Buradasınız
Farklı İşyerleri Aynı Sorunlar
Gebze’den bir kadın petrokimya işçisi

Yıllardır UİD-DER’in İşçi Dayanışması bültenini ve internet sitesindeki mektupları takip ederim. Çünkü ben bir işçiyim ve sınıfımın safında yer alıyorum. İşçi Dayanışması bülteni ve internet sitesindeki yazılar pek çok işçiye ulaşıyor, bir rehber işlevi görüyor. İşçilerin yazdığı pek çok mektupta şu vurgu hep dikkatimi çekerdi: “Hepimiz farklı işyerlerinde aynı sorunları yaşıyoruz.” Evet, bu çok doğru ve gerçekler ortada. UİD-DER’in internet sitesinde Kıraç’tan bir işçi arkadaşımızın yazdığı, “5 Liranın Peşine mi Düşeceksin?” başlığı ile yayımlanan mektubu okuyunca, “bak işte, anlatılan meselenin aynısını harfiyen bizzat ben de yaşadım” dedim. Bu mektubu işçi kardeşimiz Kıraç’tan yazmış, ben ise bu mektupta anlatılanları bir sanayi kenti olan Gebze’de yaşamıştım.
Ben de bundan tam 8 yıl önce, büyük otomotiv şirketlerine, yan sanayi parçası üretmek için Türkiye’ye henüz yeni gelmiş bir fabrikada çalışıyordum. Genel sayımız çok azdı. İdari bölüm ile birlikte yaklaşık 25 kişi ya vardık ya yoktuk. Üretimde çalışan 4 işçi vardık ve her birimiz dörder beşer makineye bakıyorduk. Bize diyorlardı ki “siz ne kadar iyi çalışırsanız, biz de o kadar çok büyürüz ve alacağınız maaş da iyi olur”. Sanki çocuk avutuyorlardı. Zaten 5 makineye birden bakmamız yetmezmiş gibi bir de daha fazla çalışmamızı nasihat ediyorlardı. Neyse biz bir zaman böyle çalışmaya devam ettik. Haftalar ayları, aylar yılları kovaladı, derken 4 kişilik bir fabrika, kapasiteyi 300 kişiye yükseltti. Kimi arkadaşlar seviniyordu. “Fabrika büyüdü, artık maaşlarımıza zam yaparlar” diye. İçimden “aman kesmesinler de biz istemedikçe bir şey verecekleri yok” dedim. Gerçekten aklımdan geçen başımıza geldi.
Bir gün işbaşı kartımı basarken okumadı ve ustama haber verdim. O da “acelesi yok daha sonra gidersin” diye beni geçiştirdi. Ben de ilk çay molasında kart makinesinin bozulduğunu ve kartımızı okumadığını söyledim. İnsan kaynakları bana “siz kartları bozmuşsunuzdur, makinenin bir şeyi yok” dedi. Ben haber vereyim de sizin haberiniz olsun bu durumu düzeltmeniz gerekiyor” dedim. Maaş günü geldi çattı paramı çekmeye gittim. Banka hesabıma eksik para yatmıştı. Çalıştığım günün karşılığı yoktu, hepi topu asgari ücret alıyorduk. Vergi dilimine de girmemiştik henüz. İşyerine gittim hemen idari binaya çıktım. Maaşımın eksik yatırıldığını ve bir günlük çalışma ücretimin kesildiğini söyledim. İnsan kaynakları tıpkı UİD-DER’in sitesindeki “5 Liranın Peşine mi Düşeceksin?” mektubunda bahsettiği gibi “demek ki bir gün işe gelmemişsiniz yoksa biz sizin ücretinizi neden keselim” dedi. Ben de ısrarla kesinti yapıldığını ve kart okuma cihazının bozuk olduğunu da kendilerine hatırlattığımı söyledim.
Çok didiştik ama sonunda galip gelen ben oldum. Çünkü yılmadım ve ben de hakkımı savundum. Üretime gidip durumdan bahsettim ve gördüm ki günü kesilen ilk kişi ben değildim. Bir arkadaşım bana “sen yeni mi anladın ücretleri kestiklerini?” dedi. “Nasıl yani daha önce sizinki hep kesiliyor muydu? Benden ilk kez kesmişlerdi ben de çıktım konuştum İK ile, düzelttiler” dedim. O anda bir curcuna koptu ve birçok arkadaşım insan kaynaklarına çıkıp kesilen ücretlerini düzelttirmeye gittiler. Kimileri ise köşede oturmuş bekliyorlardı. “Siz niye gitmiyorsunuz?” diye sordum. Sonra o arkadaşlarımla birlikte onların bordrolarına bakarak hesap kitap yaptık. Bazılarının üç günü kesilmişti. Onlar da itiraz ettiler. O günden sonra kesintilerimiz son buldu. Örgütlenen işçi, sonuna kadar haklı olduğunu ve hak aramayı öğreniyor. Ben de UİD-DER’den çok şey öğrendim. İşçi Dayanışması bülteni bizim kılavuzumuzdur. Patronlar bizim emeğimiz üzerinden büyütür fabrikalarını. Biz de ancak birlik olursak büyütürüz ekmeğimizi.
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...