Buradasınız
Autoliv’de Kreş İstiyoruz
Bir kadın metal işçisi
Yüzlerce işçinin çalıştığı büyük bir fabrikada, Autoliv’de çalışıyorum. Otomobiller için emniyet kemerleri, hava yastıkları ve direksiyon simitleri başta olmak üzere çok çeşitli parçalar üretiyoruz. Fabrikada benim gibi yüzlerce kadın işçi çalışıyor. Tabii bu nedenle hamile olan, doğum izninde olan çok sayıda kadın var. Ben de doğum iznimi kullanıyorum. Bebeğim dünyaya geldiğinden beri, yeniden işe başladığımda ona kimin bakacağını düşünmekten gözüme uyku girmiyor. Bebeğime bakacak kimsem yok. Bu nedenle “keşke işyerimizde kreş olsaydı” diye düşündüm. İşyerimizde neden kreş olmadığını, bu hakkın hangi durumlarda kullanılabildiğini merak ettiğim için internette “işyerinde kreş hakkı” diye arama yaptım.
Karşıma çıkan ilk arama sonucu, derneğinizin sitesindeki aynı başlıklı yazı idi. Yazıyı dikkatle okudum ve aslında bizim işyerimizde de kreş olması gerektiğini ya da işyerinin bir kreşle anlaşma yapması gerektiğini öğrendim. Ama bizim işyerimizde kreş yok. Yazıda, kreş hakkını vermeyen işverenler için belirlenen para cezaları da vardı. Ama bu rakamlar o kadar düşük ki patronumuz için hiçbir şey ifade etmiyor. Demek ki benim patronum işçilerin hakkını vermektense cezayı ödemeye razı oluyor, çünkü ceza miktarı hiçbir yaptırım gücü ifade etmiyor. İşyerimizde pek çok kadın işçi var, işbaşı yaptığımda onlarla konuşmaya ve sizin sitenizdeki ve İşçi Dayanışması’ndaki yazıyı okutmaya karar verdim. İşyerimizde aslında bir sendika var ama bizim sorunlarımızla sendikamız değil UİD-DER ilgileniyor.
Çok fazla mesai yapmamıza rağmen çocuklarımız için kreş yok. Pek çok hakkımız elimizden alınıyor. Bir kadın işçi olarak yaşadığım sıkıntıların nedenini ve çaresini ortaya koyduğunuz için teşekkür ediyorum. Emeklerinize sağlık. Hem Autoliv’de hem de tüm işyerlerinde kreş olsun istiyorum.
Bizim Çocuklarımız
İşe Değil Ölüme Gittiler
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...