Buradasınız
Gebze’de Sıbyan Mekteplerinden Yansıyanlar
Kocaeli’den bir kadın işçi
İşçi Dayanışması’nın Kasım ayı sayısında, emekçi kadın bölümünde kreşle ilgili bir yazı çıkmıştı. Yazıda sıbyan mektepleri ele alınıyordu. Sıbyan mekteplerinde 3-6 yaş arasındaki çocuklara pedagoji ile uzaktan yakından alakası olmayan din ağırlıklı bir eğitim veriliyor. Henüz soyut düşünebilecek yaşta olmayan çocukların psikolojisinin bozulmasına neden olan bir eğitim bu. Örneğin 3 yaşındayken çocuğunu sıbyan mektebine veren ve çocuğun davranışları değişmeye başladıktan sonra doktora götürmek zorunda kalan bir anne, şöyle anlatıyor yaşadıklarını: “Çocuk çok ciddi psikolojik sorunlar yaşıyormuş. Neyin günah olup neyin olmadığının çelişkisini yaşadığı için depresyona girmiş. En çok da kardeşinden hırsını almaya çalışıyor. Örneğin resim yapmak istiyor, ama resim yapmak günah! Sadece ev resmi, ağaç resmi yapabilir. İnsan ve hayvan sureti yapmak Allah’ı incitmek olurmuş. Bu nedenle çocuk çelişkiye düşmüş. Evin içinde anne, baba ve kardeş resimleri yapmak günah, ‘Öyleyse evin içinde yaşamaları da günah mı?’ diye sorular sormaya başladı.”
Bu anlatılanların benzerini, ziyaret ettiğimiz emekçi evlerinde de gördüm. Aileler çocuklarını yoksulluktan dolayı bu mekteplere vermek zorunda kalıyorlar. Bir örnek: 4 yaşında sevimli bir kız çocuğu. Yeni yıla sayılı günler kala dört bir yanı süsleyen yılbaşı çamlarına bakıyor gözlerinin içindeki gülümsemesiyle. Neşeli bir şekilde “Jingle Bells” diyerek yılbaşı şarkısı söylüyor. Ardından da renklerin ve sayıların İngilizcesini bildiğini gösteriyor büyüklerine. “Annem öğretti bunları bana” diyor mutlu bir edayla. Sonra aynı çocuk, Arapça alfabeyi sayıyor. Suyu oturarak içmeyen arkadaşına kızarak “günah, günah, su oturarak içilir” diyor. Bu küçük kız, mahallesindeki sıbyan mektebine gidiyormuş. Sabah 09.00’da başlayan mektep 15.00’te sona eriyormuş. Aylık 150 lira olduğu için aileye fazla masraf da olmuyormuş. Sıbyan mektebindeki ödevlerini gösteriyor büyüklerine. Sayfaları tek tek çevirerek hepsini kendisinin yaptığını söylüyor. Arapça harfleri rengârenk kalemlerle boyamış. Ailesi mahalledeki tek kreşin 650 lira olduğunu söyleyip, sıbyan mektebinin bütçeleri için uygun olduğunu, üstelik çocuklarının dini eğitim de gördüğünü anlatıyor.
4,5 yaşında masmavi gözleriyle gülümseyen afacan bir erkek çocuğu. O da sıbyan mektebine gidiyormuş. Annesi çocuğun bütün gün evde enerjisini atamadığını, kreşlerin çok pahalı olduğunu, bu nedenle çocuğunu mahallesindeki sıbyan mektebine gönderdiğini anlatıyor. Aylık 200 lira veriyorlarmış. Mektepten ailelere tencereler ve yemek listeleri veriliyormuş. Çocukların yemeklerini her gün bir aile yapıyormuş. Anne mektepte çocuğunun paylaşmayı öğrendiğini, kendi akranlarıyla birlikte oynadığını, çocuğun gelişimi için bu tip şeylerin çok önemli olduğunu söylüyor. Dinini de öğrenen çocuğunun hayırlı bir evlat olmasını umut ediyor.
3,5 yaşında, esmer ve dalga dalga saçlarıyla şirin bir kız çocuğu. Annesi de babası da çalıştığından, çocuğa anneannesi bakıyor. Anneannenin sağlık sorunları baş gösterince, aile uzunca bir süredir kreş arayışına girmiş. Araştırdıkları pek çok kreşte dini eğitimin verildiğini söylüyorlar. “Miniklerimiz seccadelerini kendileri yapıyorlar aktivitesi” gibi çeşitli oyun ve aktivitelerle çoğu kreşte din ağılıklı eğitim verildiğini anlatıyorlar. Çocuklarının küçük yaşta din eğitimi almasını istemiyorlar, ancak en yakın kreş 950 lira.
Bu örnekler, Beylikbağı, Mevlana, Arapçeşme gibi işçi mahallelerindeki sayısız örneklerden sadece bir kaçı. Sayıları günden güne artan ve 150-200 lira gibi ücretlerle, kreşlere alternatif olarak gösterilen sıbyan mektepleri gerçeği İşçi Dayanışması’nda ele alınmıştı. Bu doğrultuda “Sıbyan Mektepleri Değil, Nitelikli ve Ücretsiz Kreş!” yazısını bir kez daha dönüp okumak ve işçi ailelerine gerçekleri anlatmak çok önemlidir. “Ağaç yaşken eğilir” yaklaşımıyla, küçücük çocukların zihinlerini bulandıran sıbyan mektepleri işçi ve emekçi aileler için bir alternatif olamaz. Çocuklara ihtiyaç duydukları eğitimi verebilecek, onları sağlıklı bireyler olarak yetiştirebilecek kreşler gereklidir. İşçi mahallelerinde, sanayi bölgelerinde nitelikle, ücretsiz ve yaygın kreşler açılmalıdır. Emekçi kadınların “Her İşyerine Kreş!” talebi için mücadele yaygınlaştırılmalıdır.
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...