Buradasınız
Gülsuyu’nda “Duvar” Filmini İzledik
Gülsuyu’ndan UİD-DER’li işçiler
UİD-DER olarak bizler işçi mahallelerinde etkinlikler düzenliyoruz. Geçtiğimiz Pazar günü de Gülsuyu mahallesinde film etkinliği gerçekleştirdik. Yılmaz Güney’in “Duvar” adlı filmini izledik.
Burjuvazi saldırılarını artarak sürdürmeye devam ediyor. Bizleri yalnızca işyerlerinde değil her yerde, mahallelerimizde de rahat bırakmayarak her daim tepemizde olduklarını hissettiriyorlar. Geçmişte durum farklıydı, ama bugün mücadelenin her alanda gerilemesi nedeniyle saldırılarını sınır tanımaz şekilde gerçekleştiriyorlar. İşte bizler de UİD-DER ailesi olarak, onları engellemek ve mücadelenin çıtasını yükseltmek için işçi mahallelerinde bu çalışmaları yürütüyoruz.
Bu film gösterimi, Gülsuyu mahallesinde gerçekleştirdiğimiz ikinci etkinliğimiz. Mahalle halkından ve esnafından destek alarak filmimizi duyuran afişlerimizi her yere astık. Tek tek evlere giderek film etkinliğimizin duyurusunu yaptık. Pazar günü misafirlerimiz gelmeye başladı. Hoş sohbetlere başladık. Gelen misafirlerimize çaylarımızı ve hazırladığımız yemeklerimizi ikram ettik. Ardından etkinliğimiz başladı. Derneğimizi tanıtan kısa bir konuşmanın ardından, Yılmaz Güney’in son filmi olan “Duvar”ı ne zaman ve nasıl çektiğini ve onun yaşamını anlatan kısa bir sunum yaptık.
Ardından filmi izlemeye başladık. Misafirlerimiz arasında henüz ilkokul çağındaki çocuklar da vardı. Ve hepsi de filme kilitlenmiş bir biçimde beyaz perdede yaşıtlarının çektiği acıları izliyordu. Film, cezaevindeki çocuklar üzerinden, cezaevlerindeki insanlık dışı baskıyı anlatıyordu. İşkenceye uğramanın yaşı yoktu. Bugün de durum aynıdır, cezaevindeki mahkûmlar hayvanlaşmış işkencecilerin iğrenç uygulamalarına tâbi tutuluyor. Filmde cezaevindeki çocukların umutları, özlemleri, acıları ve yalnızlıkları insanı öylesine paramparça ediyordu ki, Yılmaz Güney’in de dediği gibi insanlığın tek bir kurtuluşu vardır, devrim.
Bizler sınıf bilinçli işçiler olarak devrim mücadelesini ileriye taşımak için bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Ne baskı, ne işkence, ne de engellemeler bizi yolumuzdan döndürebilir. Egemenlerin eliyle büyük bir hapishaneye döndürülmüş dünya topraklarını kurtarmanın tek yolu bu cezaevini onların başına yıkmaktır.
Gülsuyu-Gülensu Festivaline Katıldık
Çarka Çomak Sokmak
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...