Buradasınız
Bir Deneyim: Kadına Taciz Nasıl Engellenir?
Bir grup İSG uzmanı kadın işçi

Bizler inşaat şantiyesinde çalışan bir grup kadın İSG uzmanıyız. Çalışma koşullarının kötülüğü kadın işçileri daha fazla etkiliyor. Çünkü işyerlerinde kadın işçilerin özel ihtiyaçları yok sayılıyor. Hele bir de çalışma ortamı inşaat şantiyesiyse bu sorunlar kat be kat artıyor. Zorlu doğa şartları; tozlu, sıcak, soğuk ve gürültülü ortam. Sosyal imkânsızlıklar; tuvalet yetersizliği, sahada ve yemekhanede içme suyu sıkıntısı, dinlenme alanı yetersizliği, yemekhane koşulları, kötü ve yetersiz yemekler, geniş saha içinde ve eve gidiş gelişlerde servislerin olmayışı, şehirden uzak olmasından kaynaklı ulaşım sıkıntısı… Bu kadar zorluğun üstesinden gelmeye çalışan kadın işçiler bir de taciz olaylarıyla karşı karşıya kalıyor.
Aynı sahada çalıştığımız bir kadın işçinin (İSG uzmanı) başına gelenleri ve sonrasında yaşananları bir deneyim aktarımı olarak paylaşmak istiyoruz. İşçi arkadaş işe gelmeyince kendisini merak ettik. Ancak kimse arkadaşın neden gelmediğini bilmiyordu. Olayın üzerine gittiğimizde aynı işyerinde çalışan ve patronun yakın akrabası olan bir kişi tarafından telefon aracılığıyla ve görüntülü bir şekilde tacize uğradığını öğrendik. Kadın işçi korktuğu ve utandığı için kimseye bir şey söyleyemeden işi bırakmış. Bunu öğrendiğimizde bu durumu kabul edip sessiz kalamazdık. Üstelik bu tacizi yapan şahıs da ortalıkta utanmadan dolaşıyordu. Önce kadın arkadaşla konuşup sessiz kalmaması konusunda kendisini ikna etmeye çalıştık. Fakat arkadaşımız korkuyordu. Bir grup arkadaşımız İSG’den sorumlu en yetkili yönetici ile konuştu ve durumu anlattı. Yönetici bu durumu ispatlayan bir kanıtın olup olmadığını sormuş ve bu arkadaşımızla kendisinin konuşacağını ve bir çözüm üretmeye çalışacağını söylemiş. Ancak bu olayın saha geneline yayılmaması konusunda da arkadaşları uyarmış. Biz ise bu konunun örtbas edilmemesi ve bu tacizcinin bir an önce sahadan çıkarılması gerektiğini düşünüyorduk. Bu olayı birçok arkadaşımıza anlattık ve bir İSG uzmanları toplantısında da dile getirdik. Arkadaşımızın başına gelen bu olayın aslında bir emsal teşkil ettiğini ve sahada buna benzer olayları yaşayan pek çok kadın işçinin olduğunu söyledik. Bu saldırılara maruz kalan kadın arkadaşlarımız yaşadıklarından utandıkları için maalesef ki sessiz kalmışlardı. Eğer tacizi yapan yönetici cezalandırılıp sahadan çıkarılmazsa başka kadın arkadaşlara da benzer tacizlerde bulunabileceğini, üstelik bu durumdan cesaret alan başkalarının da türeyebileceğini belirttik. İSG yöneticileri de bu durumu kesinlikle çözeceklerini söylediler. İlerleyen süreçte yöneticilerin asıl yüzlerini daha iyi gördük. Toplantıda konuşurken mangalda kül bırakmayan bu yöneticiler aslında korkak ve kadın tacizine karşı umursamazlardı. Çünkü tacizci, bir taşeron şirket sahibinin akrabasıydı. Dolayısıyla bu şirket de bu şahsı işten çıkarmamak için diretiyordu. İş ilişkisini bozmak istemeyen ve taciz vakalarının duyularak firmanın prestijinin düşeceğinden endişelenen yöneticilerden gerçek çözümler beklemedik.
Bu olayın çözümü için asıl işverenin üst düzey yönetimine baskıda bulunmak gerektiğini düşündük. Sahada çalışan bir uzman arkadaşımızın önerisiyle imza kampanyası başlattık. Birçok arkadaşımız sahanın çeşitli yerlerinde imza toplayarak kampanyaya destek verdi. İmza toplarken konuyu anlattığımız birçok işçi yaşanan olaya öfkesini dile getirdi. Bu kampanyayı duyup da gelen, imza atmak hatta imza toplamak isteyen işçiler oldu. Destekleyen çalışanların yanı sıra işini kaybetme korkusuyla ya da kampanyanın işe yaramayacağı düşüncesiyle desteklemeyenler de oldu. En başından kampanyayı destekleyen bir arkadaşımızın şirketindeki müdürlerin, “Neden bu kadar ön plana çıkıyorsun? Nerden biliyorsun olayın tam olarak böyle olduğunu? Bir kanıtı var mı? Belki işin içinde başka şeyler vardır. Dikkatli ol, bu kadar göze batma” demesi arkadaşımızı korkuttu. Başka biri, “Tacize uğrayan kadın arkadaşın haberi var mı ki, ben imza atmam” dedi ve bu söylemiyle başkalarını da etkilemeye çalıştı. A sınıfı bir İSG uzmanı, “Dikkatli olun. İşinden olursa adam size dava açabilir. Kesin kanıtınız yok. Suçlu duruma düşmeyin” diyerek bizi korkutmaya vazgeçirmeye çalıştı. Bazı işçiler “Ama kadın da adamla yemeğe çıkmış. Aralarında bir şey olabilir. Nerden biliyorsunuz işin aslını? Kendisi neden şikâyet etmiyor” benzeri şeyler söyledi.
Bizim ise bu söylemlere cevabımız şu oldu: “Aralarında özel ya da resmi nasıl bir ilişki olursa olsun bu taciz normal karşılanamaz. Üstelik bir kadının bu yaşananlar karşısında korkması ve kaçması da gayet anlaşılır karşılanmalıdır. Çünkü böylesi durumlarda hep kadınlar suçlanıyor. Ayrıca bu tekil bir sorun değil. Saha genelinde birçok kadın arkadaşımızın başına buna benzer taciz olayları geliyor. Bugün yaşanan bu olaya ve olaylara tepki vermezsek yarın buna benzer olaylar kat be kat çoğalacak. Ayrıca biz burada yanlış bir şey yapmıyoruz. Yapılan yanlışlara karşı geliyor ve bunların tekrarlanmaması için mücadele ediyoruz. Gayet haklıyız ve çok doğru bir şey yapıyoruz. Sahada yalnız dolaşmaktan korkar olduk. Psikolojimiz bozuldu. Bir tacizcinin sahadan atılmasını istemek kadar doğal ne olabilir.”
Topladığımız imzaları asıl işverenin üst düzey kadın yöneticisine vermeye karar verdik. Tabi bu arada imza kampanyamız sahada geniş yankı yapmıştı ve asıl işveren temsilcileri de olayı duymuştu. Sahayı temsilen, kampanyada desteği olan erkek arkadaşların da içinde olduğu bir grupla imzaları vermek için yöneticinin yanına gittik. Ona da durumu ayrıntılı bir şekilde anlattık. Gayet ilgili görünerek durumu çözeceğini söyledi. Hatta toplanan imzalar sayesinde bu durumun daha hızlı ve rahat çözüleceğini belirtti. Bir baskı oluşturan bu süreçle birlikte yöneticiler meseleye el atmak zorunda kaldılar. Aynı gün bize geri dönerek tacizi yapan şahsın çıkışının verildiğini söylediler. Ancak iki hafta sonra bu şahsı tekrar sahada gören arkadaşlar olmuş. Emin olmak için araştırdığımızda anladık ki bu kişi bir şekilde tekrar geri gelmiş. Yani birileri bizi oyalamaya çalışmış. Bunun üzerine görüştüğümüz kişiyi tekrar aradık ve durumu bildirdik. Haberi olmadığını ve şaşırdığını söyledi. Yaptığımız bu son baskı sonucunda tacizci sahadan tamamen çıkarıldı.
Bütün olumsuzluklara ve zorluklara rağmen emeklerimizin sonucunu gördük. Bu başarı karşısında biz emek verenler çok gururluyduk. Kendimize olan güvenimiz ve motivasyonumuz arttı. Bu netice sadece biz emek verenleri değil olumsuz ve yanlış düşünenleri de etkiledi. Başaramayacağımızı düşünenler ve umutsuz bakanlar gelip bizi tebrik etti. A sınıfı İSG uzmanı, “Tebrik ediyorum başardınız. Çok kararlıydınız ve korkmadınız. Bu kararlılıkla güzel başarılar elde edersiniz” dedi. “Tacize uğrayan arkadaşın haberi yok” bahanesiyle imza atmak istemeyen arkadaş da işbaşı eğitimlerinden birinde işçilere bizim kampanyamızdan ve bu kampanyanın nasıl başarılı olduğundan bahsetmiş.
Bizler çok haklı bir mücadele verdiğimize inandık. Bütün korkulara, umutsuzluklara rağmen bu inancımızı kaybetmedik. Bu inancımız sayesinde birlik olmayı başardık. Birlik olduğumuzda ise nasıl ses çıkardığımızı, nasıl güçlü olduğumuzu gördük. Şimdi sıra daha çok kadın ve erkek işçiyle bir araya gelip diğer haksızlıklara da karşı gelmek için daha fazla örgütlenmekte.
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...