Buradasınız
Ama Televizyonda Öyle Demiyorlar!
Tuzla’dan bir metal işçisi

Dinlenme arasında bir grup kadın işçi bir arada oturduğumuz esnada, havadan sudan konuşurken konuyu kıdem tazminatına getirdik. Çok dürüst ve temiz bir insan olarak tanıdığım, AKP’ye oy veren bir işçi ablaya sordum.
—Mevzumuz AKP değil ama merak ettim. Abla senle hiç kıdem tazminatıyla ilgili konuşamadık, ne düşünüyorsun? Fona devredilecekmiş.
—Ha evet duydum iyi bir şey gibi geldi. Olsun tabi.
—Nerden duydun tam olarak biliyor musun, yani televizyondan duyduğun kadarıyla mı?
—Evet, iyi bir şey gibi anlatıyorlar. Herkes kıdem tazminatı alabilecekmiş.
—Bakanlar ve devlet diyor ki patronlar işçilerin kıdem tazminatını vermiyor, ama bundan sonra bir gün bile çalışsalar her işçi kıdem tazminatını alabilecek. Demek böyle, tamam doğrudur, patronlar işçilere kıdem tazminatı ödemek istemiyor. Bir de şöyle bak: Fona devretmek yerine işçilerin kıdem tazminatını vermek istemeyen patronlara devlet ceza uygulasın. Neden kıdem tazminatını fona devrediyor. Ya da işyerinden çıkan her işçiye bir gün bile çalışsa hemen tazminatı versin. Ya da her işçi kıdem tazminatı alsın istiyorlarsa bak taşeronda çalışan birçok insan var, bu işçiler hiç kıdem tazminatı alamıyor. Madem öyle taşeronu kaldırsın.
—Doğru, ben taşeron işçilerin olduğu bir firmada çalıştım. Çok zor vallahi işçiler sahipsiz gibi, bir dertleri olsa muhatap bulamıyorlar. Bordrolarında sıkıntı var ama kime gidecekler bilmiyorlar çünkü ilgilenen kimse yok. Zor vallahi, zor taşeronda çalışma berbat.
—Öte yandan işyerlerinde patronlar kıdem tazminatı ödememek için işçileri çabucak gözden çıkarıp işten atamıyordu. Şimdi kıdem tazminatı da kaldırılırsa, patronlar istediği zaman işçiyi işten çıkarabilir.
—Ama televizyonda öyle demiyorlar!
—Öyle derler mi, tabi ki yalan söylüyorlar. Şimdi “işçi arkadaşlar kıdem tazminatını kaldırmamız gerekiyor. Patronlara yük oluyor, bundan sonra kıdem tazminatı yok” derlerse ne yapar işçiler? Tepki gösterir öyle değil mi? Peki, tepki çekmemek için ne yapıyorlar; müjdeli haber gibi veriyorlar.
—He vallahi doğru söylüyorsun, hiç böyle bakmamıştım. Ne çabuk kanıyoruz!
Yalan ve çarpıtma haberlerle işçilerden gerçekler gizleniyor. İşçiler ise burjuva basından haberleri takip ettikleri için gerçeği öğrenemiyorlar. Bu noktada iş bizim gibi gerçekleri bilen bilinçli işçilere düşüyor. Bulunduğumuz her yerde, çevremizdeki işçilere kıdem tazminatının fon adı altında kaldırılmak istendiğini anlatmaya devam etmeliyiz.
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...