Buradasınız
Hak ve Hak Arayışı
Dünyamızda, paranın egemenliğine dayalı kapitalist sistem hâkim. Bu düzenin efendileri haksızlıklara karşı çıkmamızı engellemek için her türlü oyun ve hileye başvururlar. Ortada onca büyük haksızlık varken, onlar bize tüm bunların normal olduğunu belletmek isterler. Onlara göre hak aramak boşa kürek çekmektir. Makul olan öne çıkmamak, sesini çıkarmadan çalışmaktır. Haksızlıkların olmadığı, dayanışmacı ve paylaşımcı bir toplum kurmak için mücadele verenleri ayıplar, hor görürler. Başıbozuk asiler olarak göstermek isterler. Biat edenleri, korkuyla sinenleri, yalanlara inananları makbul sayar, onaylarlar. Oysa biz işçiler için makul olan haksızlıklara, zulme ve sömürüye hep birlikte karşı çıkmaktır. Zalimlerin, bizi ezenlerin karşısında olmak, kendi sınıfımızın safında durmaktır.
Bu dünyada haksızlığa uğrayanlar toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan işçi ve emekçilerdir. Saymakla bitmez işçilerin yaşadığı sorunlar, haksızlıklar. En önemlisi sömürülmemizdir. Sonra düşük ücretler, artan hayat pahalılığı, uzun iş saatleri, işten atmalar, grev yasakları, sendikasızlaştırma, kıdem tazminatının gaspı... Oysa gece gündüz demeden durmaksızın çalışan, alın teri döken, üreten işçilerdir. Ama aileleriyle birlikte yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren de işçilerdir. Patronların kâr hırsı uğruna ömrünü veren, ne kadar çabalarsa çabalasın patronların gözünde zerrece kıymet görmeyen yine işçilerdir. İşçi sınıfının ürettiği tüm zenginliğe el koyan, emeği sömürerek sefahat içinde yaşayanlarsa bir avuç asalak yani patronlar sınıfıdır. Kapitalist sistem işte bu gerçeklik üzerine kuruludur. Bu sömürü sisteminde patronlar sınıfı, ellerinde tuttukları güç ve zenginlik sayesinde milyonlarca insana hükmediyor.
Ancak ezelden beri, nerede bir haksızlık, zulüm ve sömürü varsa, orada mücadele eden, haksızlığa boyun eğmeyen insanlar da her zaman olmuştur. İşin özü hakkımızı nasıl arayacağımız, nereden başlayacağımızla ilgilidir. Hak arama mücadelesi verebilmek için atılacak ilk adım örgütlenmektir. Çünkü tek tek işçilerin haksızlıklar karşısında dik durabilmesi mümkün değildir. Örgütlenen işçiler, bir araya gelmeye, geçmişlerini öğrenmeye ve bilinçlenmeye başlarlar. Haklarını öğrendikçe çalışma ve yaşam koşullarını sorgularlar. Gerçekliklerini daha derinden kavrayan işçiler, haklarını korumak, geliştirmek ve yaymak için mücadeleye atılırlar. Birbirine güvenen, yan yana gelen ve sorunlarına birlikte çözüm arayan işçiler, bu mücadelenin uzun soluklu olduğunun bilincindedir. Çünkü haklı olmak ve hakkını aramak kısa sürede kazanım elde etmek anlamına gelmez. Hak arama mücadelesinde, uzayan mahkemeler, aile içinde baş gösteren ekonomik sorunlar, hükümetlerin patronlardan yana çıkardığı yasalar gibi pek çok zorluk ortaya çıkabilir. İşçilerin moralinin bozulduğu, umudunu kaybettiği, yılgınlığa düştüğü anlar yaşanabilir. Ancak tüm bu zorlukların üstesinden işçi sınıfının örgütlü gücü gelebilir.
Dağınıklık işçi sınıfını güçsüzleştirir, birleşmeyen ve örgütlenmeyen işçiler haklarını arayamazlar. Ama birleşen işçiler güçlü olurlar ve haklarını ararlar. Mesela emeklilikte yaşa takılanların verdikleri mücadele bir hak arama mücadelesidir ve haklı bir tutumdur. EYT’liler, seslerini boğmaya çalışanlara, yok sayılmaya, aşağılanmaya karşı haklarını aramaya devam ediyorlar. Dernek kuruyor, mitingler düzenliyor, seslerini duyurmak için eylemler yapıyorlar. 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma faciasını unutturmayacaklarını haykıran Somalı aileler, 2014’ten beri eylemler ve mitingler düzenliyorlar. Kaybettikleri canların hesabını sormak ve başka işçilerin kâr hırsına kurban verilmemesi için haklarını arıyorlar. Fabrikalarda, işyerlerinde ağır çalışma koşullarına karşı sendikalaşan işçiler, patronların saldırılarına, baskılara ve işten atmalara karşı haklarını arıyorlar, mücadele ediyorlar. Emekçi kadınlar hayat pahalılığına karşı seslerini yükseltirken, gençler eğitim hakları için bir araya geliyorlar.
EYT’lilere “türedi”, iş cinayetlerine “bu işin fıtratında var” diyenler, iyi yemek ve tahtakurusuz yatak isteyen inşaat işçilerini “bölücü” olarak nitelendirenler, sendikalaşan işçileri “hain” ilan edenler, hak arama mücadelelerini değersizleştirmeye çalışıyorlar. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, haksızlıklar arttıkça hak arama mücadelesine katılanlar da artıyor. Çünkü hakkını arayanlar gücünü haklılığından ve örgütlülüğünden alıyor. Yaşadığımız topraklarda da sıkça söylenildiği gibi hak verilmez, alınır!
Şanlı Haziran
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
Son Eklenenler
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...