Buradasınız
Birileri Yoksulluk Yok mu Dedi?
Ankara’dan bir kadın işçi
Bir yıldır kısa çalışma ödeneği ile geçinmeye çalışıyordum. İşe başlayacağız diye dört gözle beklerken siyasi iktidarın iki dudağı arasından çıkan bir sözle geçen ay bu da kesildi. İşçilerin ücretlerinden oluşturulan İşsizlik Fonundan karşılanan kısa çalışma ödeneğini bile çok gördüler biz işçilere. Böylelikle tüm ücretler 1500 lira olan ücretsiz izin ödeneğine eşitlendi.
Enflasyon bu kadar yüksekken işçilere bu parayla geçinin demenin hiç bir akla yakın açıklaması olamaz. İşsizlik Fonunu işçilere değil de patronlara sonuna kadar açan iktidarın amacı patronları daha fazla zengin etmektir. Şimdiye kadar her yaptıklarını algımızla oynayarak ve tabii ki örgütsüzlüğümüzden aldıkları güçle kabul ettirdiler. Fakat bu bezirgân saltanatının uzun ömürlü olmayacağını geçenlerde yaşadığım bir olay bana çok net gösterdi. Yaşadıklarımı sizlerle de paylaşmak, bilediğim öfkeme sizleri de ortak etmek istedim.
Asgari ücretle bir evi geçindirmek, üstüne bir de çocuk okutmak imkânsız olduğu için yıllardır belediyeden gıda yardımı alıyorum. İşyerimiz pandemi bahanesiyle kapanıp biz de kısa çalışma ödeneğine mahkûm kalınca bu gıda yardımı çok daha hayati hale geldi. Geçenlerde Büyükşehir Belediyesinin dağıttığı bir sosyal yardım olan “gıda kartımı” almaya gittim. Gördüğüm manzara bu ülkede yoksulluk yok diyenlere adeta cevaptı. Muazzam bir kalabalık vardı. Kimsenin virüs filan umurunda değildi. Çünkü açlık daha büyük ve yakın bir tehlikeydi. Kiminle konuştuysam hepsinde bir öfke vardı. Hatta polisin sosyal mesafe uyarılarına bile kulak tıkadı herkes. 80 yaşlarında bir teyze bile vardı kuyrukta bekleyenler arasında. Neyse ki kuyruğun önüne geçmesine izin verdiler de beklemekten kurtuldu zavallı teyze. Bebeğini bırakacak kimse bulamayınca bebeğini de alıp gelen, hatta engelli olan kişiler dahi vardı. Çekilen onca yoksulluğa bir de bu kart çilesinin eklenmesi öfkeyi iyice arttırdı.
Zaten var olan ekonomik kriz pandemiyle iyice derinleşerek yoksulluğu ikiye katladı. Bunu pazara, markete gittiğimiz zaman ihtiyacımızın çoğunu alamadığımızda çok iyi görüyoruz. Egemenler bunu saklamaya çalışsalar da bizler yaşadığımız yoksulluğu iyi biliyoruz. Gıda kuyrukları da bunu doğruluyor.
Dostlar bu duruma katlanmak zorunda değiliz. Ama güzel günler bir şey yapmadan gelmeyecek. Dünyayı ellerimizin üzerinde var ediyorsak, güzellikleri hak eden tarafta da biz olmalıyız. Biz onlardan sadaka istemiyoruz. Hakkımız olanı, çocuklarımızın geleceğini istiyoruz. Bugün gıda kuyruklarına layık görülenler, yarın tüm ürettiklerinin karşılığını söke söke alacaklardır.
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...