Buradasınız
Farklı İşyerleri Aynı Patronlar
Gebze’den bir petrokimya işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Büro işçisi olarak farklı işyerlerinde çalışan iki kadın arkadaşım, işyerlerinde yaşadıkları sorunlardan bahsediyorlardı. Patronlarının onları azarladığını, sonra da hiçbir şey olmamış gibi gelip kendileriyle sohbet ettiklerini söylediler. Onların bu vurdumduymazlığını ve hiçbir şey olmamış gibi davranmalarını hastalık olarak gördüklerini, ancak deli birinin böyle yapacağını söylediler. Biz olsak belki aylarca konuşmayız, iş yüzünden tartıştığımız işçi arkadaşlarımızla. Hâlbuki patronlarımızın böyle kaygıları yok.
Patronların işçileri yönetmek için eğitim aldığını ve işin yürümesi için psikolojik baskı veya motivasyonu nasıl kullanacaklarını bildiklerini söyledim. İşçilerin neye kızıp, neden korktuğu, nasıl ikna olduğu konusunda özel eğitim aldıklarını hatırlatınca bunun delilik olmadığını, patronların bir amaç doğrultusunda bunu yaptıklarını fark ettiler. Ben de daha önceki işyerlerimde aynı tavırlarla karşılaştığımı ve birçok işçi arkadaşımın benzer sorunlar yaşadığını söyledim. Peki, bunun nedeni nedir? Birbirlerini belki tanımayan patronlar neden böyle davranıyorlar? Neden aynı şekilde davranıyorlar? Biraz soru dolu gözlerle birbirimize baktıktan sonra, aslında onların bir amacı olduğunu bu amaç uğrunda böyle davrandıklarını hatırlattım.
Aynı amaca yöneldiysen aynı şekilde hareket edersin. Söz konusu olan daha fazla kâr etmek olunca patronlar her zaman birlik olmuyorlar ama gördüğünüz üzere söz konusu işçileri sömürmekse hepsi benzer yöntemleri uyguluyorlar. Onların çıkarları bu yönde ve saltanatlarını sürdürebilmeleri için bizim emeğimizi sömürmeleri gerekiyor. Bunun üzerine eğitimler alır, konferanstan konferansa, toplantıdan toplantıya koşarlar. Bu eğitim ve toplantılar için gerekirse ülke ülke gezerler. İnanılmaz servetler harcarlar. Bu eğitimlerde sadece yeni olanı değil, geçmişte yaşananları da öğrenirler. İşçilerin nasıl mücadele ettiklerini ve kendilerinden önce gelen patronların işçi direnişlerinde neler yaptığını da akıllarına kazırlar, bu deneyimlerden ders çıkarırlar. Sonra bu dersler doğrultusunda biz işçiler daha gözümüzü açmadan tepemize binerler. Konuşmanın bu kısmında arkadaşım, patronun ofisteki işçileri birbirlerine karşı kışkırttığını ve çalışanların samimi olmasından hiç hazzetmediğini söyledi.
Evet, onların çıkarları bu yönde, peki bizim çıkarlarımız nedir? Biz hangi sorunları yaşıyoruz? Çığ gibi büyüyen sorunlarımızdan nasıl kurtuluruz? Sohbet devam ederken eğitim, sağlık, barınma, sosyal ihtiyaçlarımızla ilgili sorunlarımızdan bahsettik. Peki, bu sorunları diğer işçiler görmüyorlar mı? Görüyorlar elbette ve iliklerine kadar yaşıyorlar. Fakat ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilmedikleri gibi bireysel kurtuluş düşüncesiyle patronlar tarafından da kandırılmışlar. Sorunun kapitalist sistemden kaynaklandığını bilmiyorlar.
Neden anlatılmıyor onlara bu gerçekler?
Kim anlatacak? Eğitim kurumlarından, medyaya, ne kadar algı ve düşünce yaratma araçları varsa patronların ellerinde. Biz de sürekli onların bombardımanlarına maruz kalıyoruz. Peki, böyle mi devam edecek? Kesinlikle endişelenmeyelim. Bu sorunları ilk biz yaşamıyoruz ve tarih aynı sorunları yaşamış işçi deneyimleriyle dolu. Biz de bu deneyimleri kendi kaynaklarımızdan öğrenip, birlikte hareket etmeyi öğreneceğiz. Çünkü zalim egemenler işçi ve emekçi kitlelere ilk defa zulmetmiyor. Ve işçiler de ilk defa egemenleri yenmeyecekler. Bizim onları yenmemiz için örgütlenmemiz gerekiyor.
Daha sonra bu arkadaşlara elimdeki İşçi Dayanışması bültenini gösterdim, Bu kaynaklara sarılmamız gerekiyor ve bu araçlarla anlatmamız gerekiyor. Ama ilk önce biz anlayacağız bunu, biz öğreneceğiz ve gerçek kurtuluşu, birbirimizden, UİD-DER’den, İşçi Dayanışması’ndan, broşürlerimizden, kitaplarımızdan öğrenerek düşüncelerimizi, kendi sınıf çıkarlarımız doğrultusunda örgütlülüğümüzü geliştireceğiz.
Aroma’da Anlaşma Sağlandı
İlk 8 Ayda En Az 1338 Ölüm!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...