Buradasınız
Bir Deneyim: Ya Kıdem Tazminatı Olmasaydı?
Bahçelievler’den bir sağlık işçisi
Kıdem tazminatımız elimizden alınıyor. Patronlar ve temsilcileri bin bir hile ve yalanla işçileri kandırmaya çalışıyorlar. Düşünün kardeşlerim, işçilerin örgütsüz olduğu, OHAL ve KHK ile yasaların ayaklar altına alındığı bu süreçte patronlar, kıdem tazminatını almak için türlü türlü yalanlar söyleyip bizi ikna etmeye çalışıyorlar. Çünkü kıdem tazminatı, işçilerin iş güvencesi, yıpranma payları olarak patronlara karşı caydırıcı bir işlev görüyor. Bunu yaşayarak görüyoruz. Yaklaşık 3 yıl çalıştığım işyerinde kıdem tazminatının patronu işten atma konusunda nasıl korkuttuğunu ve geri adım attırdığını yaşayarak gördüm.
Cerrahpaşa’da yaklaşık 3 yıl çalıştım. Taşeronda çalıştığım için koşullar zaten kötüydü. İş yükümüz her geçen gün arttırılıyordu. Bu saldırılara karşı biz de tepkimizi gösteriyorduk. Baskılar arttığı için daha ilk yılımda patronla karşı karşıya geldim. Patron hem kıdem tazminatı ödemek istemediği için hem de dava meseleleriyle uğraşmak istemediği için işten atma meselesini ertelemek zorunda kaldı. Yaklaşık 2 yıl boyunca mobbing uygulayarak beni yıldırmaya çalıştı. 3. yılımda genel müdürüne beni aratıp merkez büroya çağırttı. İşten atılacağımı biliyordum. Odaya girdiğimde patronun paralı ordusu karşımda duruyordu. 3 avukat, güvenlik müdürü, muhasebe müdürü, medikal muhasebe müdürü ve patron. Söze önce patron başladı. Çalıştığım süre için bana teşekkür edip, sorunsuz ayrılırsam gelecekte çalışacağım iş için referans olacaklarını, şirketinin önemini anlattı da anlattı. Ardından sözü muhasebe müdürü aldı. Düşük ücret üzerinden hesapladığı tazminatımı diğerlerine de onaylattı, sonra topu avukatlara attı. Avukatlar tehditkâr bir dille dava açarsam kaybedeceğimden ve patronun haklılığından uzun uzun bahsettiler. Bütün konuşmalar tazminatımı bırakıp gitmem içindi. Onları dinledikten sonra odadan dışarı çıktım. UİD-DER’den arkadaşları arayıp durumu anlattım. Tazminatımı hesaplattım. Odaya döndükten sonra kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve kalan bütün haklarımı önlerine koydum. Verilmediği takdirde avukatımla konuşacaklarını söyledim. Kendi aralarında 1 saatlik toplantıdan sonra taleplerimi kabul ettiler.
Patronum üstümde psikolojik baskı oluşsun diye ordusunu hazırlatmıştı. Bu kıdem tazminatının ve bilinçli örgütlü bir işçinin yaptırımıydı. Yaşadıklarımdan ve UİD-DER’den öğrendiğim şey şu ki; kıdem tazminatı patronların karnındaki şiddetli bir ağrı ve bu ağrının tetik noktası biz işçilerde olduğu sürece o ağrı şiddetlenerek devam eder.
Kardeşler taşeron firmada sağlık işçisi olarak çalışan ben, tazminat hakkım olduğu için, hakkımı savunabildim ve haklarımı alabildim. Bugün getirilen yasa bu hakkımızı ortadan kaldırıyor. Patronlar karşısında iş güvencemizin ortadan kaldırılmasına izin vermeyelim. İşçiler olarak bir araya gelip mücadele edersek, işte o zaman haklarımızı güvence altına alabiliriz.
Elleri Var Özgürlüğün
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...