Buradasınız
Gerçeklere Egemenlerin Kirli Aynasından Bakma!
Lunaparklardaki kahkaha aynalarının karşısına geçtiğinizde kendinizi baş aşağı, büzüşmüş, dev gibi ya da farklı biçimlerde görebilirsiniz. Bu tümsek, çukur ve dalgalı aynalar ışığı farklı açılarla yansıtarak gerçeğin görüntüsünü olduğundan farklı gösterirler. İşte medya gibi araçlar egemenler tarafından bu aynalar gibi kullanılır ve gerçeği olduğundan çok farklı gösterir, çarpık bir biçimde algılanmasına neden olur. Tıpkı Türkiye’de her gün, her dakika şahit olduğumuz gibi…
Bugün gerek ülke gerekse de dünya gündemini takip etmek isteyen herkes ya televizyonların başında ya da sosyal medyada buluyor kendini. Fakat yaşanan gerçeklerle, “haber” adı altında yayınlanan yalanları, manipülasyonları ayırt etmek zor. Öyle ki işçi ve emekçilerin gerçeği hayat pahalılığı ve enflasyonken gazetelerde “çalışanların ve emeklilerin ücretlerine büyük zam” başlıkları bitmek bilmiyor. Haberin içeriğine baktığınızdaysa böyle bir zammın olmadığı, yapılmadığı görülebiliyor. Ya da depremin ardından insanlar henüz enkaz altındayken, türlü acılarla, sorunlarla boğuşurken medyada iki gözlü, kilerli çadırda yaşayan mutlu depremzede haberleri yapılabiliyor.
Rejimin toplumun algılarını şekillendirmek, emekçileri kutuplaştırmak, ayrıştırmak ve bu yolla iktidarda kalmak için kullandığı yöntemlerde ne ararsanız var: Entrika, rüşvet, yolsuzluk, yalan, hile, tehdit, baskı, küfür… Bu durum iktidarın özellikle 2016 dönemecinden sonra dozunu arttırdığı bir alışkanlığa dönüşmüş durumda. Deprem sonrasında yaratılmaya çalışılan atmosfer yalan yanlış bilgilerle, havuz medyasındaki kurgu görüntülerle desteklenmişti. Toplumda biriken öfke “kader planı”, “asrın felaketi” söylemlerinin tekrarıyla çaresizliğe hapsedilmek istendi. Kızılay’ın kan satmasının ortaya çıkmasından, sahte temel atma törenlerine kadar iktidar cenahının kullandığı araçlar ve dil, algı oyunlarında usta cambazları bile utandıracak bir mertebeye erişti.
İktidar gerçekleri çarpıtmada, kutuplaştırma siyasetinde bunlarla sınırlı kalmadı elbette. Toplumdaki değişim isteğinin, gerçek bir değişim iradesine dönüşmesinin önüne geçmek için 14 Mayıs seçimlerine giden süreçte “deepfake” (yapay zeka kullanılarak oluşturulmuş ses ve video içerikleri) diye adlandırılan bir yönteme başvurdu. Yalan, montaj videolar üzerinden muhalefeti karalama kampanyaları düzenledi, sosyal medyada trol ordusuyla zehirli fikirlerini yaydı. Hatırlanacak olursa siyasi iktidar “dezenformasyon ile mücadele” adı altında basın ve ifade özgürlüğünü yok edecek, her türlü muhalif sesi kısacak bir sansür yasasını meclisten geçirmişti. Çürümeye bakın ki bu yasayı çıkardığı zaman yanlış bilginin önüne geçileceğini söyleyen iktidar, şimdi büyük bir pişkinlikle çıkıp muhalefet aleyhine yaptıkları videoların montaj olduğunu, bunun da “normal” olduğunu söyleyebiliyor.
Roma mitolojisinde Cacus isminde canavar bir dev vardır. Bu canavar dev, bir mağarada yaşar ve geceleri köylülerin öküzlerini çalıp mağarasında yer. Ancak köylüler hırsızlığını fark etmesin diye çaldığı öküzleri boynuzlarından ittirip geriye yürüterek sokar mağaraya. Böylece sabah olunca öküzlerinin izini süren köylüler ayak izlerinin mağaradan dışarıya doğru olduğunu görecek ve Cacus’un suçsuz olduğunu düşüneceklerdir. Bugün de yapılmak istenen budur. Siyasi iktidar, emekçiler gerçekleri görmesin, haksızlıklara itiraz etmesin, bu bozuk düzeni değiştirmek için ayağa kalkmasın diye çeşitli illüzyonlar yaratarak gerçeklik algısını çarpıtmaya çalışıyor. Oysa işçi sınıfının önderleri bu illüzyonlar için şöyle bir değerlendirme yaparlar: Bir olayı her boyutuyla anlamak için olayların anlık görüntüsü yetersizdir. Yani işçi sınıfı olarak olaylar arasındaki bağı kurmadan ve içinde bulunulan sistemin işleyişini hesaba katmadan doğru bir değerlendirme yapamayız.
Asla unutulmaması gereken gerçek şudur: “onlar ve biz” diye bir gerçeklik var. Onlar bizim sırtımızdan geçinen, gecede ve gündüzde bizi acılara, ölüme terk eden egemenlerdir. Tüm dünyayı etkileyen emperyalist savaşlar, ekonomik kriz, iklim krizi, göç krizi gibi büyük sorunlar onların eseridir. Biz ise bolluk ve bereketi kendi ellerimizle üreten, dayanışma ve kardeşliği yaşatan işçileriz, emekçi kadınlarız, gençleriz, dünya işçi sınıfının evlatlarıyız. Dili, dini, rengi ne olursa olsun işçi sınıfı birdir ve birlikteyken güçlüdür. Öyleyse yalanlara ve aldatmalara karşı gerçekleri tekrar edelim, gerçeğin aynası olalım. Gerçekleri ısrarla savunarak egemenlerin düzenini yıkacak birliği örelim. İnanalım ki gelecek güzel günler bizim sınıfımızın eseri olacaktır.
Yenik Değiliz
Gitmedik, Buradayız, Direniyoruz!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
Son Eklenenler
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.