Buradasınız
Dayanışmanın Gücü, Gücü Elinde Tutanların Sinir Uçları
Gebze’den bir kadın işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
İçinde yaşadığımız kapitalist sistemde sermayeyi ve gücü elinde tutanlar sermaye sınıfıdır. Ancak gücü elinde tutmakla gerçekten güçlü olmak aynı şey değildir. Çünkü insanlar bir düşünceyi benimseyip kabul etmezlerse, gücü elinde tutanlarla gerçekten güçlü olanlar arasındaki kavga kaçınılmazdır. Tıpkı örgütlü işçi sınıfının patronlar sınıfına karşı giriştiği mücadeleler gibi. Tarihimiz birliğini sağlayan işçilerin örgütlü ve bilinçli bir şekilde atıldıkları sayısız mücadele örneğiyle doludur. Bu gerçekliğin farkında olan patronlar, işçiler bir sınıf olduğunun farkında olmasın, örgütlenmesin, birbirine güvenmesin, tek tek bireyler olarak kendilerinin saltanatına hizmet etsin isterler. İşçilerin örgütlenmesi, dayanışma içinde olması, yan yana gelerek güçlerini birleştirmesi patronların sinir uçlarına dokunur. Bunun bir örneği geçtiğimiz günlerde basına yansıdı.
Gebze’de petrokimya, gıda ve metal gibi farklı işkollarında mücadeleye atılan direnişçi işçiler, bu süreçte birbirilerinin mücadelelerine omuz vererek sınıf dayanışmasının güzel örneklerini sergilediler. Çünkü ekmek ve su insan için nasıl hayati bir ihtiyaçsa, işçi sınıfı için de sınıf dayanışması o kadar önemli bir ihtiyaçtır. Seslerini, sloganlarını, sofralarını ortaklaştıran işçilerin bu birlikteliği, işçilere büyük moral verirken, patronlar sınıfında derin bir öfkeyle karşılanıyor. BBS Metal’de bir yönetici, “Gebze önemli bir sanayi kentidir. Sendikal hareketlenmelerle aylardır bu kentin sinir uçlarıyla oynanıyor” diyor. Dayanışma için atılan adımlar dahi, gücü elinde tutanların sinir uçlarıyla oynamaya yetiyor. İşçilerin dayanışmayla güçlenmesinden korkuya kapılanlar zor kullanılmasını istiyorlar. “Gebze idari ve siyasetçilerine düşen görev, sendikalar görünümlü, aslında hükümet karşıtı bölücü, yıkıcı dil kullanmayı alışkanlık haline getirenlere, eylem ve söylemlere müsamaha göstermemek olmalıdır” diyorlar. Aslında bu sözlerle patronlar, işçi ve emekçilere karşı sınıf nefretlerini kusuyorlar.
Dünyadaki tüm zenginliği biz işçiler üretiyoruz. Nasıl ki üretimi tek tek işçiler veya iş kolları üzerinden değil de bir sınıf olarak gerçekleştiriyorsak, patronlar karşısında da tek bir sınıf olarak yer almalıyız. Çünkü patronlar ellerinde tuttukları sermayeleriyle, yasalarıyla, kolluk güçleriyle, medya organlarıyla örgütlü bir şekilde karşımızda duruyorlar. Hiç unutmamalıyız ki, patronların gücü işçilerin bir sınıf olarak birleşememesinden, örgütlü ve bilinçli olamamasından gelir. Patronlar sınıfı karşısında işçi sınıfının çıkarları ortaktır. Onların sınıfsal nefretine karşı, bizler de ortak çıkarlarımızı savunmak için sınıfımızın özgücüne, örgütlülüğüne güvenmeliyiz. Varsın, işçilerin birliği, örgütlülüğü ve dayanışması patronların sinir uçlarına dokunsun. Örgütlenmek gerçekleri görebilmek, gelecek hayalleri kurabilmek, bizden çalınanların hesabını sorabilmek demektir. Bir avuç sömürücü hırsızın dünümüzden, bugünümüzden, yarınlarımızdan çaldıklarının hesabını sorabilmek için tek ihtiyacımız örgütlenmek ve dayanışma içinde olmaktır.
Biz Bir Aile miyiz?
TOMURCUK
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.