Buradasınız
Kim Aldı Benim Arabamı?
Gebze’den bir kadın metal işçisi

Geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, doların kırdığı rekorlar hepimizin malumu. Yoksulluk hatta açlık sınırının altında bir gelirle yaşamak zorunda kalan on milyonlarca işçi-emekçi son günlerde daha da yoksullaştı. TL’nin dolar karşısında değer kaybedip pula dönmesiyle yoksulluk denen çukur, daha da büyüyerek her geçen gün içine daha fazla insanı çekiyor. Hâl böyle olunca binlerce işçi bu olup bitenleri büyük bir hayret ve şaşkınlıkla izliyor. Bunun sonunun nereye varacağını merak ediyor. Dolayısıyla tezgâh başında çalışırken, molada çay içerken sohbetlerin tek gündemi artan yoksulluk ve düşen alım gücü oluyor.
Yemek molasından artan kalan sürede oturduğumuz çardakta telefonuma gelen bir mesaj asgari ücretle ilgiliydi. Arkadaşlarıma da söyledim ve birlikte izlemeye başladık. Videoda asgari ücrete %78 oranında zam yapıldığından bahsediyordu. Bunu duyan herkes tüm dikkatini buraya verip kulak kabarttı. Ancak videonun sonunda Kemal Sunal çıkıyor ve o meşhur sözü söylüyordu; “mesela yani.” Tabi bunun üzerine herkes bir kahkaha patlattı. “Kim yaptıysa iyi düşünmüş, şu an hükümet de aynı böyle yapıyor. Asgari ücrete çok yüksek zam yapılacak falan diye sözler söylüyorlar. Ama biliyoruz ki bunu hep insanların desteğini kaybettikleri için bilinçli yapıyorlar. Kandırmak, oyalamak istiyorlar. Artık herkes biliyor, bu hükümet işçiye hiçbir şey vermiyor” dedi Ayşe abla.
Bunu duyan Mert dayanamayıp girdi lafa: “Abla öyle diyorsun ama dünyanın birçok ülkesine göre Türkiye’de asgari ücret yüksek.” Ömer usta Mert’e dönerek, “ya kardeşim neden bahsediyorsun Allah aşkına sen? 13 milyon işçinin asgari ücretle çalıştığı bir Türkiye var ortada. Yani neredeyse işçilerin tamamına yakını asgari ücretle çalışıyor. Senin dediğin ülkeler hangileri, bilmiyorum ama dünyanın hiçbir yerinde asgari ücret ortalama ücret değil. Türkiye’de artık asgari ücret ortalama ücret. Yani çalışan herkes ya asgari ücretle ya da onun 200-300 lira üzerinde bir maaşla çalışıyor” diyerek karşılık verdi. Ömer ustayı dinleyen Hülya, heyecanla atıldı: “Ömer usta öyle haklısın ki. Eskiden bir tek babam çalışırdı evde. Ama tek maaşla ev sahibi de oldu, bizi de okuttu. Abimi, ablamı evlendirdi. Şimdi bırak tek maaşla ev almayı, kirayı ödeyemiyoruz. Yine birkaç sene önce ev olmasa da araba alabilecek durumdaydık. Ya şimdi? En kötü araba 70-80 bin liradan başlıyor. Ama çıkıp ‘herkesin kapısının önünde arabası var’ diyorlar. Soruyorum o halde: Benim arabam nerede? Senin araban nerede? Kim aldı ulan benim arabamı kapıdan?”
Bu sorular ortamdakileri tebessüm ettirse de artan yoksulluğumuzun örnekleriydi. Hepimiz yoksulluğumuzu büyüten ama porsiyonlarımızı küçültmemizi öğütleyen siyasi iktidara karşı öfkemiz tazelenmiş şekilde yeniden işbaşı yaptık.
- Ekmeksiz İftar
- Nihayet Mango Yedim
- Manda ve Yoksullara Şifa Tarifleri
- Yüksek Elektrik Faturaları Hastaları Etkiliyor
- Ülke, İşçileri Dizginsiz Sömürenler İçin “Çok Tatlı!”
- Hayat Pahalılığı, Zamlar, Yoksulluk: Bitsin Artık Bu Zulüm!
- Yoksul muyuz Değil miyiz?
- KDV İndirimleri, Vergiler, Zamlar, Müjdeler ve Hayatımızın Gerçekleri
- Enflasyon, Döviz ve TÜİK
- Yoksulluk Derinleşiyor Borçlarımız Artıyor
- Rüyalarımız Ancak Mücadele Edersek Gerçeğe Dönüşebilir
- Bir Özel Hastane ve İşçi Şinasi’nin Bebeği
- Emekli Milletvekilleri Mağdurmuş!
- Emekçi Kadınların Sağlıklı Yaşam Sırları
- “Ne Diyor Birileri: İş Yok! Nankör Bunlar Nankör”
- Zor Zamanlardan Geçiyoruz
- İstanbul’da 3 m² Kiralık Oda
- “Evi Az Isıttık”
- Nebatiler İçin Emekçiler Değersizdir
- Ya Bizim Geleceğimiz, O Ne Olacak?
Son Eklenenler
- EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) Federasyonu’nun çağrısıyla Türkiye’nin çeşitli kentlerinden gelen on binlerce EYT’li; “Varız, Biriz, Buradayız” şiarıyla İstanbul Maltepe meydanında bir miting gerçekleştirdi. Mitinge çok sayıda siyasi parti...
- İnsan dünyayı ve yaşamı, kendi yaşadığı dönemle sınırlı düşünmeye meyillidir. Çoğu zaman içine doğduğu dünyayı, toplumu sabit, değişmez, kalıcı zanneder, adeta dondurur. Mesela bugün dünya üzerinde 7 kıta olduğu kabul ediliyor. Hâlbuki dünyadaki tüm...
- Merhaba dostlar, ben demire, çeliğe şekil verilen metal fabrikasında çalışan bir işçiyim. Kulaklarımda çınlar hâlâ o söz: “Sınıfını bil!” Ne olursan ol, ister öğretmen, ister doktor, ister mühendis ol, sınıfını, safını bil işçi kardeşim. Babam da...
- İki yılık bir aradan sonra nihayet yeniden 1 Mayıs alanlarında Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği ile yerimizi aldık. Hepimizin içinde ayrı bir heyecan, ayrı bir coşku vardı. Özlemiştik birbirimizi! Gözlerimizde yeniden dostlarımızla, sınıfımızla...
- 1 Mayıs günü alanlara hâkim olan ruh ve coşku, insanın yüreğine dokunacak türdeydi. Atılan sloganlar, haykırılan talepler ve söylenen şarkılar hislerimizi dillendirdi ve aynı zamanda öfkemizi. Tabii beni etkileyen şeyler bu kadarla sınırlı değildi....
- Kocaeli/Dilovası’ndaki İMES Sanayi Sitesinde bulunan Asen Metal fabrikasında işçiler, çalışma koşullarını düzeltmek, düşük ücretlere ve baskılara dur demek için Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlendiler. Asen Metal patronu işçilerin haklarını...
- Soma Katliamının 8. yılında, hayatını kaybeden 301 maden işçisi basın açıklamaları ve etkinliklerle, sendikaların, işçi örgütlerinin, emekten yana milletvekillerinin, demokrat aydın ve sanatçıların yayınladıkları mesajlarla anıldı. Anmalarda...
- Çin’in koronavirüs salgınına karşı uyguladığı “sıfır tolerans” politikası gün geçtikçe işçiler üzerinde daha da ağır bir baskıya dönüşüyor. Ülkenin en büyük sanayi şehirlerinden biri olan 25 milyon nüfuslu Şangay’da 1 aydan uzun süredir devam eden...
- 1 Mayıs sabahı içimde bir kıpırtıyla uyandım. Heyecan, sevinç ve mutlulukla birlikte Maltepe sahilinde UİD-DER kortejinin toplanma alanına vardım. Toplanma alanındaki programla birlikte şarkılarımız, türkülerimiz, halaylarımız ve sloganlarımızla...
- 2 yıldır pandemi bahanesiyle alanlar yasaklanmış ve 1 Mayıs’ta alanlarda olamamıştık. Alanlarda olamadığımız 2 yılın özlemiyle, öfkesiyle 1 Mayıs alanındaydım bu yıl. Yine gelincik tarlasına dönmüştü kortejimiz. Günler öncesinde başlayan heyecan...
- 13 Mayıs 2014… Saat 15.10 suları. Soma Kömür İşletmeleri adlı holdinge bağlı madende büyük bir göçük olduğu haberi yayıldı ülkeye. Vardiya değişim zamanıydı. 301 işçi katledilmişti. Yüzlerce ailenin ocağına ateş düşmüştü. Anneler, babalar, eşler,...
- Yetişkin bir insanın çocukluğunda yaşadıklarının izlerini taşıması gibi toplum da kendi geçmişinin izlerini taşır. İnsan geçmişten bugüne içinden çıktığı toplumun değer yargılarını, kültürünü, bakış açısını edinir ve yansıtır. Tıpkı bu topraklara...
- İşçi sınıfının şairi Nâzım Hikmet, 1962 senesinde yani bu dünyadan göçüp gitmeden bir sene önce “Türkiye İşçi Sınıfına Selam” şiirini nakşetmişti, iğneyle kuyu kazar misali. Bütün yaşamı, işi gücü işçi sınıfının kurtuluşu için çalışmaktı. Nâzım...