Buradasınız
Çocuk Olamayan Çocuk İşçiler

23 Nisan Türkiye’de çocuk bayramı olarak kutlanıyor. Ama çocukların önemli bir kısmı bayram nedir bilmiyor. Çünkü yaşları küçük olsa da onlar çocuk olamıyorlar. Onlar çalışmak zorunda. Hem de çok çalışmak zorunda, çünkü onlar birer işçi!
DİSK-AR 22 Nisanda “Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği-2015” adlı bir rapor yayınladı. Raporda yer alan bilgilere göre milyonlarca çocuk yoksulluk nedeniyle ev gelirini arttırmak için çalışmak, ailelerinin geçinmek için yaptığı işe yardımcı olmak, yemek yapmak, hasta bakmak, eşya onarmak gibi ev işlerini üstlenmek zorunda kalıyor.
Çalışan çocukların haftalık çalışma süresi patronların sömürü düzeninin insafsızlığını ortaya koyuyor. Raporda şu sözlere yer veriliyor: “6-17 yaş grubundaki çocukların haftalık ortalama fiili çalışma süresi 40 saati bulurken, bu süre 15-17 yaş grubundaki çocuklar için 45,8 saattir. Erkek çocuklar haftada ortalama 43,2 saat çalışırken, kız çocuklar 33 saat çalışmaktadır. Ancak en trajik süreler okula devam etmeyen çocuklar için görülmektedir. Haftalık ortalama fiili çalışma süresi okula devam etmeyen çocuklar için haftalık 54,3 saat ile Türkiye ortalamasının üstündedir.”
Ailesinin yoksulluğu nedeniyle bunca uzun saatler boyunca çalışmak zorunda kalan çocukların sayısı bir milyona dayanıyor. Ücretli bir işte çalışanların dışında başta tarım sektöründe ve ev içinde ücretsiz çalıştırılan milyonlarca çocuk var. İstihdam içinde değerlendirilmeyen ve ev işlerinde çalışan 7 buçuk milyon çocuk var. 5-17 yaş arası, istihdama katılan ve ev içinde çalışan toplam çocuk sayısı 8 milyon 397 bine ulaştı. Bu çocukların %36’sının haftalık izni, %89’unun ise yıllık ücretli izni yok. Toplamda çalışan çocukların tüm çocuklara oranı 1999’dan bu yana %41’den %56’ya çıktı. 445 bin çocuk hem okula devam ediyor hem de çalışıyor.
Raporda dünya genelinde istihdam içindeki çocukların sayısının 264 milyon olduğu belirtiliyor ve şu sözlere yer veriliyor: “Dünya’da her 5 çocuktan biri çalışmak zorunda bırakılırken, bu çocuklar sağlıklı bir çevreden ve temel özgürlüklerden de mahrum kalmakta, fiziksel, sosyal, kültürel, duygusal ve eğitsel gelişime zarar veren koşullarda çalıştırılmaktadır.”
Çocuk işçiler, işte bu koşullarda, aşırı yorgunluk içinde çalışırken iş güvenliği önlemlerinin alınmaması çocukların canını alıyor, sakatlanmalarına, yaralanmalarına neden oluyor. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi 2013 yılında 18’i 14 yaş ve altı, 41’i 15-17 yaş arası olmak üzere 59 çocuğun iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini açıkladı. 2014 yılındaysa 19’u 14 yaş ve altı, 35’i 15-17 yaş arası 54 çocuk iş cinayetlerinin kurbanı oldu. Bu rakamlara göre 2014 yılında her 100 iş cinayetinden üçü çocuk işçidir. Yani can veren her 30 işçiden yaklaşık birisi yoksulluktan dolayı çalışan çocuk işçidir. Raporda şu sözlere de yer veriliyor. “Çocuk işçiler güvencesiz işçi havuzunun önemli kaynağıdır ve çocuk işçi cinayetleri oranının artacağı da aşikârdır.”
İşçi anne-babalar yoksulluk içinde kıvrandıkça çocuk işçilik son bulmayacak. İşçilerin yoksulluk ve sömürüye karşı mücadelesi çocukların çocukluklarını yaşayabilmesinin tek yolu. Patronlar sınıfı, bizim çocuklarımıza sadece bayramları, çocukluklarını yaşayabilmeyi değil, yaşamayı bile çok görüyor. Kârları büyüsün, sermayeleri büyüsün, servetleri büyüsün diye bizim çocuklarımızın büyüyememesini umursamıyorlar. İşte bunun için işçi anne-babalar evlatlarını büyütürken, patronlara karşı mücadelelerini de büyütmenin yollarını bulmalıdırlar. Çocuk olamayan çocuk işçilerin ümitleri, hayalleri, bedenleri mezarlara gömülmesin diye kapitalist sömürü düzeninin mezarını kazmak için el ele vermelidir.
Emekçi Kadınlar 1 Mayıs’a!
Biz Olmak
- Savaş ve Sömürü Kıskacında “Dünya Çocuk Hakları Günü”
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Okul Tatili, İşçi Çocuklarına da Tatil mi?
- Bu Çarklar Çocuklarımızı Öğütüyor
- Kapitalizm ve İşçi Çocuklarımız
- Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü: Sömürü Çarkı Çocukları Öğütüyor!
- Çocuk da Olsa “Harca Harca Bitmez!”
- Milyonlarca Çocuk Eğitim Hakkına Erişemiyor
- Çocuklarımız Sömürü Düzeninde Ölmeye Devam Ediyor!
- Kapitalizmde Çocuklarımız İçin Bir Gelecek Yok!
- Kapitalizmin Çocuklarımızı Heba Etmesine İzin Vermeyelim!
- Ne Kadar da Misafirperverlermiş!
- Çocuk İşçiliğine Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeleyle Mümkün
- İşçi Çocuğu Olmak...
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...