Buradasınız
“Uzayan Çalışma Saatleri, Kısalan Yaşamlar” Seminerine Katılan İşçilerle Söyleşi

UİD-DER: Kendinizi tanıtır mısınız?
Neşe: Kalp-Damar Hastanesinde hemşireyim. 20 yaşındayım, 5 yıldır çalışıyorum. Vardiyalı çalışıyorum. Ne uyku saatimiz belli, ne çalışma düzenimiz. Sorumlular nasıl belirlerse ona göre çalışıyoruz. Elemansızlık yüzünden fazla mesaileri dayattılar. En büyük sorunumuz fazla çalışmak.
Ertan: 1 yıldır Koroza’da çalışıyorum. 12 saat çalışıyorum. Asgari ücret alıyorum.
Emre: 7 aydır UPS’de taşeron şirkette çalışıyorum. İşçiler direnişteyken işe girdim. Biz çalışırken sesler geliyordu. Arkadaşlara sormuştum ne oluyor diye? Sendikalı olmak isteyenler bağırıyormuş. Çok mutlu olmuştum. Burada güzel şeyler oluyor demiştim. Şimdi direnişten gelenlere iyi davranıyorlar. Kadrolulara farklı davranıyorlar. Taşeronlara kötü davranıyorlar.
Hatice: Fatih’te 112’de çalışıyorum, 25 yaşındayım. Aylık 180 saat çalışıyorum. Çalıştığım sektörde hayatımız risk altında. Her an saldırıyla karşı karşıyayız. Kurumumuz bize gereken önemi vermiyor. Çalıştığımız ortamın fiziki şartları kötü. Sorunlarıma çözüm bulamıyorum. Ayrıca maddi olarak da sorun yaşadığım için ek iş yapıyorum. Kirada kalıyorum. Aldığım maaş yetmiyor. İşe ilk başladığımda sorunun çalışanların işlerini iyi yapmamasından kaynaklandığını sanıyordum. Ama sonra anladım ki bu kadar kötü şartlarda kimse işini severek yapmaz. Ve sorunu yaratanlar çalışanlar değil sistemin kendisi.
Osman: 24 yaşındayım. 1 yıldır Ukinox’ta çalışıyorum. Mutfak lavabosu üretiyoruz. Günde 10 saat çalışıyorum. Sadece cumartesileri fazla mesaiden sayılıyor. Maaşlarımız düşük. Ağır iş yapıyoruz. Eklem yerlerimiz ağrıyor.
UİD-DER: İşten geriye kalan zamanınız nasıl geçiyor? Kendinize, ailenize, yapmak istediğiniz şeylere zaman ayırabiliyor musunuz?
Neşe: İster istemez yaşamımızdan fedakârlık etmek zorunda kalıyoruz. Arkadaşlarımı ziyaret edemiyorum. Nöbetim yokken bile icapçı olduğum için uzaklaşamıyorum yaşadığım yerden. Dinlenemiyorum; meselâ hiç 8 saat uyuyamadım.
Ertan: Ailem Samsun’da yaşıyor. Ancak yıllık izinlerimde gidebiliyorum. Çalışmaktan geriye fazla bir zamanım kalmıyor. Zaten işten döndükten sonra ya televizyon seyrediyor ya da birkaç arkadaşla sohbet ediyorum. Kısa oluyor. Hemen yatıp uyuyorum. Sabah da işe gidiyorum. Sinemaya, tiyatroya, sosyal hayata ayıracak pek zaman kalmıyor.
Emre: İşyeri evime yakın olduğu için diğer işçilerden daha fazla zamanım oluyor. Ağırlıklı olarak internetten haklarımı araştırıp yapılan eylemleri takip etmeye çalışıyorum.
Hatice: Nöbet usulü çalıştığım için 24 saatlik nöbetten sonra 3 günüm boş oluyor. Ama bu 3 günde kendimi ancak toparlayabiliyorum. Nöbetlerden kaynaklı psikolojim bozuluyor. Benim gibi birçok sağlıkçı arkadaş da öyle diyor. Ailemle yeterince vakit geçiremiyorum.
Osman: Hayatımı yaşamaya zaman yetmiyor. Kitap okuyamıyorum. Tiyatroya gitmek, tatile gitmek çok güzel olurdu.
UİD-DER: Etkinliğimizi nasıl buldunuz? Seminerin size yararı oldu mu?
Neşe: Böyle bir yer beklemiyordum. Herkes birbirini tanıyor. Sunum yapılırken her şeyi belgelere dayandırıyorsunuz. Sunum yapan arkadaşın bilinçli olduğu çok belli oluyor. Fazla mesailerden sıkılmıştım. Bunun zorunluluk olmadığını öğrendim. Benim bugüne kadar böyle bir yerin, karşılıksız pek çok şeyin verildiği bir yerin varlığından bile haberim yoktu. Arkadaşlarıma da burayı haber vereceğim.
Ertan: Çok faydalı oldu. Bilgi yönünden çok çok iyi. Yüzde yüz daha fazla işçi katılmalı. Kendi başımıza bunları çözemeyiz. Birlikten güç doğar. Bilmediğim birçok şeyi bu etkinlikte öğrendim. Servisteyken yaşanan kazanın iş kazası olduğunu, patrona karşı nasıl davranmam gerektiğini ve hemen pes etmemem gerektiğini de bugün öğrendim.
Emre: Bilmediğim konuları öğrendim. Benim için çok faydalı oldu. Herkesin katılması lazım. İnsanlara böyle şeyler anlatılırsa kafalarında mutlaka bir şeyler kalır.
Hatice: İlk kez geliyorum. Çok sıcak bir ortam. Sorular ve sorunlar aynıydı. Tabii ki herkes katılmalı. Çoğumuz haklarımızı bilmiyoruz. İşçiler haklarını bilmeli ki haklıyken haksız duruma düşmesinler.
Osman: Buraya arkadaşım beni çağırdığında gelmek istemedim. Sıkılırım diye düşündüm. Şimdi ortamın çok güzel olduğunu gördüm. Etkinlikte anlatılanlar çok doğruydu. 8 saat çalışsak güzel olurdu. UİD-DER’e tekrar geleceğim. Buraya üye olunuyor mu?
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...