Buradasınız
Hasta İnsana Neden Et Suyu Çorba Pişirilir?
Gebze’den bir petrokimya işçisi

Ah ah ne günlerdi! Hasta olmaktan ve iğnelerden korksam da hasta olunca yiyeceğim güzel yemeklerin hayalini kurardım çocukken. O zamanlar pek öyle dolabımız dolmazdı. Okula giderken yılda toplasan beş defa bile harçlık aldığımı bilmem. Alsak bile en ucuz bisküvilerden bir tane alacak kadardı ancak. Onu da beraber okuduğum kardeşimle veya yakın arkadaşlarımla paylaşırdım hep. Aslında kardeşim dışında kimseyle paylaşmak istemezdim ama biri benden yediğim şeyi isteyince dayanamazdım. Çünkü en iyi ben bilirdim bu duyguyu, kendi halim gelirdi aklıma.
Çocukluk yılları işte, her şey gözünde kalıyordu insanın. Bu yüzden hasta olmayı severdim bazen. Çünkü o zaman annem bana özel yemekler yapardı. Oturup yanı başıma, başımı okşar ve “oğlum canın bir şey istiyor mu? Söyle alalım bakkaldan” derdi. Bu teklifin vermiş olduğu mutluluk bile yeterdi. Annem “hastasın, vücudun zayıf düşmesin oğlum, çekinme söyle hadi. Güçlü, dirençli olman lazım” derdi hep. Ben de kalan son gücümle pazılarımla beraber yanakları mı da şişirir “güçlüyüm ben anneciğim, sen üzülme” derdim. Paramızın hep yetersiz olduğunu bilirdim, bu yüzden pek bir şey istemezdim. Kardeşlerimse gözlerimin içine bakarlardı bir çikolata veya benzeri bir şey isteyeyim diye. Bazen isterdim. İştahım olmadığı için yiyemezdim ama kardeşlerime “benimkini saklayın, sonra yiyeceğim” derdim. Benimki dediysem öyle hepimize birer çikolata değil. Bir çikolatayı bölüşürdük yine.
Bizim oralarda adettir. Hasta insan et suyuna veya en azından tavuk suyuna çorba içmeli. Sonra büyüdükçe öğrendim. Aslında bu bütün coğrafyada böyleymiş. Hasta insana sıcak bir et çorbası yapılırmış. Kasaplar o zamanlar kemikleri parayla vermezlerdi. Verseler bile bir dünya kemiği bir ekmek parasına verirlerdi. Annem utana sıkıla kasaptan kemik isterdi çorba yapmak için. Bir gün de babam kaza geçirmişti. İş kazası. Ağır yaralanmıştı. Taburcu olup eve gelince, mahalleden, işyerinden konu komşu geliyordu geçmiş olsuna. Biz bir yandan babamın haline üzülsek de gelen giden misafirlerin ne getirdiklerine bakıyorduk. Herkes ya süt ya meyve suyu ya da taze meyve getiriyordu. Bunun da nedenini ancak büyüyünce anladım. Aslında hepsi aynı kapıya çıkıyordu. Hasta olan insan iyi beslenmeliydi.
Artık çocuk değilim ve bir insanın sağlıklı beslenirse birçok hastalığa yakalanmayacağını, yakalansa bile bunu çabuk atlatacağını biliyorum. Bugün dünyayı sardığı söylenen Covid-19 da bir hastalık. Siyasi iktidarların sanki fedakârlık yapıyormuş pozları keserek sokağa çıkma yasağı ve benzeri uygulamalar getirmesi sorunu çözmeyecek. Neden mi? Çünkü bizim ve bizim gibi milyonların maskeden, mesafeden, temizlikten daha önemli bir şeye ihtiyacımız var. Bu koşullarla ve bu maaşlarla yapamadığımız bir şeye. O da sağlıklı beslenmek, sağlıklı yaşamak!
Uzun Çalışma Saatlerindeki Tehlike!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İşçi sınıfı örgütlü olduğunda gücü ve cüreti büyüktür. Örgütsüz olduğu durumlarda ise ne yazık ki sınıf bilinci geriye gider. Örneğin çevremizdekilerden arada bir duyarız: “Aman boş ver! Malmış mülkmüş hepsi hikâye... Bak Sabancı’nın oğlu bir...
- 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybeden emekçiler, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla Taksim Kazancı Yokuşunda bir araya gelinerek anıldı. “Yaşasın 1 Mayıs” pankartının açıldığı anmaya sendikalar, emekten yana kurumlar, siyasi partiler ve UİD-DER...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ve İstanbul Tabip Odası (İTO) 28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla Kadıköy’de Süreyya Operası önünde “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...