Buradasınız
Biz Yoksullaşıyoruz, Kim Zenginleşiyor?
Mersin’den bir grup işçi
Ekonomik kriz, siyasi iktidarın ekonomi politikaları ve emekçi düşmanlığı her geçen gün yoksulluğumuzu büyütüyor. Biz yoksullaşırken patronlar sınıfı da zenginleşiyor; yani bizim cebimizden çıkan buhar olup uçmuyor, patronların cebine giriyor.
Pandemi döneminde işçilerin milli gelirden aldığı pay azaldı, patronların payı arttı. 2020’nin birinci çeyreğinde (Ocak-Şubat-Mart) işçilerin payı yüzde 35,1 iken üçüncü çeyreğinde (Temmuz-Ağustos-Eylül) yüzde 26,6’ya düştü. Aynı döneminde patronların payı yüzde 56,2’den yüzde 63,9’a yükseldi! Bu rakamlar kapitalizmin tam bir soygun ve talan düzeni olduğunun bir diğer kanıtı değilse nedir? İşçi sınıfı olarak yoksulluğumuzun nasıl da büyüdüğünün, bir tarafta yoksulluk birikirken öte tarafta nasıl bir zenginlik biriktiğinin tablosu değilse nedir? 2020’nin ilk çeyreğinin verilerini 2021’in ilk çeyreğinin verileri ile kıyasladığımızda tablo daha da netleşiyor: Metal patronları son bir yılda net kârlarında yüzde 585 artış olduğunu açıkladılar! Demir-çelikte yüzde 1158,6 (bin yüz elli sekiz), otomotiv yan sanayinde yüzde 173,8 oranında kârlılık söz konusu.
Bir otomotiv işçisini düşünelim; son bir yılda ücreti sabit kaldı, yüzde 50’ye ulaşan enflasyon yüzünden alım gücü iyice düştü, yoksulluğu sıçramalı biçimde derinleşti. Ama bu sürede ürettiği arabanın fiyatı patronunun kârı ve zenginliği katlanarak arttı. Yani eşitsizlik ve adaletsizlik iyice büyüdü. Üstelik tüm bunlar aynı gemide olduğumuz, koronavirüse karşı savaş verdiğimiz nutukları atılırken oldu.
Durum buyken yoksulluğu kader olarak kabul etmek, iktidarın politikalarına boyun eğmek olur. Hep birlikte adaletsizliğe karşı mücadele etmek, ekmeğimize ve geleceğimize sahip çıkmak zorundayız.
Kim Aldı Benim Arabamı?
Nereden Geldik, Nereye Gidiyoruz?
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...