Buradasınız
Hasköy Sanayi Sitesi İşçilerinin Sorunları
Hasköy Sanayi Sitesi’nde çalışan bir işçi
Ekonomik kriz giderek derinleşiyor. Fakat buna karşın burjuva medyada krizin son etkilerinin yaşandığı yalanları havada uçuşuyor. Krizin bitmekte olduğunu, son etkilerinden kurtulmak için alışveriş yapmamızı ve ekonomiye can vermemizi söylüyorlar. Söylüyorlar ama her zamanki gibi yalan söylüyorlar.
Ben Hasköy Sanayi Sitesi’nde çalışmaktayım. Krizin bitişi denilen şey aslında biz işçilerin bitişi olarak yansıyor Hasköy’e. Yaklaşık 1500 işletmenin bulunduğu sanayi sitesinde biz çalışanların hiçbir sorunu yansımıyor burjuva medyaya. Var olan işletmelerin birçoğu iş yapamıyor ya da kapılarına kilit vurulmuş durumda. Yani kriz devam ediyor Hasköy’de. Bundan en çok etkilenense bizler oluyoruz. Hasköy’de çalışan işçiler olarak sorunlarımızı şöyle sıralayabilirim:
Bu bölgede sigortasız çalıştırılan yüzlerce genç işçi bulunuyor.
Sigortalı çalışanların sigortaları ya eksik ya da asgari ücret üzerinden yatırılıyor.
Çoğu yerde servis olmadığı için kamyon kasalarında işe geliniyor.
Her gün yüzlerce insanın otoban bağlantı yolu ve E-5’te karşıdan karşıya geçişinde zaman zaman ölümcül kazalar yaşanıyor.
Boş arazi olmasına rağmen, bölgede okulun olmaması, çıraklık okulunda okuyan öğrencilerin ilçeye ve sanayi sitesine ters bir yerde eğitim görmesini zorunlu kılıyor.
Yanında bulunan oto sanayiyi de hesaba katacak olursak yaklaşık 10.000 işçinin bulunduğu bu bölgede bir sağlık kuruluşu veya sağlık ocağı yok.
Çalışma koşulları çok zor ve çalışma saatleri 8 saatin çok üzerinde.
Hiçbir iş güvenliği önlemi alınmıyor ve buna bağlı meslek hastalıkları oldukça yoğun yaşanıyor.
En önemli sorunumuz ise aynı kaderi yaşayan biz sanayi işçilerinin birbirimizden yalıtık yaşaması.
Bunlar sadece şu anda gördüğüm ortak sorunlarımız ve daha pek çok sorun sıralanabilir. Hasköy Sanayi Sitesi işçileri olarak işçi arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Patronların işine geldiğinde onlarla “bir aile” oluyoruz, işlerine gelmediğinde ise üvey evlatları oluyoruz. Bu bize hak mıdır?
Biz işçilerin sorunları nasıl ortak ise bu rezillikten kurtuluşun yolu da ortaktır. Kendimize güvenmeli ve mücadele etmeyi öğrenmeliyiz. Emin olun sizlere bu mücadeleyi elinden geldiğince öğretmek için çalışan bir derneğimiz var: UİD-DER!
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...