Buradasınız
Erizihson Efsanesi ve Açgözlülük Meselesi
“Aç insan doyar ama açgözlü insan asla doymaz”, “Az açgözlülük, çok zarar getirir”, “Gözü tanede olan kuşun, ayağı tuzaktan kurtulmaz”… Hemen bütün dillerde mala-mülke doymama, ihtiyacından fazlasını isteme halini anlatan açgözlülükle ilgili atasözü bulmak mümkündür. İnsana da topluma da zarar veren açgözlülüğü mahkûm eden pek çok anlatı da geçmişten günümüze kadar gelmiştir. İşte bu anlatılardan biri bugünümüze de ışık tutan, ibret verici bir sonla biten Erizihson efsanesidir.
Efsaneye göre bir zamanlar Erizihson adında bir kral yaşarmış. Yeni bir ziyafet salonu yaptırmak isteyen kral ormandaki ağaçları gözüne kestirmiş. Ormanın kutsal olduğu, asırlık ağaçların altında orman perilerinden tutun da kurtlardan kuşlara pek çok canlı yaşadığı ısrarla söylenmişse de kimseyi dinlememiş keyfine düşkün Erizihson! Adamlarıyla birlikte ormanın yolunu tutmuş, kibrinden ormanın en ulu meşesine ilk baltayı da kendisi indirmiş. Güçlü bir inilti yükselmiş meşeden… Dünyadaki tüm kardeşlerini ağlatan güçlü bir inilti! Ancak ne çare; gözü o kadar aç, yüreği o kadar kör, elleri o kadar uğursuzmuş ki kralın, devam etmiş meşenin gövdesinde kocaman yaralar açmaya. Nice meşeyi ayırıvermiş köklerinden. Oracıkta bir daha asla doymamakla lanetlenmiş Erizihson.
O gece açlığın etkisiyle uyanmış kral ve seslenmiş hizmetkârlarına: “Derhal masa kurun! Havada, karada, denizde yiyecek ne varsa getirin!” Ama gelen yemekleri yedikçe daha da acıkmış. Zifiri bir karanlık gibi, derin bir uçurum, harlı bir ateş gibi yutmuş önüne geleni. Yuttukça misliyle istemiş. Ne var ki koca bir halkı doyuracak yemekler, okyanusları dolduracak sular yetmemiş uğursuza! Krallığındaki her şeyi yemiş Erizihson, geriye bir tek kızı kalmış. Onu da köle niyetine pazarda satıvermiş. Yukarıdaki tabloda aç gözünü doyurmak için kızını köle olarak satan Erizihson’u görüyorsunuz. Bir türlü doymayan ve artık yiyecek bir şey de bulamayan kral başlamış kendi kendini yemeye. Her gün biraz daha eksilmiş ve sonunda yok olmuş!
İsimleri başka, suretleri başka pek çok Erizihson yaşadı dünyamızda, halen de yaşıyor. Yeryüzünün en zengin kıtası Afrika’da her 48 saniyede bir insan açlıktan hayatını kaybederken dünyanın en zengin iki kişisinin toplam serveti 400 milyar dolar! Düşünün ki piramitlerin inşa edildiği beş bin yıl öncesinden günümüze dek her gün kenara 220 bin dolar koysanız ancak bu parayı biriktirebilirsiniz! Bu akıldışılık sermaye için son derece normaldir, çünkü sermayenin iştahı sınırsızdır, tokluk duygusu yoktur. Hiçbir kapitalist yedi sülalesini kral gibi yaşatacak parayı kazandığı halde “bana yeter” demez. Tıpkı Erizihson gibi açgözlüdür, sermayenin büyüme hırsının cisimleşmiş hali, lanetin kendisidir.
Peki, dünyadaki tüm zenginliği ürettiği halde yoksullukla boğuşan işçi ve emekçiler için açgözlü denilebilir mi? İşçi Dayanışması’nda çıkan “Açgözlülük Sermaye Sınıfına Özgüdür!” başlıklı yazımızda şöyle demiştik: “Açgözlülük doymayı bilmemektir. Emek gücünden başka satacak bir şeyi olmayan işçinin tüketimi, onun ücretinin düzeyiyle sınırlıdır. Yani kapitalist düzende bir işçi gerçek ihtiyaçlarını hiçbir zaman karşılayamaz. Eksik tüketime mahkûm edilmiş, ürettiğinden payını alamayan, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan bir insan neyin doyumsuzluğunu yaşayabilir?”
Yüzde 99’u sefil edip yüzde 1’i zengin eden bu sistemin tarihi, insan emeğinin ve doğanın sistemli bir şekilde yağmalanmasının ve talan edilmesinin tarihidir aynı zamanda. Bugün Türkiye’de Akbelen ormanını, Brezilya’da dünyanın akciğerleri kabul edilen Amazon ormanlarını yok eden Erizihsonların sistemidir kapitalizm! Daha fazla kâr uğruna ücretleri düşüren, çalışma saatlerini uzatan ve işçileri daha ağır koşullarda çalıştıran açgözlü para babalarının sistemi… Efsanemizdeki Erizihson’dan tek farkları taç giymiyor olmalarıdır. Kapitalist sistemin taçsız kralları tıpkı Erizihson gibi açgözlü ve körleşmiş durumdalar. Dünyayı 15 kez baştan yok edebilecek kadar nükleer silah üretmenin, ekolojik kriz dünyayı yok olmanın eşiğine getirmişken yağmaya, talana son sürat devam etmenin başka açıklaması olabilir mi?
Kendi habis karakterlerini aklamak için buldukları formül ise insana, insan doğasına kara çalmak, açlığa ve yoksulluğa mahkûm ettikleri emekçileri de açgözlü ilan etmek! Biz açgözlü değiliz, hak ettiğimizi istiyoruz. Hayatın güzelliklerinden payımıza düşeni istiyoruz. Örgütlü işçi sınıfı bu kahrolası sistemi yıkıp yerine insanın insana kul köle olmadığı, beraber üretip beraber paylaştığı bir özgürlük ve kardeşlik dünyası kurabilir. O dünya kurulduğunda ise tarih tüm Erizihsonları birer sefil olarak anacak ve zorbalığı, kibri ve açgözlülüğü mahkûm edecektir.
Pazara Gitmek Moralimi Bozuyor!
Öyle Kolay Teslim Olmam!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
Son Eklenenler
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...