Buradasınız
Haklarımız Gasp Edilirken İş Bırakmak Yasal Hakkımızdır
Bostancı’dan UİD-DER’li bir grup işçi
Ekonomik kriz sürecinde milyonları bulan işsizlerin yanı sıra, ücretini alamayan işçilerin sayısı da her geçen gün artıyor. Patronlar kriz gerekçesiyle ücretlerimizi gününde ödemiyorlar. Çocuğun eline cep harçlığı tutuşturur gibi ücretlerimizi parça parça ve geciktirerek ödüyorlar, “idare etmemizi” tembihliyorlar. Her türlü yasadışı yönteme sarılan patronlar, bizlere sabırlı olmamızı, boynumuzu büküp sesimizi çıkartmamamızı vaaz ediyorlar. Ama patronların gökte ararken krizde buldukları bu fırsatları, bizler örgütlenerek ve mücadele ederek, kendi sınıf çıkarlarımız için fırsata çevirebiliriz.
Öncelikle patronların haklarımızı tırpanlarken ağızlarına pelesenk ettikleri “kriz var” bahanesine aldanmamalı, mücadele yolunu tutarak yasal haklarımızı öğrenmeliyiz. Örneğin iş yasasının 34. maddesinde ücretin gününde ödenmemesine ilişkin yer alan açıklamalarda, 20 günden sonra işçinin iş durdurabileceği ve bunu toplu olarak da yapabileceği yazılıdır. Aynı maddede, işçilerin işi durdurmasından dolayı işten atılamayacakları, yerlerine yeni işçi alınamayacağı, bu işlerin başkalarına yaptırılamayacağı da (örneğin taşeron işçilere) açıkça belirtilmiştir.
İş yasasında lehimize olabilecek bu yasa maddesinden faydalanmamız için ayrıntılara dikkat etmemiz gerekiyor. “Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi günlük sürenin geçmesi” ifadesi iş sözleşmesinde ya da ücret bordrosunda belirtilen ücret ödeme gününden sonraki 20 takvim gününü ifade ediyor. Ayın beşinde ücret alıyorsak, çalışmama hakkımızın olduğu gün ayın yirmi altıncı günüdür. Ancak 20 günlük sürenin netleşmesi için ücret ödeme gününü bilmemiz gerekir. Fakat patronlar ne iş sözleşmesini ne de ücret bordrosunu –yasalar nezdinde elimizde kanıt olacağı için– bizlere vermiyorlar. Aynı yasanın 37. maddesi uyarınca “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunluluğu da vardır. Dolayısıyla bordromuzu istemeliyiz.
Yasada, patronların ücret ödememelerini meşru kılabilecek durumlar “mücbir neden” kavramıyla ifade edilmiştir. Ancak bu kavramla ne kastedildiği açık olarak belirtilmediği için sağa sola çekiştirilebilecek bir durum söz konusudur. Çoğu patron “krizden etkilendim” gerekçesini “mücbir neden” olarak göstermeye çalışmakta ve ücret ödemekten kaçınmaktadır. Oysa patronların “ekonomik krizden etkilendim” gerekçesini ispatlaması zorunludur. Üretimde bir durgunluk yaşadığını, siparişlerin büyük ölçüde azaldığını veya iptal edildiğini ve buna bağlı olarak da ödeme sıkıntısı içinde olduğunu belgelemelidir. Bu bahaneyi peşinen kabul etmemeli, patronun durumu ispatlamasını talep etmeliyiz.
Demek ki, iş durdurma, ücretimizi alamadığımızda kullanabileceğimiz önemli bir silahtır. Patronlar bu yüzden bizi işten atamazlar, yerimize başka bir işçiyi çalıştıramazlar. Aksine biz iş bırakma hakkına sahibiz. Üstelik bu durumda kıdem tazminatı hakkımızı alabildiğimizi de unutmayalım. Ayrıca işsizlik sigortasından faydalanma hakkımız da devam etmektedir. Fakat yasalarda yazılı da olsa, bu haklarımızı kullanmak için örgütlü olmamız ve mücadele etmekten çekinmememiz gerekiyor. Tek başımıza iş bırakmamız sorunumuzu çözmeye yeterli olmayacaktır. Bizler hep birlikte sorunlarımızı çözme temelinde bir araya geldiğimizde, üretimden gelen gücümüzü kullandığımızda etkili olabiliriz. 20 gün değil 200 günü bulan ücret gecikmelerini, ücret kesintilerini, işten atılmayı önlememizin ve krizin faturasını patronlara ödettirmemizin tek garantisi yasalarda değil örgütlü gücümüzdür.
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...