Buradasınız
Ücretsiz Sağlık İçin Mücadele Edelim!
Bostancı’dan bir eğitim işçisi
Patronların sözcüsü AKP hükümeti tarafından 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe konulan ve “sağlıkta reform” diye lanse edilen SSGSS yasası “paran kadar sağlık” anlayışını tümüyle hayata geçirdi. Bu yasanın uygulamalarıyla sağlık hakkımızın elimizden nasıl alındığını iyice görmeye başladık. En can yakıcı uygulaması muayene ücreti ödemek zorunda olmamızdır.
Yasayla birlikte, değil ücretsiz tedavi olmak, ücretsiz muayene olmak dahi tarihe karıştı. Artık muayene olmaya giden herkes “katılım payı” adı altında muayene ücreti ödeyecek. Muayene ücreti kişinin gittiği hastaneye göre şimdilik 3-10 TL arasında değişiyor. Devlet hastanelerinde 3, eğitim araştırma hastanelerinde 4, üniversite hastanelerinde 6, özel hastanelerde ise 10 TL muayene ücreti alınıyor. Muayene ücretini yeni sisteme göre ilaç alırken ödüyoruz. Örneğin; özel bir hastaneye giderek muayene olan ve reçetesine 5 TL’lik ilaç yazılan bir işçi, eczanede ilaç alırken 10 TL muayene ücretiyle birlikte toplam 15 TL’lik bir ücret ödemek zorunda kalıyor. Tabii ki bu ücretler hastalığın türüne ve alınan ilaç miktarına göre de artmakta. Eğer muayene olduğumuzda ilaç almazsak o muayene ücreti otomatik olarak vatandaşlık numaralarımıza borç olarak kaydediliyor. Ve ilk ilaç aldığımız eczanede biriken muayene ücreti miktarı karşımıza çıkıyor. Üstelik bölüm başına muayene ücreti de değişiyor. Diyelim ki iç hastalıkları bölümünde muayene olup KBB bölümüne de muayene olmaya gittiğimizde her ikisi için de ayrı ayrı muayene ücreti ödemek zorunda bırakılıyoruz. Ayrıca diyelim ki bir rahatsızlığımız için doktora gittik ama doktorun koyduğu tanıdan ya da verdiği ilaçlardan emin değiliz, aynı rahatsızlıktan başka bir doktora daha muayene olmak istediğimizde 10 gün gibi bir sürenin geçmesini bekleyeceğiz. Bizim rahatsızlığımız ne kadar aciliyet gerektiren bir durum olursa olsun uygulama değişmiyor.
Artık hastaneye adım atmamızı bile ücretli hale getiren sermaye devleti, cebimizdeki son paraya da el atmaktan çekinmiyor. Bunun gerekçesini de “sağlık masrafı devletin sırtında kabarıyor” diye koyuyorlar. Kendileri için sağlıkta hiçbir kısıtlama getirmezken ya da işçilerin sağlık fonlarını yağma ederken sıra bize geldiğinde fatura kabarıyor bahanesini öne sürüyorlar. Kapitalist sistem sürdükçe ücretsiz sağlık hakkımız olmayacak. Kapitalizm kâr için üretim demektir. Aldığımız her ilaç, muayene olmak için gittiğimiz her hastane sermayenin birer kâr kapısı haline gelmiş durumda. Bu yasanın geri çektirilmesi ve ücretsiz sağlık hakkı ancak işçi sınıfının mücadelesine bağlıdır.
UİD-DER İle Alandaydık!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...