Buradasınız
“Benim Maaşımı Karım Bile Bilmez” Demek Marifet mi?
İzmir’den emekli bir işçi

Asgari ücret AGİ dâhil 2020 lira 90 kuruş. Yani milyonlarca işçi asgari ücrete çalıştırılıyor. Asgari ücrete çalıştırılan işçiler fazlanın fazlası mesai yaparak ücretini üç kuruş arttırabilmek için gece gündüz çalışmak zorunda bırakılıyorlar. Asgari ücretin altında bir ücrete çalışmak zorunda kalan işçiler de var. Ücreti asgari ücretten biraz fazla olan işçiler de var. Çalışan işçilerin çok azı sendikalara üye. Ancak sendikalı olan işçilerin büyük çoğunluğu, sendikaları ağır bedeller ödeyerek var edebilmiş işçi atalarının, analarının nasıl bir mücadele verdiklerinden bihaberler. Sendikalı olmayı da asgari ücretle çalıştırılan işçilerden üç kuruş fazla maaş almak sanıyorlar. Oysa sendikalı olmak demek, en başta geçmiş işçi kuşaklarının mücadelelerini bilmek, pek çok hakkımızın bu zorlu mücadeleler sonucu kazanıldığını bilmek demektir. Bu da yetmez, bu dersleri bizden sonraki işçi kuşaklarına da aktarmamız gerekiyor. Sömürü düzeninin sahipleri, geçmişte işçiler ayağa kalktığında onların birçok taleplerini kabul etmek zorunda kalmıştır. Gelecekte işçiler yine ayağa kalktığında yine birçok taleplerini kabul etmek zorunda kalacaktırlar.
Her dönem olduğu gibi bugün de işçilerin en temel sorunu ücretlerin düşüklüğü. Evet, başlıktaki sözler asgari ücretin üç kuruş üzerinde bir maaş alan bir işçi kardeşimizin sözleridir. Asıl sorunsa, “benim maaşımı karım bile bilmez” diyen bu işçi sendikalı bir işçidir. Bu işçi kardeşimizin sözleri şunu gösteriyor; bugünün sendikalı işçileri dahi aslında örgütsüzdür, sınıfının tarihini, geçmişini ve en önemlisi geçmiş işçi kuşaklarının nasıl bir mücadele verdiklerini bilmemektedir. Çünkü kendisine de bunlar aktarılmamış, öğretilmemiştir. Bugünün ortalama bir sendikalı işçisi, üç kuruş fazla aldığı maaşıyla diğer işçi kardeşlerine “corta satar”, hava atar. Zaten kimi işçiler için sendika da sadece toplu sözleşme zamanlarında hatırlanan bir şeydir. Sendikalar üyelerini bilinçli işçiler haline getirmek için uğraşmazlar. Bunu talep eden işçilerin sayısı da azdır.
Karısına ne kadar maaş aldığını bile söylemeyen bu işçi, aslında karısını, çoluk çocuğunu mücadelesine katmıyor demektir. Bu işçi ailesinin evinde işçi sınıfının haklarına dönük saldırılar konuşulmuyor demektir. Ortadoğu’da süren savaş, memleketteki siyasi durum konuşulmuyor demektir. Karısından veya kocasından maaşını bile saklayan işçilerin evlerinde ne yazık ki sermaye sınıfının siyaseti konuşulur. Hatta eşler birbirine karşı cephe alır, yeri gelir kardeş kardeşe düşman gibi bakar. Bu, sermaye sınıfının zokasını yutmak anlamına gelir.
İşçiler olarak sendikalıysak, kendi evimize sahip çıktığımız gibi sendikamıza da sahip çıkmalıyız. Eşimizi, çocuğumuzu sendikamıza götürmeli ve sınıfımızın geçmiş mücadele deneyimlerini kendimizle birlikte ailemizin de öğrenip kavramasını sağlamalıyız. Sendikasız çalışıyorsak, çalıştığımız işyerine sendikayı sokmak için mücadele etmeliyiz. Sermaye düzeninin gazete ve televizyonlarını değil, İşçi Dayanışması gibi işçi sınıfının mücadelesini veren gazeteleri okumalı ve okutmalıyız. Dayanışma TV gibi işçi sınıfının kendi penceresinden yayın yapan yayınları izlemeli ve izletmeliyiz. Yoksa burnumuz b.ktan, gözümüz yaştan, sırtımız borç kırbacından kurtulmaz!
Çantalar, Kürkler ve Kanlı Eller
İşçilerin Sordukları/73
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...