Buradasınız
Hasta Bakıcıların Sorunlarını Biliyor musunuz?
Cerrahpaşa’dan bir kadın işçi

Merhaba işçi kardeşlerim, ben Cerrahpaşa’da çalışan bir kadın işçiyim. Yaklaşık 7 yıldır Cerrahpaşa’da çalışıyorum. Sizlerle hastanede yaşadığımız sorunları paylaşmak istiyorum. Fakat o kadar çok sorun yaşıyoruz ki bir mektuba sığdırmam imkânsız. Bu yüzden sorunlarımızı her hafta bir mektupla size ileteceğim. Ama bu mektupta bir kadın işçi olarak biz kadın işçilerin yaşadığı sorunlarla başlayacağım.
Cerrahpaşa’da hasta bakıcı olarak kadınlar çalıştırılıyor. Sedyelerle 6 katlı binalardan ameliyathanelere hasta taşıyoruz. Hastaların kimisi çok ağır ve kilolu olduğu için sıkça meslek hastalıklarına yakalanıyor ve iş kazalarına maruz kalıyoruz. Ağır kaldırdıkları için hamile hasta bakıcılar düşük yapıyor ya da doğuma az süre kalmasına rağmen mecbur bırakılarak hasta taşımaya devam ediyor. Mesela bir kadın arkadaştan, erkek işçi olmadığı için 150 kiloluk hastayı ameliyathaneye götürmesi isteniyor. Kadın arkadaş hastayı tek başına sedyeye taşımaya çalışırken hasta sedyeden yuvarlanıp, üstüne düşüyor. Hasta bakıcının ayaklarında ciddi bir şişme meydana geliyor. O arkadaşımız şiş ayakla günlerce çalışmak zorunda bırakıldı. Ayrıca hastada bu durumdan mağdur oldu.
Gece vardiyası her işyerinde kadınlar için sorun olduğu gibi bu hastanede de büyük sorun. Gece vardiyasına bırakılan kadın hasta bakıcılar, gecenin bir yarısı ellerinde kan torbalarıyla acil binasına gönderiliyor. Bu durum kadınlar için çok ciddi iki tehlike yaratıyor. Birincisi kadınlara tecavüzün, tacizin arttığı şu dönemde o saatlerde dışarıda olmak tehlikeli. İkincisi ise ellerine verilen kanlar korunaklı bir şekilde taşınmadığı için birçok bulaşıcı hastalık riski taşıyor. Bu durum hastaların sağlığını da tehdit ediyor.
Taşeron işçisi olduğumuz için emeğimiz görmezden geliniyor. Bazı devlet memurları (hemşire, doktor) tarafından sözlü tacize maruz kalıyoruz. Çalıştığımız alan çok steril bir yer değil. Kirli hasta bezleri birçok enfeksiyona davetiye çıkardığı halde bir binadan başka bir binaya taşımak zorunda kalıyoruz. Ayrıca çamaşırhane de fazlasıyla temizlikten yoksun.
Haftalık çalışma saatimiz 45 saat ve vardiyalı çalışıyoruz. Çalışma saatlerimiz belirsiz ve keyfi düzenleniyor. Kendimiz, sevdiklerimiz için bir plan yapamıyoruz. Tabii bu kadar sıkıntı yaşatırlarken fazla mesai olmazsa olmaz. Bayram ve resmi tatillerde yaptığımız fazla mesailerin ücretlerini duysanız gülersiniz.
Sıkıntılarımız yazmakla bitmez. Bu kadar soruna karşı bizim de kadınlar olarak birçok talebimiz var. Eşit işe eşit ücret istiyoruz. Çocuklarımız için kreş, sağlığımız için iş güvenliği istiyoruz. Ücretlerin yükseltilmesini ve kadın işçilere gece vardiyalarının yasaklanmasını istiyoruz. Ayrıca yaşanılacak bir hayat için güvenceli iş ve gelecek istiyoruz. Ben bir kadın işçiyim ve Cerrahpaşa’daki kadın işçilerin sesi olarak tüm işçilere sesleniyorum; bilinçlenip örgütlenelim, sendikalaşalım ve sendikalarımıza sahip çıkalım.
Hereke Çöp Olmasın!
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin 45. yılında Türkiye’nin çeşitli illerinde eylemler gerçekleştirildi. Yapılan eylemlerde darbe rejimi ve onun günümüzdeki etkileri protesto edildi. İstanbul’da 78’liler Girişimi öncülüğünde Taksim Kazancı Yokuşunda...
- “Bırak seni başkaları övsün” diye bir söz vardır. Bir de işçi sınıfının ve insanlığın sömürüye karşı yürüttüğü mücadeleyi tarif eden başka bir ifade vardır: “Sen sadece doğru yolda yürü. Sabırla, emekle, alın teriyle ilerle. Bir gün başkaları da...
- Metal işkolunda Türk Metal, Çelik-İş ve Birleşik Metal-İş sendikalarıyla metal patronlarını temsil eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2025-2027 dönemini kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri başladı. Bu sözleşme, 250’...
- Ankara’da bulunan Tapeten Mensucat’ta Teksif Sendikasında örgütlenen işçiler, işverenin TİS masasına oturmayı reddetmesi üzerine 4 Eylülde greve çıkmışlardı. UİD-DER üyesi işçiler olarak grevlerinin 8. gününde Tapeten işçilerini ziyaret ettik.
- Yaşadığımız topraklarda 12 Eylül 1980’de bir askeri faşist darbe gerçekleştirildi. Darbeciler ülkedeki kaosu ve kardeş kavgasını bitirmek için darbe yaptıklarını ileri sürüyorlardı. Oysa asıl amaç işçi sınıfına ve örgütlerine darbe vurmaktı.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik her geçen gün dozunu artırdığı saldırılara karşı protestolar sürüyor. 2 Eylülde CHP İstanbul il örgütüne kayyum atanmasının ardından başlayan protestolarda emekçiler rejimin baskılarına biat...
- Nepal’de hükûmetin 4 Eylülde Facebook, X (Twitter), YouTube ve benzeri 26 platformu erişime kapatma kararı, gençlerin öncülüğünde işçi ve emekçilerin de katıldığı geniş protestoları tetikledi. Ülkede artan yoksulluk ve yolsuzluk karşısında biriken...
- Trump yönetimi işçi düşmanı ekonomi politikalarını, göçmenlere karşı saldırılarını, emperyalist savaşı körüklemeyi, Siyonist İsrail devletini desteklemeyi sürdürüyor. Emperyalist savaşın baş aktörü olarak Gazze’de yapılan soykırımı açık şekilde...
- İsveç sermayeli Omsa Metal fabrikasında çalışan işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Şirket, sendikanın yetkisine itiraz ederken toplu iş sözleşmesi sürecinde de “sıfır zam” dayatmasında...
- Tanıdık birilerinden söz ederken “bizim Ahmet”, “bizim Ayşe” deriz. Bazen tarafını anlatırken “bizim takım”, “bizim parti” deriz. Hatta bazen hangi kimlik ve inançtan olduğunu tarif ederken de biz deriz. Gelin bu konunun üzerine duralım biraz. Biz...
- Türkiye’de rejimin her türlü muhalefeti ezmek, toplumu zapturapt altına almak ve bu yolla varlığını sürdürmek amacıyla hayata geçirdiği saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Öyle ki bu rejim, yargıyı sopası, medyayı borazanı, devlet kurumlarını...
- Aylardır maaşları, toplu sözleşmeden doğan fark alacakları ve bazı yan hakları ödenmeyen Genel-İş Sendikası üyesi İzmir Buca, Karşıyaka ve Konak Belediyesi işçileri yürüttükleri mücadeleleri büyüterek iş bırakma eylemi yaptı.
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”