Buradasınız
Bakanlıktan Gelen Tembih Mesajı!
UİD-DER’li bir anne
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Merhaba arkadaşlar. Yine bana çeşitli duyguları aynı anda yaşatan ve sizlerle paylaşmak istediğim bir hadiseye denk geldim. Belki kiminize denk geldi kiminiz es geçildi bilmem ama İçişleri Bakanlığından bir mesaj iletildi telefonuma. Dikkat mesaj anne babalar için bir dolu tembih ve uyarı içeriyor: “Değerli anne babalar çocuklarımızla ilgili bakım ve gözetim sorumluluklarımızı aksatmayalım, bir başkasına devretmeyelim, kaybolmamaları için tedbirli olalım.”
“Çocuklarınızı koruyun. Onlara sahip çıkın. Çocuklarınız bizim için de önemli. Aman ha kaybolmasınlar! Sorumluluklarınızı aksatmayın, başımızı ağrıtmayın!” diyorlar yani… Şimdi çalışan bir anne olarak bu mesajdan ne çıkarmalıyım? Ben “şanslı” bir vatandaş olarak öncelikle teşekkür ediyorum! Hemen ardından ise sormak istiyorum: Çocuğunu yeterince düşünmeyen ve uyarılma ihtiyacı duyulan bir anne miyim? Çocuğumun başına bir şey gelirse bunun tek sorumlusu ben miyim? Çok çalışmama rağmen olması gerektiği gibi bakımını üstlenememem sadece benim suçum mu? Devletin hiç mi sorumluluğu yok ya da tek sorumluluğu bir mesaj atarak anne babaları uyarmak mı?
Belli ki bizi yönetenler nasıl yaşadığımızdan pek de haberdar değiller. Örneğin benim 4 yaşında bir kızım var. Her sabah 6.30’da onu da uyandırıp, kör karanlıkta birlikte işyeri servisimizin geçtiği durağa yürüyoruz. Sadece ikimiz. Onu işyerine yakın bir kreşe bırakıyorum. Bütün gün orada bir başkasına emanet. İşyerimizde gözümüzün önünde tutabileceğimiz bir kreşimiz yok. Ardından koşa koşa işe yetişiyorum. Ben bile zar zor uyanırken o kör karanlıkta yavrum her sabah bana “sen nasıl bir annesin, baksana daha aydınlık bile olmamış” deyip ağlayarak uyanıyor. Daha 4 yaşında! Şimdiden tüm işçi ailelerinin çocukları gibi hayatın yükünü taşımaya başladı. Benim gibi pek çok işçi anne buna benzer sorunlar yaşıyor. İşte çalışmak, evde çalışmak derken çocuğumuzun yüzünü bile zar zor görüyoruz.
Tüm bunlar görmezden gelinip, bizlere akıl veriliyor. Oysa işçi aileler çocukları için zaten gece gündüz çalışıp çabalıyor ama çocuklarını koruyacak, istedikleri gibi yetiştirecek imkânlardan yoksun kalıyor. Zaten her gün pislik üstüne pislik üreten bir sistemde bir çocuğun korunması gerçekten mümkün mü? Biz bu akıl vermelerin, üstten konuşmaların yerine ücretsiz kreş, daha yüksek ücret ve daha kısa çalışma saati talep ediyoruz. Tembihler yağdırmak yerine bizi yönetenlerin bu taleplerimizi duymasını ve yerine getirmesini istiyoruz. Bunun gerçekleşmesi için de mücadele etmemiz gerektiğini bilmeliyiz. Aksi takdirde çocuklarımızın yüzünü dahi doğru düzgün göremez hale gelen bizler, nasıl olacak da çocuklarımızın güzel ve güvenli büyümesini sağlayacağız. Bizim verilecek akla da bu tür mesajlara da ihtiyacımız yok. İhtiyacımız olan şey örgütlenip ortak taleplerimizi egemenlere dayatmaktır. Ancak bunu yaparsak, birlik olursak çocuklarımız için güzel bir gelecek kurabiliriz. O halde tüm işçi kardeşlerimi birlik olmaya çağırıyorum. Unutmayalım ki birlikte çare arayanlar birlikte kazanacak.
Kara Kaplı Deftere Bir Not Daha
“Zamlar Benden Hızlı Müdür Bey!”
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
Son Eklenenler
- Bugün milyarlarca insan kapitalizmin yarattığı pek çok sorunla cebelleşiyor. İşsizlik, yoksulluk, iklim krizi, göç krizi, emperyalist savaşlar… Dünya üzerinde yaklaşık 300 milyon göçmen var. Türkiye’de Amerika’da, İspanya’da İngiltere’de ve daha...
- Geçtiğimiz günlerde Asya’nın en zengin ailesi olan Ambaniler’in Martta başlayan 4 aylık düğün maratonunda 250 milyon dolar harcadıklarına dair bir haber okudum. Mukesh Ambani’nin oğlu Anant’ın evlendirildiği şatafatlı düğüne dünyanın her yerinden...
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.