Buradasınız
Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?

Her yılın sonunda asgari ücret ve bütçe görüşmeleri yapılıyor, yıl bitmeden de karara bağlanıyor. İşçilerin büyük bir kısmı asgari ücret görüşmelerini yakından takip ediyor, çünkü asgari ücrete yapılan zam oranı tüm çalışanları ilgilendiriyor. Ama bütçe görüşmeleri aynı ilgiyle takip edilmiyor. Devlet bütçesi, yalnızca devleti ya da siyasetçileri ilgilendiriyormuş gibi görülebiliyor. Oysa devlet bütçesi ya da diğer adıyla merkezi yönetim bütçesi, tüm işçi ve emekçileri çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü devlet bütçesiyle kimden ne kadar vergi alınacağına, toplanan vergilerden nereye ne kadar harcanacağına karar veriliyor. Bütçe ile ilgili kararlar gelirimizi, giderimizi, çocuklarımızın eğitimini, sağlığımızı, kısacası yararlandığımız tüm kamusal hizmetlerin miktarını ve niteliğini belirliyor.
1980’lerde TRT’de yayınlanan bir kamu spotunda şöyle deniliyordu: “Ödediğiniz her vergi okul, hastane, yol, su, elektrik olarak size geri dönecektir.” Ama durum emekçilerden daha fazla KDV almak amacıyla hazırlanan bu kamu spotunda söylendiği gibi değildi. Kamusal hizmetlere sınırlı kaynak ayrılırken bütçeden aslan payını sermaye sınıfı alıyordu. Peki bugün durum farklı mı? Hayır değil, hatta sermaye sınıfının payı daha da arttı, emekçilerin faydalandığı kısım azaldı. Buna karşılık işçilerin üzerindeki vergi yükü daha da ağırlaştı, sermaye sınıfınınki ise vergi aflarıyla, teşviklerle iyice hafifletildi.
2002’de devlet bütçesinden genel kamu hizmetlerine ayrılan pay yüzde 42 iken 2024’te bu oran yüzde 25,7’ye gerilemiş durumda. Bunun anlamı, devlet okullarında temizlenmeyen, daha kalabalık sınıflar, niteliği düşen eğitim demektir. Çocuklarımıza bir öğün yemeğin çok görülmesi, yüz binlerce çocuğun yeterince beslenememesi demektir. Devlet hastanelerinde doktor sayısının yetersiz olması, haftalarca randevu alamamak, ameliyatlarda kalitesiz malzemelerin kullanılması, koruyucu sağlık hizmetlerinin azalması demektir. Özel okulların ve özel hastanelerin sayısının artması, patronların kârlarının büyümesi demektir. Elektrik dağıtımının özelleştirilmesi, dağıtımı yapan şirketlerin bakım maliyetlerinden kaçması yüzünden orman yangınlarında hektarlarca alanın kül olması, insanların yol ortasında elektrik akımına kapılarak ölmesi demektir.
Bütçe gelirleri ağırlıklı olarak vergilerden oluşuyor. Vergi gelirlerinde en büyük pay ise KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilere ait. Düşünsenize, trilyonlarca lira serveti olan zenginlerle asgari ücretli işçiler, sefalete mahkûm edilmiş emekliler, işsizler aynı oranda KDV, ÖTV ödüyor. Bu adaletsizlik yetmezmiş gibi bütçe gelirlerinde en çok dolaylı vergiler arttırılıyor. Dolaylı vergilerdeki artış, ücretlerimiz aynı oranda artmadığı için daha fazla yoksullaşmamız anlamına geliyor. İktidar, 2025’te asgari ücrete en fazla yüzde 25 oranında zam yapmayı ama bütçede KDV gelirlerini yüzde 43, ÖTV gelirlerini yüzde 46 oranında arttırmayı hedefliyor.
Yukarıda saydığımız birkaç örnek bile devlet bütçesindeki adaletsizliği görmek için yeterlidir. Bu adaletsizliğin nedeni ise devlet bütçesinin esasen sermayenin bütçesi olmasıdır. Unutmayalım ki toplumun patronlar ve işçiler olarak iki temel sınıfa bölündüğü ve patronlar sınıfının egemen olduğu bir düzende yaşıyoruz. Kapitalizm denilen bu düzende tüm iktidarlar politikalarını sermaye sınıfının çıkarlarına göre belirlerler, buna temelde işçi ve emekçilerin parasıyla oluşturulan bütçe de dâhildir. Baskıcı rejimlerin iktidarda olduğu, işçi sınıfının örgütlülüğünün zayıflatıldığı dönemlerde hem sermayenin hem de iktidar sahiplerinin yağma ve talanı büyür, işçi sınıfı daha fazla ezilir, bütçeden aldığı pay hepten küçülür. İşçilerin bu duruma itiraz etmemesi için baskılar arttırılır.
Bütçeden emekçilere düşen payın artması ya da azalması işçi sınıfının örgütlülüğüyle ilgilidir. Bütçede kime ne kadar ödenek ayrılacağını, üretilen toplam zenginlikten kimin ne kadar pay alacağını sınıf mücadelesi belirler. Nasıl ki geçmişten bugüne işçiler çalışma koşullarını iyileştirmek, sosyal haklarını genişletmek için mücadeleler vermişlerse devlet bütçesinden kendilerine daha fazla pay ayrılması için de mücadele ettiler ve güçleri oranında paylarını arttırdılar. Yani biz işçiler ne kadar örgütlüysek, ödediğimiz vergilerin bize “okul, hastane, yol, su, elektrik” olarak geri dönmesini o kadar sağlayabiliriz.
O halde yapmamız gereken bellidir. Asgari ücretin arttırılması için de ödediğimiz vergilerin karşılığını almak ve bütçede emekçiler lehine daha fazla kaynak ayrılmasını sağlamak için de birlik olmak, örgütlülüğümüzü güçlendirmek zorundayız.
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...