Buradasınız
Çocuklarımız Müşteri Değil Öğrenci!
Gazi Mahallesi’nden işçi bir baba

Değerli işçi, emekçi dostlarım, merhaba! Ben 3 çocuk büyütüp ev geçindiren işçi bir babayım. 2 öğrenci kızım ve çalışmaya yeni başlayan bir işçi oğlum var. Sistemin yarattığı ekonomik kriz zamanlarında geçinmek hepimiz için çok zor. Bir de yeni eğitim yılının başlamasıyla ayrı zorluklar başladı ve devam ediyor. Eğitimin yetersizliğinin, sorunlarının ise haddi hesabı yok. İşçi sınıfının bir parçası olan biz veliler, çocuklarımızın bilimsel, sorgulamayı ön planda tutan bir eğitimle geleceğe hazırlanmalarını istiyoruz. Çocuklarımızın iyi, dürüst ve paylaşmayı bilen insanlar olarak yetişmesini istiyoruz. Okullarda çocuklarımıza müşteri, öğretmenlere ise muhasebeci gibi bakılmasını istemiyoruz.
Okulların açıldığı ilk günlerde uygulamaya konulmaya çalışılan okul gıdası projesi vardı. Bu plansız, programsız yapılmaya çalışılınca uygulamadan kaldırıldı. Var olan hükümetin daha önce de uygulamadan kaldırdığı serbest kıyafet uygulaması, seçmeli anadil dersi gibi projelerini de gördük. Deneme tahtasına dönen eğitim sistemi uygulamaya koyulup kaldırılan projelerle dolu. Çocuklarımız da bu denemeli yanılmalı sistemin kobayları oluyorlar.
Bizler işçi mahallelerinde oturuyoruz. Hepimizin ekonomik durumları aşağı yukarı aynı. Çocuklarımızın eğitim sisteminin durumundan etkilenmemesi mümkün değil. Lise öğrencisi olan kızımın okulunda birçok problemler yaşanıyor. Kızımın okuldan istenen malzemeleri sırf benden istememek için kendi harçlığından biriktirdikleriyle aldığını öğrendim. Ayrıca okullarda okul aidatı adı altında istenen para var. Okul kitapları yetersiz hazırlandığı için öğretmenler farklı yardımcı kitaplar aldırmak zorunda kalıyorlar. Bu biz işçi ailelerine ayrı bir yük oluyor. Geçtiğimiz günlerde kızımın okulunda öğrencilerin girişini denetlemek için turnikeler yapıldı. Turnikelerden geçiş için kullanılan kartlar, öğrencilere kalan eğitim-öğretim sürelerine göre ücretlendirerek satılıyor. Bir veli olarak şunları söyleyerek bitirmek istiyorum: Çocuklarımızın bu düzende birer yarış atına çevrilmesini ve onların para getirecek müşteriler olarak görülmesini istemiyorum. Bu da ancak işçi ve emekçi ailelerin bu sorunlara karşı birleşmesiyle mümkün olabilir.
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.