yaralandı.
- 18 bin 558 işçi hayatını kaybetti. 2003’te 810 olan iş cinayeti sayısı yüzde 102 artarak 2017’de 1633’e yükseldi.
- Türkiye’de son 15 yılda haftada ortalama 24 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
- 2003-2017 yılları arasında 14 yaşından küçük 2897 çocuk iş kazası geçirdi. Bu çocuklardan 3’ü hayatını kaybetti.
- İş kazası geçiren çocuk sayısı 2003’te 3 iken, bu sayı 2017’de 37 kart artarak 113’e yükseldi.
- 2008 yılı 14 yaşından küçük çocuk işçilerin en fazla iş kazası geçirdiği yıl oldu. SGK kayıtlarına göre 2008’de 14 yaşından küçük 1109 çocuk işçi iş kazası geçirdi.
- SGK verilerine göre 2003 ve 2004 yıllarında 14 yaşından küçük 502 çocuk iş kazası geçirirken hiçbir çocuk işçi hayatını kaybetmedi. 2005’te meydana gelen 230 iş kazasında 1 çocuk işçi hayatını kaybetti. 2018’de ise 14 yaşından küçük 23 çocuk hayatını kaybetti.
- Bu yıllar arasında 15-17 yaş grubunda 34 bin 548 çocuk/genç işçi kazası geçirdi. 133 çocuk iş kazaları sonucunda sürekli iş göremez hale geldi.
- 35 çocuk meslek hastalığına yakalandı.
- İş kazaları sonucunda yaralanan çocuk/genç işçi sayısı 2003’te 220 iken bu sayı 2017’de yüzde 2834 artışla 6235’e yükseldi.
- Bu yıllar arasında 15-17 yaş grubundan her gün ortalama 6 çocuk işçi iş kazasında yaralandı.
- 2018 yılında en az 44 çocuk/genç işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu sayı 2003’te yalnızca 1’di.
- 2003-2018 yılları arasında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocuk/genç işçilerin sayısında yüzde 4300 artış meydana geldi.
Bu tablo tesadüf ya da fıtrat değil sermaye sınıfının her ne pahasına olursa olsun büyüme ve kâr etme anlayışının sonucudur. Son yıllarda eğitim sisteminde yapılan düzenlemeler çıraklık adı altında çocuk işçiliğin önünün daha fazla açılmasına neden oldu. Meslek liseleri de patronların ihtiyacı doğrultusunda şekillendirildi. Çocukların ucuz emek gücü patronlar için daha kolay ulaşılabilir hale getirildi. Ancak iş güvenliği ve çocukların sağlığı konusunda hiçbir ciddi önlem alınmadı. İşçi ağabey ve ablalarının başına gelenler çocuk işçilerin de başına geliyor. Çocuk işçilerin bedenleri de sermaye düzeninin dişlileri arasında eziliyor. Kapitalist sömürü düzenine karşı mücadele etmeden tablonun değişmesi, çocuk/genç işçilerin iş cinayetlerine kurban gitmesinin önlenmesi mümkün değildir.
Çocuk işçiliğiyle mücadele etmek, tümüyle yasaklanmasını sağlamak ancak işçi sınıfının genciyle yaşlısıyla mücadeleyi yükseltmesiyle mümkün olacaktır. Çocukların geleceğe güvenle bakabileceği, özgür ve mutlu yaşayacağı bir dünya ancak mücadeleyle gerçek olabilir.
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Okul Tatili, İşçi Çocuklarına da Tatil mi?
- Bu Çarklar Çocuklarımızı Öğütüyor
- Kapitalizm ve İşçi Çocuklarımız
- Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü: Sömürü Çarkı Çocukları Öğütüyor!
- Çocuk da Olsa “Harca Harca Bitmez!”
- Milyonlarca Çocuk Eğitim Hakkına Erişemiyor
- Çocuklarımız Sömürü Düzeninde Ölmeye Devam Ediyor!
- Kapitalizmde Çocuklarımız İçin Bir Gelecek Yok!
- Kapitalizmin Çocuklarımızı Heba Etmesine İzin Vermeyelim!
- Ne Kadar da Misafirperverlermiş!
- Çocuk İşçiliğine Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeleyle Mümkün
- İşçi Çocuğu Olmak...
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...