Buradasınız
Birbirimizle Uğraşmayı Bırakalım!
Kıraç’tan bir grup kadın işçi
Bizler sağlık malzemesi üreten bir fabrikada üç vardiya halinde çalışıyoruz. Sağlık malzemesi ürettiğimiz için hijyen çok önemli. Bizler de ona göre hijyen gerektiren ne varsa kurallara uyuyoruz. Biz uymasına uyuyoruz ama nedense işçilerin sağlığı hiç önemli değil. Örneği üretim “temiz odalarda” yapılıyor ama su sebilleri o odaların dışında duruyor. Kimi odanın çok uzağında olduğu için gidip gelmek 5 dakikayı buluyor. Bir de sayı muhabbetimiz var. Sayı bizim orada olmazsa olmazımız. Sayı yüzünden birbirimize düşüyoruz. Birçoğumuz sayı yüzünden su içmeye gidemiyor, yakında böbrek hastası olacağız. Hepimiz üretimde belli bir sayıyı tutturmak zorundayız.
Bizim fabrikamızın temizlik ekibi taşeron olarak çalışıyor. Geçenlerde önümüze temizlik şirketi imzalı ve üzerinde “temizlik saati içinde tuvaletlere ve su içmeye gitmek yasaktır” diye bir kâğıt getirdiler. İşbaşından iki saat sonra tuvaletlere gidilebiliyor. O saatler içinde temizlikçiler tuvaletleri temizliyor. Tuvalete gitmemiz için çok acil olması gerekiyor. Bazı odalarda panoya asılan kâğıtta “tuvalet saatiyle su içme saati aynıdır” yazıyor, bunun dışında da çok susaman lazım ki ikinciye gidesin. Tuvaletlere izin alarak gidiyoruz. Suya izin alarak gidiyoruz. Ancak izin almaya gittiğimizde de şefler ya da vardiya sorumluları izin vermiyor.
İnsan kaynaklarına gidildi, ne hikmetse insan kaynakları “haberimiz yok” dedi. Oysa fabrikada her olup bitenden insan kaynaklarının ve müdürlerin, herkesin haberi oluyor. Bizim fabrikada yönetimdekilerin birçoğu kadın, kadın oldukları için de üretimde çalışan kadınlara tepeden bakmayı iyi biliyorlar. Yani kadın kadına zulüm ediyor, hem de konumunu kullanıyor. Neymiş su içme bahanesiyle kadınlar sohbet ediyorlarmış, tuvaletlerde çene yapıyorlarmış vb. Bu mışlar-mişler hiç bitmiyor. Hâlbuki sayı tutturacağız diye insanlar nefes alacak vakti bulamıyorlar.
İnsan örgütlü ve bilinçli olmadığında, hakkı olanı savunmak yerine özürcü konuşmalar yapar. Örneğin kimi kadın arkadaşlar, “ben tuvalete gitmiyorum”, kimisi “ben su içmiyorum” dedi, gelen baskı üzerine. Biz de sorduk: “Tuvaletlere gitmeyip de altınıza mı yapıyorsunuz?” Yakında gelip “altınızı bezleyin” deseler ne diyeceksiniz? Böyle giderse bu işin sonu oraya varacak. Bizlere dayatılan ve insani olmayan bu kurallara karşı durmazsak yakında o da olur.
İnsan kaynaklarına gidildikten birkaç gün sonra panolardaki yazılar kaldırıldı. Su içme serbest oldu. Demek ki bizler kendi sorunlarımıza duyarlı olduğumuzda keyfi kuralları kaldırabiliyormuşuz. Bizim fabrikada şefler var, şeflerin yardımcıları var, bir de vardiya sorumluları var. Hepsinin bir de yalakaları var. Yalakalık yaparak kendilerini sağlama almaya çalışıyorlar. Yalakalık yaparak ilerde müdürlüğe yükseliriz diye hayal kuruyorlar. Boşuna çırpınıyorsunuz, olup olacağınız en fazla şefliktir, ötesi de yoktur. Yalakalık yapmak kimseye bir şey katmaz, insanlığından çıkıyorsun, patron yanlısı olmak da bizlere bir şey sağlamaz. Biz olmasak, üretmesek patronlar ve onların yöneticileri ne yapabilir? Bizlere suyu bile yasaklayanlar gelsin sadece bir gün gece vardiyasında bizimle çalışsın, tuvalete, su içmeye izin alarak gitsin ya da şef gitmesine izin vermesin, sayı çıkarmaya çalışsın, çıkaramadığı zaman şeften azar işitsin. Bazı odalarımızda sıcaktan durulmuyor, bu odalarda sabaha kadar çalışsınlar bakalım. İki saat dayanırlarsa “helal olsun” deriz. Birlik olmadığımız sürece hep keyfi kurallara uymak zorunda kalacağız. Birbirimizle uğraşmayı bir kenara bırakalım. Bizler kadın işçileriz, vardiyalı çalışmak kolay değil, hele gece vardiyalarında çoluk çocuğumuzu sağa sola bırakıp işe geliyoruz. Ev işleri, çocuklarımızın sorumluğu, kocalarımızın ev işlerine yardım etmeyişi bizleri yıpratıyor. Bu yetmezmiş gibi de fabrikada yapılan baskılar bizi iyice bunaltıyor. Kadınlar olarak birbirimize gerçekten arkadaşlık edelim, dayanışma içinde birbirimize güvenelim, sahip çıkalım.
UİD-DER’le 1 Yılda Çok Şey Değişti
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.