Buradasınız
Çocuk İşçi + Az Ücret = Büyüyen Sermaye
Tuzla’dan bir işçi

Merhaba arkadaşlar, ben daha 17 yaşında hayatın zorlukları ve patronların türlü oyunları ile tanıştım. Yaklaşık yedi senedir çalışıyorum. Bunun ilk beş senesini tekstil atölyelerinde geçirdim. Küçük yaşta asgari ücretin çok altında çalıştırılmakla kalmayıp, bir de sigortasız çalıştırıldım. Üstelik sigortasız çalıştırıldığımı çok sonra öğrendim.
Çalıştığım atölyede sabah saat 8’de işbaşı yapıyorduk. Ama akşam mesai bitişi belli değildi. Günde en az 14 saat çalıştırılıyorduk. Köleliği aratmayan koşullarda, gece gündüz demeden üç kuruşa, çoğu zaman Pazar günleri bile çalıştırılıyorduk.
Son olarak deri sektöründe çalışıyordum, şu an direnişteyim. Bir hafta önce aldığım e-devlet şifrem ile sigorta primime baktığımda, 5 yıllık çalışmama karşılık sadece 300 günlük primim olduğunu gördüm. Neredeyse beş senemi verdiğim tekstil sektöründe aylık 7 gün, en fazla 15 gün sigortam yatırılmış, çoğu aylar ise hiç yatırılmamış. Bu tabloyu ne yazık ki, sadece tekstil sektöründe görmüyoruz. Oto sanayilerde, ayakkabı tamirciliğinde, çocuk işçi çalıştırılan birçok iş yerinde aynı tabloyu görüyoruz.
14 yaşını bitirmiş olup, 15’ini doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış olanları çocuk işçi, 15 yaşını geçmiş 18 yaşını tamamlamamış olanları ise genç işçi olarak nitelendiriyorlar. Türkiye’de çocuklar ortalama 13 yaşında çalışmaya başlıyor. 7-14 yaşları arasındaki her üç çocuktan biri çalışmak zorunda kalıyor. Sömürünün her geçen gün arttığı ülkemizde, patronlar çocuk işçileri üç kuruşa, sigortasız çalıştırıp servetlerini büyütmekten başka bir şey düşünmüyorlar. Çocukların yarısından çoğu okuma yazma bilmiyor. Çocukların yüzde 64’ü kazandıkları paranın tamamını ya da büyük bir bölümünü ailesine veriyor. Dünyada da durum Türkiye’den farklı değil. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yaptığı açıklamaya göre dünyada yaklaşık 215 milyon çocuk işçi çalıştırılıyor.
Neden bu kadar çocuk, oyun oynamak yerine çalışmak zorunda kalıyor? Çocukluğunu yaşayamamış milyonlarca çocuk işçi, en zor koşullarda, hiçbir güvencesi olmadan çalıştırılıyor. Bu yaştaki çocuklar, okulda eğitim görmeleri, parklarda oynamaları gerekirken, neden çalışmak zorunda kalıyorlar?
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...