Buradasınız
Geleceğini Düşünen Kıdemine Sahip Çıksın!
Avcılar’dan bir işçi

Yıl oldu 2017. Doksan kuşağının çocukları olarak artık büyüdük, biz de birer işçi olduk. Bizim dönemin en büyük avantajı teknolojinin gelişmesi oldu. İnternet denen şeyde ne ararsak bulabiliyoruz. Tabi bazı şeyler hariç. Her konuda bir “fikrimiz” var fakat söz konusu kendi haklarımız olunca gençler olarak pek de bilgimiz yok. Burjuva medyadan sadece bizim öğrenmemizi istedikleri kadarını duyabiliyoruz. Duyduklarımız da onların çıkarları için çarpıtılmış yalanlardan ibaret. Biz onların planlarından habersiz yaşayıp giderken onlar her gün genç, yaşlı demeden biz işçilerin kuyularını kazmaya çalışıyorlar. Yaşamı biz işçiler için her geçen gün daha çekilmez kılıyorlar. Kazanılmış haklarımıza dikmişler gözlerini, fırsatını yaratınca saldırıya geçiyorlar.
Bugünlerde yeniden kıdem tazminatımıza göz diktiler. Her zaman yaptıkları gibi türlü laf oyunlarıyla bizi iyi niyetli olduklarına inandırmaya çalışıyorlar. Sanki bir lütufmuş gibi kıdem tazminatımızı fona devretmek istiyorlar ve böylece herkesin bu fondan yararlanabileceğini söylüyorlar. Eğer bizi bu kadar çok düşünüyorlar ise neden fondan kıdem tazminatı almak için on yılı doldurmamızı zorunlu tutuyorlar? Madem biz işçilerin kıdem tazminatı alamamasından çok rahatsız oluyorlar, o halde tazminatı ödemeyen patronlara ağır cezalar versinler. Ama bunu yapmıyorlar! Kıdem fonu kurmak istiyorlar çünkü böylece patronlara peşkeş çekecekler. Aynı durumu işsizlik fonunda da yaşıyoruz. Bizim maaşımızdan kesilip işsizlik fonunda biriken parayı işsiz kaldığımızda alamıyoruz. Çünkü bir sürü koşul koyuyorlar önümüze. Kıdem tazminatında da aynı durumu yaşayacağız. İşten çıkarılan işçi kıdem almak istediğinde on yıl beklemesi gerekecek. Başka bir iş bulana kadar maaşı olmadan nasıl geçineceği hükümetin umurunda değil. Kıdem tazminatına sadece maddi açıdan bakmak da yanlış olur. Kıdem bizim işyerlerimizdeki tek güvencemiz. Çalıştığımız yerde patronların bizi kapı dışarı etmesindeki en büyük engel kıdem tazminatımız. Hem bizim hakkımız olan paramızı patronlara verecekler hem de işyerindeki güvencemizi de ortadan kaldırmış olacaklar. Böylece patronların bizi işten çıkarırken elleri daha da kolaylaşmış olacak.
Ben de ‘90 kuşağı çocuklarındanım ve düzenli olarak çalışmaya ilk defa bu yıl başladım. Yani ne kıdem tazminatı aldım ne de başka bir hakkımı. Fakat UİD-DER’li genç bir işçi olarak bunların önemini çok iyi biliyorum. Çünkü yaşları daha büyük olan mücadeleci işçilerin tecrübelerini dinledim. Öğrenciyken adını bile duymadığım kıdem tazminatını, UİD-DER ile öğrendim. Şimdi ben de benim gibi genç işçi arkadaşlara sesleniyorum. Kıdem tazminatı hakkımızdır, iş güvencemizdir. Ömrümüzün kalan yıllarını çalışarak geçirmek zorunda olan işçiler olarak kıdem tazminatımızın elimizden alınmasına izin veremeyiz. Patronların bizim üzerimizdeki oyunlarına engel olmak için örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz. Onlara ancak örgütlü gücümüzle dur diyebiliriz.
Elleri Var Özgürlüğün
Büyülü Kılıçlar mı, Sınıf Bilinci mi?
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- 6 Şubatta gerçekleşen Maraş merkezli depremlerin ardından UİD-DER, uluslararası sendikalara ve dost emek örgütlerine Türkiye’deki durumu anlatarak dayanışma çağrısında bulunmuştu. Bu çağrıya yanıt veren Filipinler İşçi Partisi (Partido Manggagawa,...
- Bu ölümlerin nedenlerinin altında patronların kâr hırsı yatmaktadır. Gerekli basit önlemler bile alınmıyor, ekipmanlar temin edilmiyor, devlet tarafından denetimler yapılmıyor. Denetim yapılsa bile göstermelik yapılıyor, evrak üzerinde kalıyor. İş...
- İşçi ve emekçiler, bir kez daha göz göre göre gelen bir felaketin yol açtığı yıkımın acılarını yaşıyor. Türkiye 6 Şubat sabahına cumhuriyet tarihinin en büyük ikinci depremiyle uyandı. Sabaha karşı 04.17’de merkez üssü Maraş/Pazarcık olan 7,7...
- Ordu’da Çaybaşı Belediyesi işçileri TİS sürecinde anlaşma sağlanmayınca greve başladılar. İstanbul’da belediye şirket işçileri güvencesiz çalışmaya karşı basın açıklaması gerçekleştirdiler. Lastik-İş üyesi işçiler yüzde 25 ek zam talebiyle eylemler...
- Amasya’nın Taşova İlçesine bağlı Çambükü köyünde yapılmak istenen Organize Sanayi Bölgesine (OSB) karşı köylülerin açtığı dava kazanımla sonuçlandı. Çambükü köylüleri 1995 yılında iyi tarım projesi kapsamında dönemin kaymakamı tarafından kendilerine...
- İstanbul Esenyurt’ta bulunan As Plastik fabrikasında Petrol-İş üyesi işçilerin eylemleri devam ediyor. Ambalaj üretiminin yapıldığı fabrikada işçiler, 2022’nin Mayıs ayında sendikalaşmaya başladı. İşçilerin neredeyse tamamı kısa sürede Petrol-İş’e...
- Bir insanın rahat yaşaması için ne kadar para gerekli? Ne kadar paranız olursa daha iyi bir yaşam sürersiniz? Bunu bir düşünün ve kendinize cevaplar verin. Sakıp Sabancı’nın kızı Dilek Sabancı aynı soruya biraz detaylandırarak çeşitli cevaplar verdi...
- Rosa’nın yaşamına ve yüreğine 7 yıl süren bir yolculuk yapan Jülide Kural, yazdığı ve oynadığı “Ben Rosa Luxemburg” adlı tiyatro oyunuyla onu kadınlarla, gençlerle, işçilerle, öğrencilerle buluşturuyor. Bu oyunla, onu tanıyan ve mücadelesini...
- “Yoksulluk, bir annenin başını yastığa koyduğunda gündüz çocuğuna istediğini alamadığını düşünüp üzülmesidir.” Bu sözler iki çocuğu olan ve üçüncü çocuklarını bekleyen bir anneye ait. Bugün pek çok anne de yaşadığımız yoksulluğu çocuklarına...
- Kocaeli Başiskele’de bulunan Kartonsan fabrikasında işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine 22 Aralıkta greve çıktı. Selüloz-İş üyesi işçiler, ücretlerine gerçek enflasyon oranında zam yapılmasını, çalışma koşullarının...
- 29 Ocakta İran’ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy kentinde 5,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kışın en soğuk günlerinde, gece 21.44’te meydana gelen depremde en az 3 kişi öldü, 122 kişi yaralandı, çok sayıda ev hasar gördü. Hoy halkı...
- Toplumda çoğunluğun doğru kabul ettiği fikirleri sorgulamak, yanlışları görmek, bunları dile getirmek kolay değildir. Kolay olan herkesin söylediğini söylemek, herkesin yaptığını yapmaktır; çünkü bu çaba sarf etmeyi gerektirmez ve “zararsızdır.”...
- 31 Ocak 2008’de İstanbul Davutpaşa’da kaçak bir maytap atölyesinde meydana gelen patlamada 20’si işçi 21 kişi ölmüş 100’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliamın 15. yıl dönümünün Anayasa Mahkemesi kararıyla tekrar görülen davanın 2. duruşmasının...