Buradasınız
Biz Esnek Çalışıyoruz
Gebze’den bir petrokimya işçisi

Merhaba işçi arkadaşlar, ben petrokimya sektöründe çalışan bir işçiyim. İşyerinde birçok sorunumuz var. Bunlardan bence en önemlisi olan esnek çalışmayla zaten fiilen karşı karşıyaydık. Şimdi esnek çalışmayı yasal hale getirip önümüze koyuyorlar. Benim çalıştığım fabrikada da, duyduğum kadarıyla diğer fabrikalarda da yaşanan büyük bir sorun esnek çalışma.
İşçi Dayanışması’nda esnek çalışmayla ilgili bir yazı okumuştum. O yazıyı okuyana kadar esnek çalışmanın ne olduğunu bilmiyordum. Benim çalıştığım fabrikada da bu varmış ve biz zaten böyle çalışıyormuşuz da adını bilmiyormuşuz. İşçi Dayanışması bültenindeki yazıyı okuyunca “aha esnek çalışma buymuş” dedik. Bugün iş var, sen 16 saat çalış işçi kardeş, yarın iş yok, işe gelme! Kısa süreli sözleşmelerle biz işçileri istedikleri gibi kullanıyorlar. Mesela, işverenler diyor ki, “bu ay üretim biraz artacak 30 tane elaman alalım, iki ay sonra çıkarırız.” Başka bir fabrikadaki işçi arkadaşımdan duydum; işler az olduğu zaman patron, onları Cumartesi günleri çalıştırmıyormuş ama ücretlerini ödüyormuş. Aslında yasal olarak şimdilik zaten böyle olması gerekiyor. Ama esnek çalışma yasası henüz onaylanmadığı halde, aynı patron, daha sonra işler yoğunlaştığında hafta tatillerinde çalıştırıyormuş işçileri. Anlaşılan patronlar şimdiden esnek çalışmayı yaygın bir biçimde uyguluyorlar ve yasa geçtiğinde bizim yaşantımızı, düzenimizi iyice mahvedecekler.
Aynen böyle olacak, ne çalışacağımız gün belli olacak, ne de işe gideceğimiz saat! Biz bugüne kadar hep bizden önce yaşamış işçilerin mücadele ederek kazandığı haklardan yararlandık. Ama tüm haklarımız elimizden alınıyor. Yani biz işçiler olarak hep cepten yedik, yemeye de devam ediyoruz. Ama cepte de bir şey kalmadı desem haksızlık etmemiş olurum herhalde.
Ekmeğimizden, çocuklarımızın geleceğinden daha fazla çalmak isteyenlere karşı bir araya gelmeliyiz. Haklarımızı korumalı ve geleceğe yeni haklar bırakmalıyız. Benim, cepten yemeye yüzüm yok artık. Benim gibi düşünenler haydi mücadeleye!
Patron ve Türk Metal İşbirliği
Açım, Açız, Açlar!
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin 45. yılında Türkiye’nin çeşitli illerinde eylemler gerçekleştirildi. Yapılan eylemlerde darbe rejimi ve onun günümüzdeki etkileri protesto edildi. İstanbul’da 78’liler Girişimi öncülüğünde Taksim Kazancı Yokuşunda...
- “Bırak seni başkaları övsün” diye bir söz vardır. Bir de işçi sınıfının ve insanlığın sömürüye karşı yürüttüğü mücadeleyi tarif eden başka bir ifade vardır: “Sen sadece doğru yolda yürü. Sabırla, emekle, alın teriyle ilerle. Bir gün başkaları da...
- Metal işkolunda Türk Metal, Çelik-İş ve Birleşik Metal-İş sendikalarıyla metal patronlarını temsil eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2025-2027 dönemini kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri başladı. Bu sözleşme, 250’...
- Ankara’da bulunan Tapeten Mensucat’ta Teksif Sendikasında örgütlenen işçiler, işverenin TİS masasına oturmayı reddetmesi üzerine 4 Eylülde greve çıkmışlardı. UİD-DER üyesi işçiler olarak grevlerinin 8. gününde Tapeten işçilerini ziyaret ettik.
- Yaşadığımız topraklarda 12 Eylül 1980’de bir askeri faşist darbe gerçekleştirildi. Darbeciler ülkedeki kaosu ve kardeş kavgasını bitirmek için darbe yaptıklarını ileri sürüyorlardı. Oysa asıl amaç işçi sınıfına ve örgütlerine darbe vurmaktı.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik her geçen gün dozunu artırdığı saldırılara karşı protestolar sürüyor. 2 Eylülde CHP İstanbul il örgütüne kayyum atanmasının ardından başlayan protestolarda emekçiler rejimin baskılarına biat...
- Nepal’de hükûmetin 4 Eylülde Facebook, X (Twitter), YouTube ve benzeri 26 platformu erişime kapatma kararı, gençlerin öncülüğünde işçi ve emekçilerin de katıldığı geniş protestoları tetikledi. Ülkede artan yoksulluk ve yolsuzluk karşısında biriken...
- Trump yönetimi işçi düşmanı ekonomi politikalarını, göçmenlere karşı saldırılarını, emperyalist savaşı körüklemeyi, Siyonist İsrail devletini desteklemeyi sürdürüyor. Emperyalist savaşın baş aktörü olarak Gazze’de yapılan soykırımı açık şekilde...
- İsveç sermayeli Omsa Metal fabrikasında çalışan işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Şirket, sendikanın yetkisine itiraz ederken toplu iş sözleşmesi sürecinde de “sıfır zam” dayatmasında...
- Tanıdık birilerinden söz ederken “bizim Ahmet”, “bizim Ayşe” deriz. Bazen tarafını anlatırken “bizim takım”, “bizim parti” deriz. Hatta bazen hangi kimlik ve inançtan olduğunu tarif ederken de biz deriz. Gelin bu konunun üzerine duralım biraz. Biz...
- Türkiye’de rejimin her türlü muhalefeti ezmek, toplumu zapturapt altına almak ve bu yolla varlığını sürdürmek amacıyla hayata geçirdiği saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Öyle ki bu rejim, yargıyı sopası, medyayı borazanı, devlet kurumlarını...
- Aylardır maaşları, toplu sözleşmeden doğan fark alacakları ve bazı yan hakları ödenmeyen Genel-İş Sendikası üyesi İzmir Buca, Karşıyaka ve Konak Belediyesi işçileri yürüttükleri mücadeleleri büyüterek iş bırakma eylemi yaptı.
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”